İnsan ! anlaşılması zor birisin.
İnsan ! anlaşılması zor birisin.
Uzun zamandır silinmemiş bi pencere ne kadar gösteriyorsa içeriyi.
Eski bi yıldız seni soruyor.bu hangi dilin dilsizliği.Platin kaplama yüzlerin platin dişli iletişimi.
Şüphe etmek aşağılamanın ilk basamağı dünyamızda.
Başkalarını evlat acısı ümit burnu kadar uzaktır sana .
İncitenlerin ve hep kıranların dinginliğiyle. Eskimiş bi erdem sence neye benzer.
Fizik ve kimya formülleri çürütüldükten sonra.Güvenin bittiği yerde polis.
Duanın bittiği yerde dua..
Sokağa atılmış hafızalarda kalan o kadavra kokusu.İç alemler yorgun zihinler akmıyor..
Kendi iç sesine en uygun formatın uykuya daldıktan sonra.Ölümü ve yaşamı insansızlaştıran kameralarla işgal sokaklar.
Bu halleriyle hiç de kuşanılası değil şehrin mi,mari tasarımları.
Bırak bu kent soytarılarını kendi haline .Çağ kapanmış…Dönün evinize...Yeryüzü ne zamandır böyle can çekişiyor.
Takvim yaprakları bu kadar hızla yırtılıyor muydu eskiden de.Her şeye ama her şeye baktım ,taşın geleceği bi bebeğin geçmişi varsa.
Kıpırdamayan gölgeyi milimetrelerle katledenlerin şiiri varmı dır..
Ruhu duvara sabitlenmiş beton çivisi gibi.İndeksine gayb düşülmemiş zihni ne yapayım.
Sizi acil servislere ızdıraplı uzun ömürlere belli bi mesafede tutan şey kainattaki her varlığın el birliği ile son dakikaya kadar insanı hak edebilmek için,çıkamadığı yolculuk...
İnsanlığın onuru çoktan seçmeli bi ruha dolandığında , eskiyoruz.
Kişisel mutluluklarımızı her vardiyada ele veren kim dersin..?
Kapak tasarımı olmayan bi kitabın harfleriydi açılan, çukurdan uçuruma daima seyir halinde ki hayatta…
Karşısındakini yargılama refleksini,açığını bulma hevesini , şahsi alınganlık histerisini dizginleyebilmiş olsaydık.
Daha ne karayeller görecektik..kehribarı..sıcak kumları, alacakaranlıkta renklerin çekilişini, bol yıldızlı yaz gecelerini ,sis kalktıkça açılan dağ zirvelerini,asırlar geçse de değişmeyen dünyanın güzel yüzünü…
Dünyanın binbir yanıtı var.bugün belki de…
Demli çayını yudumlarken dünyada ki büyük unutuluşu düşüneceksin.Tedbir alarak kapıların eşiğinden sallandıracaksın …bu hayalet her aralığa bırakır unutulmaz formatını o ara..
Yetimlikten yetişkinliğe geçti derken anılarım. Adsız kalır nice doğumlarım …
Anlam boş evdir…yakında ana dilin olacak…nerededir talihin…günahların trajedisini taşıyan kudretiniz..
Ah bu stratejik yanılgılar…ah bu tasnif heves….
Duymadınız…beklentisi alkışlamaktan başka olanları.Rüzgara savrulanları.
Hayatın geri kalanı kilidini açmadığın bi valiz.Henüz bantlanmamış bi kaç koli.
Ham hayallerin.Bugün geçmişinin son günü…
Geri dönmek için boşuna yalvarmaktasın…
Çök yere.Isır hararetle kendi dilini.
Spotları yak…şimdi sıra senin manifestonda..
Ne çalıp götürdüyse hırsız senden.Gör artık...Hiç bir şey alamamış…
YORUMLAR
“Ne çalıp götürdüyse hırsız senden. Gör artık... Hiç bir şey alamamış…”
Bir şey var mıydı? Ne vardı ki zaten, ne alsın. Bir başka deyişle “var olan benim miydi”? Yoo. Koy rahvan gitsin o zaman
"İnsan! Anlaşılması zor birisin." Katılmamak mümkün mü? Kendimden biliyorum...
Haa bir şey daha diyeyim...
Bi... bi... bi... bi... bi...
Allah aşkına; şu “bi” lere “bir” çare bulalım artık. Mesela onları “bir” yapabiliriiiz :- )
Hoşgörüne sığınaraktan :- )
Selamlar, saygılar.
Silence
Uyarını dikkate alacağım daa daaaa işte ,malum bu laz kızı illa ya daaa dicek ya biii :)))
Bu arada terliklerimi begenmişin sağoll ,çok aradım çokkkk o kırmızı terlikleri :))) ama ! Bana küçük içimdeki çocuga hala büyük geliyorlar..
Saygı ve hürmetimle...