- 1138 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
İlk yayınlandığında okumuştum yazınızı. Ne yazık ki felsefi düşünce akımlarının çatışmasını pek kavrayamamıştım. Bu benim eksikliğim. Ancak bilmek ve yaşamak hakkında gel-gitler yaşatmıştı yazınız bana.
Acaba dedim, "cahillik mutluluk" muydu?
Yok yok dedim sonra, öyle yaşamaktansa.
Kurdeleli haliyle tekrar okudum... Siz de de gel-gitler yaratmış. Ancak ısrarla direniyorsunuz... Direnmekte de haklısınız.
Gerçeğe ulaşmak her zaman acı verir insana, her ne kadar gerçek tek olmasa da... önemli olan kendi gerçeği insanın. Ona ulaşınca rahatlıyor ruhlar.
Tebrikler.
Yazılarınız boş olmadığınızı gösteriyor.Ben yazıyı okuyup sindireyim derken, kurdelesi takılmış.
Tebrikler, hakeden bir çalışma, paylaşım için teşekkürler, selamlar.
HakkınSesi
Teşekkürler ablacım..hürmetle..
Allahım seni nazardan korusun diyeceğim öncelikle...
Hem nesirde hem şiirde koşmak hiç düşmeden hem de git gide artan bir hızla...
Yüreğinden öpüyorum seni çocuk...
HakkınSesi
karlı zirveden selamlar neşeli günler adına..
HakkınSesi
Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalıp ezilmekten yakınmamalıdır’ sözü üzerine düşünmek için zaman istiyorum. Doğa ya da evrenin biçimselliğini unutmuş insanlardan biri olarak, gülmenin yaşlı fıskiyelerinden acıya katlanabilme orgazmlarının nasıl olabilirliği açısından denemelerin en bohem serinliğinde uyuyakalmak için çıkışı bekleyen kelimelerimin ardı sıra sıraya giriyorum.
Değerli kardeşim, fırsat buldukça yazılarını okumaya çalışıyorum ve çok beğeniyorum. Fulya'nın da dediği gibi; yazınızı okumak büyükçe bir kitap okumaya eş değer sanki.
Bilgi birikiminiz çok fazla ve cümle uzunluğunuzu sevdim. Geldim. Gittim. Oldu. Bitti. Gibi kısacık cümleleri, sık sık kırmızı ışıkta duran sürücüye benzetiyorum. Şimdiki yazarlar; her ne kadar kısa cümlede ısrar etseler de ben sizin gibi yazmaya çalışacağım.
Bugün okuduğum en güzel yazıydı. Tebrik ederim.
Selam ve saygımla.
Lezzetli cümlelerdi. Sesli sesli okudum. Çok okuyan yüklü bir beynin daha çok arayışlara girdiği izlenimine kapıldım. Bütün kitapları okuduktan sonra onları meydan ateşinde yakan adamı hatırladım. Yakmadığı tek kitap Kur' an' dı. Kabımca bir şeyler yazmadan geçemedim. Saygılar...
HakkınSesi
Gönlümce yorum olmuş en alasından...
Teşekkürler efendim. Hürmetle...
senin bu yazını okuduktan sonra kitap okudum
sanki bu yazıya cevaben yazılmış gibiydi
bundan sebep ikinci kez geldim
izninle paylaşmak istiyorum..
Sokrates, 'sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez ' der, Alphonzo Lingis ise '' yaşanmamış bir hayat sorgulanmaya değmez' diyor. Belki de hayatın anlamını, hayatın anlamını aramakla yitiriyoruz kim bilir... belki de varlığını ancak kaybettiğinizde fark edebileceğiniz bir anlamdır bu. Belki de hayat anlamını aramak için değil salt yaşamak için vardır... yani hayatın bir anlamı yok ve biz bunu kabullenemediğimiz için elimizden geldiğince çarpıtmaya çalışıyoruz bu gerçeği... kim bilir?
Hayatın anlamı içinde saklı. Hayatın anlamıyla, hayatın anlarını birbirine karıştırmadan, hayata attığınız her doğru adım, sizi kendinizden uzaklaştırmamalıdır. Hayatın keşmekeşine uzanırken, kendi dinginliğinizi kaybetmemelisiniz. O dinginliktir sizi en girift sorunlara karşı sakince mücadele ettirecek olan.. yaşanmamış bir hayatı sorgulamakla, sorgulanmamış bir hayatı yaşamak arasında pek de büyük farklar yoktur aslında.
Hintli düşünür Osho'nun dediği gibi, ' hayatın anlamı keşfedilecek bir şey değildir; yaratılacak bir şeydir.' İşte bu yüzden hayatı başkasının hatasıymış gibi yaşayanlar iki kere yanılırlar..
-saygıyla-
HakkınSesi
Kendi dinginliklerimiz, bizim farklılıklarımızdır. Yaşamanın amacı farklı olmak değil, farklı kılınacak doğallıklara ulaşmaktır. Yaşamak denilen şey, benim kanaatimce lisan-ı halden başka bir şey değildir. Böyle bir durum ile hayat paylaşılabilir. Yaşamak, bir tür etkileşimdir ve bu da gönlün rabıtaları ile sağlanır.
Düşünen biri olmasaydınız, buraya gelip de, okuduğunuz kitap içerisinden bir fikri, birkaç örneklemeyi ve izahı paylaşma zahmetine girmezdiniz. Bu da yaşamanın sadece yaşamak olmadığının kanıtı oluyor. Bazı bürhanlar ablacım, bizim hiç dediğimiz yerlerde gizlidir. Gizi, yaşam gizini farklı yerlerde arayan insanlara teessüf etmek lazım. Mesela siz, yaşamıyorum, hayat bu diye bir isyan etseniz hayatınıza, eğer gerçek bir gözlem ile hayatınıza kuşbakışı bakabilecek olsaydınız, görecektiniz ki; yaşam, sorgulamalarınızın bittiği yerde başlayan bir sunu değil. Tam aksine, hayat sorgulamak ile büyüyen bir denklem. Bu yüzden yaşamak, sadece fiil olmuyor. Yaşamak, eğer salt bir şekilde fiil ise, gönül ve akıl bu duruma isyane der ve robotlaşma denen varlık ortaya çıkar.
Aklıma daha bir sürü şey geliyor. Buna bir gün elbet döneceğim. Paraşütün bitmesine az kaldı. İnşallah yere bir ineyim de, yazacak çok şey var, yaşarken...
Hürmetle, çok teşekkür ettim paylaştıın bilgiler adına.
Fulya CODAL
eyvallah sağolsın..
paraşütü heyecanla beklemedeyim.. hadi hayırlısı..
Herkesin doğruları kadar gerçek hatta en gerçek ölüm. Hakkın Sesi güzel yazıyorsun. Okumaktan büyük haz aldım. Selamlarımla.
HakkınSesi
Teşekkürler, hürmetle daima...
‘...Yarın ben de olmayacağım
Ve sonra bir zaman gelecek, deniz
Her şeyi kapatacak, gölgesi kalmayacak yüzlerimizin
Kocaman bir ada bulacağım
Homeros yaşayacak hala dizelerinin içinde
Adamın yanında bir sürü ada çökerken okyanuslarına
Susacak en son konuşacak büyük ölüm.’
yine güzel anlatımdı
okumak bu sayfayı
saygılarımla kalemine sağlık
İnsan için bir tek doğru olsaydı renkler olmazdı dostum.
Bir büyük şöyle söylemiş " bütün itikadler birdir"
Eğer mesele dağlardaki rüzgarlarsa
her dağın rüzgarı kendi kuvvetincedir.
İlişkilere gelince;torununun çocuğu da aynı seslenirdi.
İnsani ya da İlahi.
HakkınSesi
Teşekkürler, hürmetle efendim...
HakkınSesi
Oğlunuza bolca selamlar...
Sizi tanımak güzel...
Kemnur
'Yaşamak, anlamak için çokça kafa yorduğum bir derya' demişsin, bana kalırsa fazla meraklıca ve yersiz bir uğraş :`}
'bugünü yaşama aruzu'nu okudun mu bilemiyorum, lakin bendeki pozitiflik ve Schopenhauer katılığı-negatifliği o kitaptan bulaşmıştı
sendeki durum da biraz karışık, hem umutlu bakmak istiyorsun, hem de içinde alt edemediğin bir pervasızlık söz konusu
haa bu arada, az kalsın unutuyordum 'MERHABA!'... ve eyvallah, saygılar benden olsun..