Türkiye ve Ahlak

• 10 Temmuz 2011 Pazar 15:35:10

Türkiyede hile ve fırsatcılık toplumun en yüksek değeri olarak tavan yapmıştır son yıllarda fakat bizim toplumumuzda ahlak anlayışının toplamı tek kelimeyle tanımlanan cinsellik olarak algılanır .Bizim için, herkesi sömürenler, bütün gün aptal yayınlarla insanların beynini eritenler, dışarda bağırıp çağıranlar, sokak ortasında adam döven, yaralayan veya öldürenler, banka hortumlayanlar, yolsuzluk yapanlar, kültürü zehirleyenler, insanları zehirleyenler ....
ahlaksız değildir. Ya da onlar öylesine ahlaksızdırlar.
Siyasi ve sosyal hayatta yaşanan sertlik, acımasızlık, soğukluk, ilgisizlik, yürek kuruluğu ve duyarsızlık, ekonomik zafiyet ahlâkin dibe vuruşunun nedenleridir...siyasal şiddetin hayatın parçası haline geldiği, yabancılaşmanın zirveye vurduğu ortam süratle ilerlemektedir.Türkiye’de insanlar uzun zamandır beraber ağlamayı ve birlikte gülmeyi unutmuşlardır. Beraber ağlamak ve gülmek bir yana, karşıt düşünce sahiplerinin acısından zevk duyan ve onu artırmak için gayret gösteren insanların sayısı da inanılmaz bir hızla artmaktadır. Tamamen ahlâk dışı olan bu tavır, giderek doğal karşılanır hatta ahlâki bir durum olarak nitelenir hale gelmiştir. Bir kısım çevrelerde ahlâksızlık giderek kültür halini almıştır.“Düşene bir tekme de sen vur!” anlayışı yaygınlaşmıştır.Karşı karşıya bulunduğumuz "ahlak krizi"ni çözmek, yani "yozlaşma ahlakını" sona erdirmek için her alanda ve her toplum kesiminde "toplam ahlak devrimine" ihtiyacımız vardır insanın mutluğu ve onun yücelmesi için ahlak değerlerini korumak şarttır...

Berrin Korkmaz