Bilge dedemle buluştuk yine o kutsal ağacın altında... Tanrıya zormu var... Beraber oturalım dedemle diye bizim gibi bir kaç garibede dilerse halk eder Halik... Yine niye üzüldün ya garip? Gözlerim hüzünlü dede dedim bilmem niye...

Sen istiyorsunki testilerden hep bal sızsın evlat amma velakin testide ne varsa o sızar... Dur sana yaşanmış bir hikaye anlatayım...Zamanın velilerinden birinin eskicilik yapan sarhoş bir komşusu varmış... Gider gelir bu alimi rahatsız edermiş... Hergün bahçesinde bir çilingir sofrası kurulur, çalgının gürültünün bini bin para... Alim susarmış ne yapsın onlar veli bizse garip birer kul... Bir gün sarhoş komşusunun sesi kesilmiş, nerde bizim komşu diye sormuş soruşturmuş... Bİr haksızlık sonucu hapse atıldığını öğrenmiş gitmiş kadıya araştırılmasını rica etmiş... Kadı ise kırmamış bu büyük veliyi, öğrenilmiş eskicinin suçsuzluğu...


Eren hapishanenin kapısında beklemiş komşusunu, hiç horlamadan sevgiyle özürler dileyerek, yeni haberim oldu komşum affet diye atının terkisine bindirip evine götürürken oda özür dilemiş, kusura bakma seni çok rahatsız ettim, asla etmem birdaha diye... Testide ne varsa o sızar evlat... Yıllar geçti yaşlanıyorsun artık bak ama hala anlamıyorsun melek şeytan olamaz... Olmakda istemez çünki, hem sen bunu yaşadında daha önce, ama başaramadın çünki bunu ancak Allah başarır, ama oda ben zalimlere asla hidayet nasip etmem diyor... Sen zavallı Belgin senmi onları cennete götüreceksin sen hele bir kendini kurtar... Biliyorum sen herkes iyi olsun istiyorsun, adam yaratıcısını tanımıyor sen kimsin... Ama Bilge Dede neden insanlar birbirini yiyor didikliyor niye? Bilge Dede’nin gözlerinden iki damla yaş yuvarlandı... Ah Belgin Ah sana ne demiştim... Allahında yeminleri var... Hiç ayet okumazmısın sen? (Yemin ederim o insanlar ve cinlerle cehennemi dolduracağım) Yoksa bunca zulüm gören masumun hakkı yokmu olur sanıyorsun... İlahi adalet er geç tecelli eder buradada oradada...... Rabia Belgin