- 1245 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
SOHBET ETMEYE VAR MISINIZ?
"Seni anlayabiliyorum" , "Seni inan anlayamıyorum" bu iki cümle ilişkilerin hal ve gidişatı hakkında fikir yürütebilmemiz için önümüze sunulmuş bir fırsat olabilir. Bizim çıkardığımız sonuç, çoğu zaman fazlaca derine inmeden yüzeysel bir değerlendirmedir. Çünkü; bu uğurda gösterilen çabayı görmek için mutlaka yaşamak ve bizzat görmek gerekebilir.
Anlam için, hep göreceli olduğunu söylerler. Bir yerde doğrudur. Olaylar karşısında herkesin farklı yorumları vardır. Bize ters gelen bir anlam başkası için düz bir mantıkla doğrudur.
Bu sözleri sarf eden kişilerin yandaşı, arkadaşı olmadan tarafsızca görüş bildirecek olsam acaba ne düşünürdüm.
İsterseniz birinci cümleyle fikirlerimize sabah jimlastiği yaptırmaya başlatalım. Ter akıtmaya hazır mıyız? Bir, iki, üç .. Bu cümleyi sarf eden kişi için gözümün önünde şöyle bir sahne canlanıyor. İki elini başının üstüne koymuş, parmaklarıyla alnını ovuşturan hatta gözlerinden bir kaç damla yaş boşalan birinin sitemine karşı, bir dost elinin mağdur kişinin sırtını sıvazlıyarak ya da kolonya veya mendil uzatarak rahatlatmaya çalışması. Ya da ayrı mekanlardaki iki kişinin, mekanik bir alet yardımıyla sesleriyle birbirine moral ve destek takviyesinde bulunması.
Bir şekilde haksızlığa uğradığını, incindiğini ifade ederek mağduriyetini dile getiren kişinin karşında söylenen "seni anlayabiliyorum" cümlesi ağızdan bir çırpıda çıkacak kadar küçüktür ama rahatlatma derecesi de bir o kadar büyüktür. Çaresiz, kendini kimsenin anlamadığı düşünen bir kişi için bu cümle, karanlığına doğmuş ay, titreyen bedenini ısıtan güneş etkisi yaratabilir.
Kurumuş bir yüreğin gözeneklerine serpilmiş su tanecikleri, yeniden soluk alabilmesi için bir ön tedavi olabilir. Ama kesin sonuç; suyun, köklere kadar inebilmesidir. Gözle görebilen yanı canlı iken derinlerde yavaş yavaş ölmek kadar acı verici ne olabilir ki.
Biraz da "Seni inan anlayamıyorum" sözünü irdeleyelim isterseniz. Burada öyle büyük bir hayalkırıklığı seziyorum ki anlatamam. Bu cümlenin sahibi veya sahibesi karşısındaki kişiyi anlayabilmek için sanki ömrünü son damlasına kadar tüketmiş, kullandığı bütün sözcükler yerine ulaşmadan sağa sola savrulmuş, bir tanesi bile yerine ulaşmamış, yorulmuş bir insanın "pes artık" dediği son nokta gibi. Her şey iki kere ikinin dört ettiği kadar kolay olsaydı belki de iletişim daha kolay olabilirdi. Ama aynı dünyada, farklı dünyalar yaşayan ve iç dünyası bambaşka olan biz insanları anlamak hiç de kolay değil.
Acaba insanlar birbirini ne kadar anlayabilir. Bazen kendimizi bile anlamakta güçlük çekerken karşı tarafın bizi anlamasını beklemek ne derece sağlıklıdır. Sohbetler terapi etkisi yaratsa da çözüm insanın kendindedir diye düşünüyorum. Bu noktada G.G. Lord Byron’un "Siz kendiniz mes’eleyi anlamadıkça onu başkasına anlatamazsınız" sözünü devreye koyarak suyun akışına yön vermeyi deneyebiliriz. Bunun için de yapmamız gereken, kendimize göre uygulabilir bir strateji tayin etmek. Mesela "Sorunun ne olduğunu iyi analiz edip, eksiklikler ve yapılabilecekler için bir fizibilite çalışması yapmak, doğru yer ve zamanda kendimizi anlamaya yönelik bir harekat planı gerçekleştirmek" gibi.
İşin içinden çıkamadığımız yerler mutlaka olacaktır. İnsanın, yanında kimsenin olmaması yalnız olduğunu göstermez ki. İçimizdeki kuvvet ordusuna kendimizle savaşmak için antreman yaptırmayı neden düşünmeyiz ki. Oysa imanımız, inancımız, vicdanımız, sağduyumuz, altıncı hissimiz bizden gelecek küçücük bir sinyalle dünyayı fethetmeye hazırdır aslında.
Sağlıklı iletişimler kurabilmenin birinci kuralı bence; kendimizi ve başkalarını doğru anlayabilmektir. Aynı zaman da da iyi bir dinleyici olmayı başarabilmektir. Anatole France’in de dediği gibi "Az anlamak, ters anlamaktan iyidir."
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Aysel AKSÜMER
GÜLDESTE
Kişilerin olayları algılaması nasıl farklı farklıysa, anlamaları da farklılık gösterir.
Haklısın canım, 'seni anlıyorum ' demek o kişiyi anlamaktan ziyade, duyduğumuz karşısında kendi hislerimiz ve algılarımızdır hissettiklerimiz.
Okuduğumuz yazılara yazdığımız farklı yorumlar bunu çok güzel açıklıyor.
Derin anlamlar çağrıştıran, değerli bir çalışma, tebrikler, sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Harika bir bakış açısı ve çok güzel bir yorumlama. Size gerçekten hayranım. İyi ki varsınız. Sevgilerimle arkadaşım.
handan akbaş
Sitede gözümün aradıklarının başındasın, sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Sen ciddi ciddi bizim kişisel gelişim uzmanları gibi konuşmaya başladın maşallah...Biriktirmek ve çoğalmak diye buna derim ben. Düşünceni özlü sözlerle desteklemen de çok yerinde.
Yine günün en güzel denemesi bana göre.
Kutluyorum sevgili arkadaşım.
Aysel AKSÜMER
Aynur Engindeniz
Tekrar kutluyorum canım.
Aysel AKSÜMER
Sağlıklı iletişimler kurabilmenin birinci kuralı bence; kendimizi ve başkalarını doğru anlayabilmektir. Aynı zaman da da iyi bir dinleyici olmayı başarabilmektir. Anatole France’in de dediği gibi "Az anlamak, ters anlamaktan iyidir."
Sevgili Aysel, ne kadar doğru ve yerinde bir yazı; siz bir yazar oldunuz ve sizinle gurur duyuyorum bilmiş olun.
Tebrikler..........sevgimle.
Aysel AKSÜMER
Acaba insanlar birbirini ne kadar anlayabilir. Bazen kendimizi bile anlamakta güçlük çekerken karşı tarafın bizi anlamasını beklemek ne derece sağlıklıdır. Sohbetler terapi etkisi yaratsa da çözüm insanın kendindedir diye düşünüyorum. Bu noktada G.G. Lord Byron’un "Siz kendiniz mes’eleyi anlamadıkça onu başkasına anlatamazsınız"
Sevgili Aysel yazının cevabını G.G.Lord Byron vermiş . Galiba kendimizi anlamıyoruz tanımıyoruz,kendimizi çözmeden başkalarını çözmeye çalışmak, anlamaya çalışmak sorunumuz bu galiba !
Ne kadar anlatırsan anlat ,karşındaki seni ne kadar anladığı ,ne kadar tanıdığı önemli! Bazen tanımak da yeterli gelmiyor.
Güzel bir yazı ,ama güzelliğinden ziyade çokça düşündürücü .Kendi payıma düşeni aldım ah şimdi buna kafa yorarım kendimi anlıyormuyum yada tanıyormuyum :) ...
Sevgili Aysel kalemin ve yüreğin mutmain olsun sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Aysel hanım avrupalaşlım derken bireyselleşmekte olan kendi kabuğuna çekilmiş gençler çoğalırken
dünya bir tıkla evimizde olduğu için diller değil klavyeler konuşurken ne anlamlıydı bu konu..
Anlaşılmak ve anlatmak ne kadar zorlaşıyor artık değil mi..
Alkışlarım türkçesine hayran olduğum sevgili yazarıma..
Sevgim ve saygımla
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
çöldeki kelebek
Gerçek dostlukların yaşandığı siyah beyaz dönemlerin son nesilindenim.
ucundan bucağından o günleri yakaladık..Veya hiç mi bilmeseydik..
Yoksa şimdi bu kadar üzülmezdik her şeyin böyle yozlaştığını gördükçe..
Ama yapabileceğimiz bir şey var herbirimizin tek tek.
kendimizi arındırmak , içimizde özümüze ait olmayan herseyi temizlemek ve sevgide bir güneş gibi olmayı gerçekleştirmek...
O zaman belki anlayabiliriz yargılamadan yadırgamadan birbirimizi..
Aslında üzerinde tartışmamız gereken ne önemli bir konuymuş görüyor musunuz..Düşündükçe anlam genişliyor..
Tekrar tebriğimle Aysel hanım
Aysel AKSÜMER
seni cok iyi anlayabildigime inaniyorum ve bu güzel yazindan ötürü kutluyorum
"seni anlamiyorum" senden bu söz ve davranislari beklemiyorum; konustugun sözcük ya da konu hakkinda bilgim yeterli degil v.s anlamina gelebilir
anlasma iletisimdeki insanlarin ayni sözcükleri kullanarak kurduklari tümcelerle mümkün.
sorunun temelinde ya konusan kisinin ortak sözcüklerle tümce kurmayi basaramamasindan ya da;
dinleyen kisinin anlatilmak isteneni anlamak icin gerekli dikkati göstermemesi ve ya;
anlama gergi duymamasindan ki; bunun cok cesitli gerekceleri olabilir (cocuklarin duymak, anlamak istemedigi anlarda kulaklarini elleriyle kapatmasi)gibi.
iletisimdeki basarinin saglanmasi icin karsilikli istek önemli.
Aysel AKSÜMER
Çocukların elini kapatması olayı ne kadar doğru. Benim çocuklarım da yapardı bu bütün çocuklar gibi.
Katkınız için çok teşekkür ederim. Fikir jimlastiği yapmayı çok seviyorum. Selam ve saygılarımla.
atahan
pek önemsenmeyecek ölcüde oldugu gibi; yetiskin kisinin bir sorun oldugunu düsünmesini gerektirecek kadar cidiye alinmasida gerekebilecek vücut dili
benden de Selam ve saygı
Aysel AKSÜMER
Bir kez daha çok boyutlu bakış, engin gülümsemeler... Paylaşımlarınız çok seçkin, ince elenmiş, buram buram kalite kokuyor. Ve okyanusun derin mihraplarında beynimikuru tutmasını başarıyor çıkarımlarınız. Ama yorucu değil inanın. Kabullenmeye mecbur bırakılmadan başlayan bir atışma misali... Çok hem de çok keyif duyuyorum sizi okumaktan... Ne olur her gün yazın:))Tebrikler
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
o kadar cabalamama, pes etmemeye rağmen anlaşılmadığımı hep düşünmüşümdür. iletişimde bu iki unsur hayatımızın temeli olarak karşımıza sık sık çıkıyor canım yerinde her zamanki gibi güzel bir konu üzerinde tespitlerinle ışık oldun sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Karşılıklı anlamak ya da anlayabilmek zor bir sanat
Bazen anlamış gibi yapar baş sallarız, bazen de anlamak istemeyiz.
Konuşarak , dinleyerek anlaşmak ne kadar kolay gibi gmrünsede bunu başaran insanlar çok az.
Hayatta hiç bir şeyden korkmayın, sadece herşeyi anlamaya çalışın. MARİE CURİE
İnsan almamadığı şeye sahip olamaz. GOETHE
Çok güzel bir konuya değinmişsin arkadaşım, çok konuşulaması gereken bir konu...
Tebrikler, sevgiyle kal...
canandemirel tarafından 7/12/2011 2:46:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Felsefi bir yazı.Çok da doğru önerilerin vardı.Önce kendimizi anlamalıyız,sonra karşımızdakini...
İnsanın sıkıştığı zamanlar gerçekten yürekten sağlam iyi bir dosta ihtiyacı ver de mi?
Tebrikler Aysel Hanım.
Selamlar.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
BAZEN O KADAR ÇOK İHTİYACIMIZ OLUR Kİ DOST SESİNE. ALTINDAN DAHA KIYMETLİDİR O ANLAR. YİNE GÜZELDİ CANIM.Ç TEBRİK VE SEVGİLERİMLE:))))))
Aysel AKSÜMER
Tam emin değilim ama, galiba bir şiirinde Can YÜCEL Şöyle demiş;
" Ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların, karşındakinin anladığı kadardır."
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Aysel AKSÜMER
Hmm baya ince konu,kalemim,,seni anlayabiliyormuyum???yooo sanmıyorum,,o anlık teselli sözcüğünde sadece bir rahatlatma yatar içinde,,anlamak zor kelime,,onun yaşadığını yaşadıysan belki tesellin olur izdüşümünde,,dediğin o mekanik alet,,o anlık yalanda,,teselli ruhla kahramanlığında,,,ben kendimi bile çözememişim de bu yaşımda karşımdakini yooo sanmıyorum,,,SEVGİLERİMLE,,GÜZEL KONUYDU,,VALLAHİ DE..SAĞOL CANIMCIM,,EMEĞİNE SAĞLIK DERİM,,