- 867 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BEN BİR ANAYIM!
Bugün çok heyecanlıydı.Neredeyse hayatının dönüm noktasıydı.Kızının mutluluğuna şahit olmak ne güzel bir duyguydu!İki saat sonra kızıyla randevulaştıkları “Yıldız Türkü Bar” da buluşacaklar, kızına sade bir törenle aileler arasında söz yüzüğü takacaklardı.Böylece ilk kez müstakbel damadı olacak gençle de tanışacaktı.Kızının sevgilisi olduğunu biliyordu.O’nu eve getirmek istediğinde; ezilip büzülmüş;kızının, sevgilisini evlerine getirmemesini;”varoşların insanını belki farklı değerlendirir,bizleri hakir görebilir bu da senin mutluluğuna gölge düşürebilir kızım,”diye telkinde bulunmuştu.
Kızı için saçını süpürge, ömrünün en anlamlı ve kadınsı yıllarını onun yoluna feda etmiş,bütün handikapların üzerine göğsünü gererek; onu, hain tuzakların kıskacından kurtarmaya çalışmış,velhasıl annelik duygularını fazlasıyla kızı için harcamıştı. Helalı hoş olsundu.Yeter ki kızının gözlerinin içi gülsün ve ölene dek mutlu olsundu.
Evinin hem anası hem de babasıydı.Rahmetliyi yitireli yıllar olmuştu.Ölüm nedeni;inşaatlarda çalışırken güneş çarpması sonucu beyin kanamasıydı…Neyse ki kafalarını sokacak bir gecekondu bırakmıştı ya.Her gün rahmetliye dua edip duruyordu.Ya;o da olmasaydı;nice olurdu halleri.Kocasının ölümünden sonra kayınpederi; “ Törelerimiz işlesin diye kendisini küçük kaynına almak için”çok uğraşmış,hatta baskı bile yapmıştı ama;direnmiş; “törelerimiz batsın” diye isyan etmişti.Böylece köye gitmeyerek Ankara’nın varoşlarını ömür billah mesken tutmuştu. Aç kalmamak için çalışmalıydı.Hem de namuslu tarafından.Çünkü sorumlu olduğu bir kızı vardı.Onun dünyası farklı olmalıydı.Kendisi ilkokulu zar zor bitirmişti ama kızı,üniversite bitirmeli,yüksek makamlara gelmeliydi.
İlk zamanlar; çöplerden kağıt,naylon,bira şişeleri toplamaya başladı.Kendine göre değildi;zor bir işti.Tek olmuyordu. Sonra bir arkadaşının tavsiyesiyle Ostim’deki bir yemek şirketine bulaşıkçı olarak girdi.İki üç yıl orada çalıştığı halde;patron,sigortasını yapmadığı gibi doğru dürüst maaş da alamadı. Oradan çıktı.Yine bir arkadaşının tavsiyesi üzerine zengin bir ailenin yatalak bir kadınını bakmaya başladı.Kadın yatalak olmasına rağmen çok gençti.Bir de genç ve güzel hizmetçisi vardı ama;o,evin işleri ve beyinin ihtiyaçlarını gizliden gizliye gidermeye çalışıyordu.Evin beyi,uçarı sarhoş serserinin biriydi.Onun hışmına uğramakta gecikmedi.Bir gün kendisi ile yatarsa paraya boğacağını söyleyince,kan beynine sıçradı.Orayı terk etti. Demek zengin insanlar;önce uçkurlarını düşünüyorlardı diye içinden geçirdi ve kin biledi paranın hakim güçlerine…
Bu arada kızı da büyümeye devam ediyor,okulunda başarıdan başarıya koşuyordu.Hep takdir,takdir yine takdir! Kızının hedefi vardı.Doktor olmak istiyordu.Hem de kadın doğum doktoru.Siyah beyaz televizyonlarında doğumdan ölen bebeleri ve anneleri gördükçe ve dramatik öykülerini izledikçe;yüreğinin odacılarından birinde volkanlar patlıyordu sanki.
Anne yüreği,hiç durur mu?Onun yoluna canını feda etmiş,zalimlere direnmiş,namuslu bir kadın olarak ayakta durmak için ant içmişti bir kez.Onun anası da namusluydu,babası da…
Soğuk demedi,kış demedi; Belediyelerin kapılarını arşınladı.Yetkililere it gibi yalvardı; “Bana sahip çıkın,ben bir anayım! “ diye gözyaşlarını ırmak etti,akıttı Karadeniz’e doğru…
Her kapıdan medet umdu.Her kapıya gidişinde kadınlığını gizledi.Güzelliğinin üzerine kara bulutlar çekti;kuzu gibi görünen kurt bakışlı erkekler fark etmesinler diye!..
Hülasa;aç açık kaldı ama yine de yavrusunu hiçbir şeyden mahrum etmedi.Onun isteklerini bir fazlasıyla yerine getirdi.
Kızı,liseden sonra burslu okudu.Hedefine vardı.Şimdi o,çiçeği burnunda kadın doğum doktoruydu. Güzelliği aynen annesinin gençlik yıllarındaki gibiydi;sanki bir ay parçası…Bukleli saçları omuzlarında;Karadeniz’in dalgaları gibi sanki sahili okşamakta…Gözler,deniz yosunu;kaplumbağalar,yumurtalarını bırakmak için sabırsızlanmakta…Kirpikler ok gibi;aşk diye gümbür gümbür atan yüreği parçalamaya hazır…
Kadın,kan ter içinde kalmıştı.Hala yerleri pas pas yapıyordu.Hastanenin koridorunda duvardaki asılı saate baktı.Tam bir Dakka kalmıştı mesaisinin bitimine…Acı bir siren sesiyle irkildi ama tınlamadı.Rutin bir ses gibi geldi ona.Ya bir trafik kazası,ya bir cinayet,ya da doğum hastasıdır diye düşündü.
Yeni elbiselerini, iş yeri olan Batıkent Hastanesine gelirken getirmişti.Alel acele giyindi.Kokusunu,koltuk altlarına fısfısladı.Aynada aksine baktı;yaşlanmıştı ama idare ediyordu işte. Hastanenin yanındaki, çiçekçiden krizantemlerden bir demet yaptırdı. Cebindeki bileziği kontrol etti.Kendi bileziğiydi.Evlendiğinden bu zamana dek bozdurmamıştı.Birazdan kızına nişan hediyesi olarak takacaktı.
Minibüse bindi.İstikamet;Yıldız Türkü Bar idi.Elindeki krizantemleri kokladı.Kızının mutluluğuna bir ana olarak şahit olmak ne güzel bir duyguydu.
“Ben hizmetçi de olsam bir anayım! Diye fısıldadı.Yüreği buruk bir sevinçle gümbür gümbür ediyordu heyecandan. Bunca çektiğim çileler,kızım için feda olsun,diye mırıldandı…
Minibüs,metropolün trafiğinde çoktan yerini almıştı…
YORUMLAR
Analık, bütün bir yaşam boyunca süren kutsal bir görevdir. Hem de hiç bir karşılık beklemeden, kaygı duymadan devam eden bir görev. Kadın, bir şey beklemiyor ki zaten. Tek istediği evladının mutlu olması, güvende olması. Gerisi de evladına kalmış. İster yapar, ister yapmaz. Yine güzeldi, yine özeldi. Tebrikler Ayhan Bey. Saygı, sevgi ve selamlarımla;
ayhansarıkaya
Tşkler efendim.
Selamlar.
Ayhan Bey anlatımınıza doyum olmuyor. Yine güzel, hüzünlü bir öyküydü. Ana olmak böyledir işte dedirtti. Kutlarım. Saygılarımla.
ayhansarıkaya
Selamlar.
Sizin sayfanıza uğradığımda, ilk önce yazınızı okuyorum. Sonra yorumları ve sizin verdiğiniz yanıtları okuyorum.
Yazılarınızı okuyorum; keyif alıyorum. Daha büyük keyfi de yorumlara yanıtlarınızı okurken alıyorum.
Her seferinde de yanımda Hayat'la ayrılıyorum, sayfanızdan. Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
ayhansarıkaya
Selamlar...
ayhansarıkaya
Selamlar Hacı ablam.Ellerinden öperim.
bilirsin beni pek olumsuz yorum yapmam ....acıların kadını....hep verici olmuş.....bu günkü tezgah malın.....pek satılmayacak gibi....öpüyorum....güleç insan...saygılar
ayhansarıkaya
Bu malzemeyi hastanade yakaladım gomutanım. Pazarlardaki malzemelere yine dönerim,tasalanma.
Değerli gomutanım benim.
Selamlar.
Hayatın gerçeklerine Bir Ayhan Bakışı...
Ayhan kızmazsan bende bir şey söyliyeceğim...
Aynur niye o gün çalıştığını soruyor, bende kızına soruyorum ... Doktor olmuşsun hala niye ananı çalıştırıyorsun???
Sana takılmanında ayrı bir zevki var Ayhanım....
Öptüm gözlerinden...
Bedri Tokul
ayhansarıkaya
Kız,doktor olmuş ama gözünü aşk bürümüş;ne anlar anadan,babadan.
Selamlar gomutanım.Gel artık angaraya.Pazarda mafyaya kafa tutmam için sana ihtiyacım var.
Selamlar.
Kadın kızının düğün gününde bile çalışmış mı yani? Bu kısmı biraz Yeşilçamvari buldum Ayhan Abi...Ben her tür vakayı, adamı ve kadını yazarım diyor bu yazın...Yine keyifle okudum.
Kutluyorum.
Selamlar.
ayhansarıkaya
Selamlar...