17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1429
Okunma
Tam iki yıl olmuş. Tacettinden bu sitenin varlığını duyduktan, müracaat edip, bir iki gün heyecanla bekledikten sonra “ Üyeliğiniz onaylanmıştır” mesajını alalı tam iki yıl olmuş. Bu iki yılda neler oldu?
Nelere sevindim? Nelere üzüldüm? Oturup düşündüm de… O kadar çok şey olmuş ki bu iki yılda.
Yayınladığım(Sizler astığım diyorsunuz) ilk öyküm NURİ Tacettin den başka sadece Engin Tatlıtürk den yorum almış. Kendisine buradan saygılarımı gönderiyorum. Oysa o öykümü çok severdim. Çok emek vermiştim. Bendeki hayal kırıklığını tahmin edersiniz. Çünkü sizlerde geçtiniz o evrelerden. Sağ olsun Tacettin hep arkamda oldu. Moral verdi bana…
Daha sonraki günlerde ”MAHALLENİN EFESİ” ni yayınladım. O da ne? Bir sürü övgü dolu yorum. Veee yazım “GÜNE GELDİ”… Bendeki coşkuyu tahmin edersiniz. Çünkü sizlerde geçtiniz o evrelerden…
Daha sonraki günlerde, aylarda birçok yazılar şiirler yazdım. Birçok yazım “Güne geldi”, birçok yorumlar aldım. Artık “Edebiyat Defteri “ beni, ben de “Edebiyat Defteri” ni seviyordum. Bundan sonra yapılacak iş, birilerinin dediği gibi “Durmak yok. Yola devam” olmalıydı.
Bundan bir yıl kadar önce “İTCİ BEKİR” isimli üç bölümlük uzun öykümü yayınladım. O da ne? Bırakın güne gelmeyi, her bölümde üçer, beşer yorum. Olur, muydu hiç öyle şey? Yer yerinden oynamalıydı. Ya artık bu sitedekiler beni sevmiyor, ya da edebiyattan anlamıyorlardı. Yapılacak iş; Bırakıp gitmekti.
Hemen alelacele bir yazı yayınladım.”Yazan mı Yazar mı?” başlıklı. Teşekkür ettim. Allahaısmarladık dedim. Sizlerden gelen olumlu yorumlarla ve başıma gelen aklımla siteye geri döndüm. Peki, doğru mu yapmıştım? Dönmekle evet. Ayrılmakla hayır. Elinden oyuncağı alınan çocuk gibi küsmek bana, bizlere yakışmazdı. O günleri hatırlayınca utanmıyor muyum? Evet utanıyorum…
Hepimiz hatırlarız. Sitemizde bir ara arızalar oldu. Ne kadar telaşlandık. Nasıl üzüldük. O günlerde bir yazı yayınlamıştım.” Beş yıldızlı otelde beş bilinmeyen” diye. O arızalı günlerde benim o yazımda nasıl olduysa silindi. Sitedeki yetkili hiç birinin taksiratı olmayan bu silinme olayından sonra, sitem dolu nerdeyse yönetimdekileri suçlayan peş peşe yazılar yazdım. Doğrumuydu yaptığım? Değildi. O günleri hatırlayınca utanmıyor muyum? Evet utanıyorum…
Yakın zamanda sitemizde ufak bir sarsıntı oldu. Malum zatın, malum yazısı nedeniyle bir takım kırgınlıklar, sürtüşmeler oldu. O sarsıntıda iki çerçeve düştü. Biri tekrar asıldı. Diğeri beklemede. Bu gün yine aynı düşüncedeyim. Ne o yazıya ne de inatlaşmaya gerek vardı. Ben bire bir takıştım. Karşılıklı hakarete varan mesajlar gönderdik birbirimize. Yönetim bazılarımız gibi düşünmüyordu. Olabilirdi. O da onların takdiriydi.
Yöneticilik zor iştir. Gemiyi kaptan yürütür. Eğer her yolcu kendine göre rota belirlerse bir gün gemi karaya oturur.”Karaaa” diye bağırılsa da iş işten geçmiştir.
İnanmadığım şeyleri savunmam. Doğru bildiğim şeyi söylemekten çekinmem. Asker olmama rağmen bu huyum nedeniyle cezalar aldım. Hapisler yattım. Terfilerim geciktirildi Ama hiç umursamadım. Şimdi de pişman değilim.
Anzın Habib DAĞ’I, ASRAN hanımı, Cömert YILMAZ ‘ı bire bir tanıma fırsatım oldu. Hepside yaşlarının çok çokk üstünde bir olgunluğa sahipler. Bizlere çok az müdahale ediyorlar. Aynı imkân ve yetki bende olsa idi. Bu yaşıma rağmen aynı olgunluğu göstebilir miydim? Garanti veremem.
Bizler ne yapıyoruz? Genellikle gece 12 de yazımızı, şiirimizi giriyor ondan sonra takibe geçiyoruz. Kim ne yorum yazmış, kim ne demiş? Sonraki gece 12 den sonra gözlerimiz günün yazısında, şiirinde. Eğer güne gelmişsek keyfimize diyecek yok. Yok, eğer o gün seçilmemişsek”Yönetim hakkımız yedi. Taraf tutuyor vb.”
Peki, yönetimin işi kolay mı? O kadar yazıyı, şiiri oku. Değerlendir. Seç. Ve bu kadar özveri tamamen fahri olsun. Hiç bir menfaat gözetilmesin. Hangimiz bu kadar özverili olabiliriz? Kendi adıma konuşuyorum. Ben katlanamam.
Bu arada sitemizin köşe taşlarından bazılarının yönetime kırılıp, küsüp bizleri güzel şiirlerinden, yazılarından mahrum bırakmasına ne demeli?
Bir başka konu;
Hepimiz bu sitede tanınmadık mı? Çeşitli etkinliklerde bir araya geldiğimizde gülüp eğlenip, şiirler okuyup bir birimizi tanımadık mı? Çeşitli kampanyalarda, (örneğin kitap toplama kampanyası gibi)
birbirimize destek olmadık mı?
Bir şiir ya da öykü aynı gün hem bu side de hemde başka sitede yayınlanıyor. Bu size normal bir davranış olarak geliyor mu? Katılır ya da katılmazsınız. Ben uygun bulmuyorum…
Büyükleriniz ablam ağabeyimsiniz. Küçükleriniz bacım, kardeşimsiniz. Bu gün oturup düşündüm. Düşüncelerimi sizlerle paylaştım. Bana kızan, alınan oldu ise özür dilerim.
Sitemi seviyorum. Edebiyatı seviyorum. Sizleri seviyorum…
Kalın sağlıcakla…