- 5107 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİLİYE SÖZLER,SEVGİ'NİN ANAHTARI KALBİNİZDE ..!
Sevgi, sınırları olmayan bir dünyaya, sonsuz bir dünyaya açılan kapıdır. Sevgi başlar ama asla bitmez; bir başlangıcı vardır ama bitişi yoktur...
Kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir;
Senin olumlu , yaratıcı ,sevgi dolu düşüncelerin muazzam bir güce sahiptir. Düşünebildiğinden çok daha öte bir güce... çünkü düşünceler güçtür. Bu nedenle tüm olumsuz düşüncelerini uzaklaştır. Daima yaşamı aydınlık yanından gör, çünkü sen daha çok neşe ve sevgi yaydıkça, kendine de daha çok neşe ve sevgi ...çekersin. Çevrendeki tüm ruhları sev, çünkü sonunda herkesin sevgiyle karşılık verdiğini göreceksin. Çocuklar ve hayvanlar hemen karşılık verirler. Çünkü onların kaldırılması gereken engelleri yoktur. Onlar içgüdüsel olarak sevginin aktığını hissederler. Çünkü yanlış güdüler ve niyetlerden şüphelenmezler. Oysa yetişkinler genellikle şüphe içindedirler ve sevginin içinde gizli bir güdü olması gerektiğini zannederler. Asla kendi güdülerinin yarattığı şüphenin yüreğini herhangi birine kapatmana neden olmasına izin verme. O güdüler saf ve samimi olduğunda, tüm engeller yerle bir olana kadar sevginin tüm gücüyle akmasına izin ver. Sevgi yaşamın anahtarıdır. O anahtarı sen içinde taşıyorsun..
Haykıracaksın ama isyan etmeyeceksin. Ağlayacaksın ama belli etmeyeceksin. Onsuz kalacaksınız belki; ama asla vazgeçmeyeceksiniz...Sevmek güzeldir; ama , Bir daha sevmemek daha güzeldir... Sevgiye bağlılık...
Aslında, Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatamayacak bir hale gelmeli ...Bu ebedi sevgidir...
Başarmak zordur, Kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, Yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir..daima cesur olun...
Fakirlik elini cebine attığında boş olması değil, elini çıkardığında elini tutacak biri olmamasıdır...asla sevdiklerinizin ellerini bırakmayın...
Sevmek sevdiği için kendini ateşe atmaktı eskiden. Şimdi; sevdiğini ateşe atıp üzerinden atlamak olmuş...siz farklı olun ve atlayın aşk ateşine...
Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra da susarsın ...suskunken bile yüreğinizdeki sevgiyi koruyun hep...
Bir erkek ye da kadın,kendisini dinleyen bir kadınla karşılaştığında, yarı yarıya aşık olmuş demektir...aşk dinlemektir...
İnsanı mutsuzluğa iten,ulaşamadığı hayalleridir.Hayatta en acı şey, Felaketler değil,Yaşanması mümkün iken,yaşanamayan mutluluklardır...sevgi savaşınızı sürdürün...
Hayat Sana Arka Arkaya Dikenlerini Gösteriyorsa Sakın Üzülme , Aksine Sevin..! Çünkü Çok Yakında Gülü de Gönderecektir..! içinizdeki umudu asla kaybetmeyin...
içinde yaşadığımız sosyo-kültürel çevremizde,İnsanlar işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı; bugün çıkar ilişkileri değil, gerçek sevdalar yaşanırdı !..siz hep sevginizin arkasında durun...
Aşk,hayallerimizin en tatlı gerçeği,O yokken hayır sevmiyorum, unuttum deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte...aşkınıza tüm gücünüzle sarılın sımsıkı...
Asla pes etmeyin,Kendinden nefret edip ayna parçalamak kolay.. Sorun ; sonrasında ortaya saçılan binlerce ’; SENİ’ kim Temizleyecek...Gücünüzü koruyun ...
Yeterince dürüstseniz, fazlasıyla aşık ve gercekten seviyorsanız; Hazırsınız demektir: asla sevdanızdan vazgeçmeyin...
Mutluluk paylaşmaktır,Eğer Tadını Bilirseniz; Ekmeği Paylaşmak, Ekmekten Daha Lezzetlidir...Bunu sevgi ile yapın...
Umutlarınızı,içinizdeki çocuğu öldürmeyin,sonrasında keşkeleriniz olmasın,( Çocuk Olsam Yeniden.. Birtek Düştüğüm İçin Acısa İçim, Ve Kalbim; Çok Koştuğum Zaman Çarpsa Sadece...) Bu duygu masumiyet...
Eğer bunları yapmazsanız,Gün Gelir Ve Anlar Ki Insan; Geriye Vazgeçemediği Bir Aşk Ve Kabullenemediği Bir Yalnızlık Kalır ..Mutsuz olursunuz...
Hayatınızın kalitesini, hayatınızdaki insanların kalitesi belirler...seçtiğiniz insanla onun yaşam tarzını da kendinize yaşam felsefesi olarak seçmiş olursunuz...mutlu olmakla mutsuz olmak arasındaki ince çizgiyi bu felsefe de büyük ölçüde etkiler....
Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlamayın,Biraz duraksayın..Düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değil Ve varlığın ile buluşamadı ise,Sorun yok, sadece bekle..
Güneş doğacak ve dünyanı aydınlatacak,Rüzgar esecek ve yağmur yağacaktır.hayallerini sımsıcak tut.. ve ; Sevmeye Değer Bir Aşk, Dostluğa Değer Bir Arkadaşlıktan ASLA VAZGEÇME! sevginden, hayallerinden, içindeki içindeki çocuktan asla vazgeçme...
içindeki gerçek aşka sarıl, eğer o insan,Arkanı döndüğünde,Sırtından vurmayacak kadar güvenilir.Bir o kadar cesaretli ise.Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmıyor,Ayağı taşa takılınca kayadan korkmuyorsa.İşine gelince sevip,Zoru görünce bırakmıyorsa,sana sen olduğun için gerçekten ağşık demektir...ve aşk;
Hayatımda biri var " demek değil , "Birinde hayatım var " demektir AŞK !
Hayat, Nefes alışında, kanında dolaşıyor, kalbinde atıyor , O gerçek Hazineyi koru...!
Tüm evren senin içindedir ve sende olan her şey evrende de vardır...
Sevgi , nefes almak gibi olmalıdır...O sadece sendeki bir nitelik olmalıdır...
Nerede olursan , kiminle olursan ol,Ya da tek başına da olsan sevgi senden taşmaya devam eder...Denizdeki Aşk-ı bir kaba sığdıramazsın...O küçük bir akıntı değildir...
Sevgi senin tüm varlığındır,en değerli hazinendir...!
Öykü Gülen Güven...!
YORUMLAR
Sevgi pek çok şeydir. Ve olasılıkla hakkında kesin ve eksiksiz olunamayacak kadar çok şeydir. Herkes sevgiyi kendi bireysel, benzersiz yoluyla öğrenmeye devam ederek sürdürür. Kişinin bir başkası tarafından genel anlamda sevmek sözü söylendiğinde bunu anlaması bir mucizedir. Eğer birisi diğerine, “Ben elmalı çöreği severim” derse, ne demek istediğine ilişkin belki çok küçük bir kuşku uyanır. Yani, elmalı çörek onun iyi yiyip içmeyle ilgili zevklerine hitap etmektedir. Oysa, aynı kişi diğerine “Seni seviyorum” derse başka tür bir sorun, şu soruları sorma eğilimi ortaya çıkar: “Bunu bana söyleyerek ne demek istedi? Benim vücudumu mu seviyor? Aklımı mı? Beni şu an için mi seviyor?
Görülüyor ki; sevgiyi basitçe tanımlamak oldukça zordur. Çünkü kişi sevginin içinde gelişir. Bu nedenle de, yapacağı tanım değişiklik ve genişlemeye uğrar. Oysa sevgi hakkında söylenebilecek belli bazı şeyler, konuyu incelemek ve tartışmak için açıklamaya yardımcı olacak bazı öğeler bulunmaktadır.
Sevgi öğrenilen duygusal bir tepkimedir. Bir grup öğrenilmiş dürtü ve davranışa karşılık olarak verilen yanıttır. Tüm öğrenilen davranışlar gibi sevgi kişinin çevresiyle, öğrenme yeteneğiyle, bu yolda var olan zorlamaların tipi ve gücüyle birlikte ortaya konulur. Gene de, sevgi konusunda öğrenilmesi gereken birçok şeyin olduğunu pek az kişi düşünür. Oysa, günümüzde çoğunluk sevginin yaşanması rastlantılara kalmış, insanın talihi yardım ederse “tutulacağı” tatlı bir duygu olduğuna inanır. İnsanlar sevgiyi hiç de önemsiz bir şey olarak düşünmezler. Onun açlığını çekerler; mutlu mutsuz sayısız film görür, sevgi üstüne söylenmiş yüzlerce değersiz şarkı dinlerler – gene de sevgi konusunda öğrenilmesi gereken birçok şeyin bulunduğunu pek az kişi düşünür. Dinamik bir karşılıklı etkileşim olan sevgi tüm yaşamımız boyunca ve yaşamımızın her saniyesinde yaşanır. Her zaman her yerdedir. İnsan sevgiyle olgunlaşır. Bu konuda daha çok öğrendikçe yanıtları değiştirmek ve böylece sevme yeteneğini genişletmek için daha çok fırsat eline geçer. İnsan ya sürekli olarak sevgiyle olgunlaşmakta ya da ölmektedir. Bu şekilde eylemler ve karşılıklı etkileşimleri onun yaşamını tümüyle değiştirir.
Kişi sevginin güvenilecek bir şey olduğunu keşfedecektir. Çünkü güven, inanç ve kabul üstüne oturtulmazsa bu sevgi olamaz. Bu konuda Eric Fromm şöyle demiştir: “Sevgi bir garanti olmadan kendimizle yüklenimde bulunmak; sevilen kişide, bizim sevgimizle sevgisinin oluşacağı umuduyla kendimizi tümüyle vermektir. Sevgi bir inanç eylemidir. Kimin biraz inancı varsa onun aynı zamanda biraz sevgisi de vardır.” Mükemmel sevgi, kişinin bir şeyi vermesi ve bir şey beklememesi olabilir. Kuşkusuz kendisine bir şey sunulursa bunu almakta istekli ve hevesli olacaktır. Ancak kişi kendiliğinden hiç bir şey istemeyecektir. Çünkü insan hiç bir şey beklemez ve istemezse, hiçbir zaman aldatılmış ya da düş kırıklığına uğratılmış olmaz. Sevgi yalnızca istemde bulunulduğu zaman acı getirir.
Kişi sever çünkü bunu ister, çünkü bu ona neşe verir, çünkü olgunlaşması ve kendi kendini bulmasının buna bağlı olduğunu bilir. Tek güvencesinin kendi içinde olduğunu da bilir. Eğer kendisine güvenir ve inanırsa, başkalarına güvenip inanacaktır.
Budistler “istemde bulunmayı bırakınca” aydınlanma yolunda tam ilerleyeceğimizi söylerler. Bu imrenme duyulacak barış durumuna belki de hiç varamayacağız ancak (kendimiz dışında) istemeden ve beklentimiz olmadan yaşayabildiğimiz sürece düş kırıklıklarından uzak kalabiliriz. Başkaları sizin istediklerinizi değil, yalnızca muktedir oldukları şeyi verebilirler ve vereceklerdir.
Sevgiyi arayan insan, sevginin sabırlı olduğunu görecektir. Seven insan kişilerin sevgiye ilişkin fikir ve deneyimlerinin farklı olduğunu bilir. Her insan kendine özgü hızla, kendi yol ve yordamıyla, kendi zamanında ve kendi benzersiz benliğine uygun biçimde olgunlaşacaktır. Bu nedenle kişiyi yargılamak, azarlamak, onun hakkında önyargılı olmak, ondan istemlerde bulunmak ya da birtakım varsayımları ileri sürmek yararsızdır. Sevgi sabırlı olmalıdır. Sevgi bekler.
Sevmek de tıpkı yaşamak gibi bir sanattır; müzik, resim, marangozluk, doktorluk, mühendislik gibi başka herhangi bir sanatı öğrenmek için ne yapıyorsak, sevmeyi öğrenebilmek için de aynı şeyleri yapmamız gerekir. Herhangi bir sanatın öğrenilmesinde atılması gereken adımlar nelerdir? Bir sanatı öğrenme yolu kolayca ikiye ayrılabilir: Bunlardan biri kuramın iyice kavranması, öbürü uygulamanın başarılmasıdır. Bütün bu kuramsal bilgileri öğrensek bile, bir sanatta usta olabilmek için, bu kuramsal bilgilerin sonuçları uygulamada alınan sonuçlarla birleşip kaynaşıncaya kadar uygulama yapmak gerekir; bu her ustalığın temelini oluşturan sevgiye ermek demektir. Kuramla uygulamanın dışında, her sanatta ustalaşabilmek için gerekli bir üçüncü etken daha vardır; tek amaç o sanatın öğrenilmesi olmalıdır; dünyada o sanattan daha önemli bir şey bulunmamalıdır artık...
İnsanları seviyorsan eğer..
Sevmek bir görev değil bir yaşam biçimi..Sonradan öğrenilir mi bilmiyorum ama sevmek kalpte başlıyor ve samimi olduğu sürece nerede olursa olsun karşılık buluyor….Kalbinde sevgi olan insanlar tarafından tabi…Sevmeyi bilmeyen birinin bizi de sevip sevmemesi çok da önemli değil…
Sevgi, hayata bakış sanırım..Nasıl bakarsan öyle görürsündür ya hani …Sevgiyle bakınca da sadece gönlündeki güzeli görmeye başlıyorsunuz. yeter ki güzel bakmasını bilin...
öykü