Eski
donmak; boyumdan büyük bir bisikletin üstünde, saçlarımı uçuşturan rüzgarda, burnumla beraber yediğim kakaolu dondurma seanslarında, gülüşlerde kimi zaman saçma sapan şeylere katıla katıla, on saniyede çıkılan bir ağacın tepesinde, işeyerek adımı yazmaya çalıştığım -ama her seferinde yarım kalan- o yolda, dünyanın en basit ve kuralsız oyunlarında, kimin hangi takımdan olduğu belli olmayan meydan muharrebesi tarzı mahalle maçlarında, beyaz yakalı mavi önlüklerin içinde bazen, her seferinde tuhaf tuhaf kıyafetler giydirildiğim ve bir türlü anlam veremediğim şiirler dinlediğim yağmurlu yirmi üç nisan sabahlarında, kolonya çiçeği kokulu akşamüstülerde, sıcak ve sıkıcı ağustos gecelerinde, orada, yeşil düşlerimin di-li geçmiş zamanında, herşeyin basit, bütün şarkıların güzel, dünyanın renkli, sebeplerden çok sonuçların önemli olduğu, yaptığım hiçbir şeyin sorgulanmadığı o büyülü zaman diliminde donup kalmak...
iliklerime kadar...
haziran/ iki bin on bir
YORUMLAR
Mutlu ve huzurlu çocukluğun akılda bıraktığı izleri koruyup aktaran gönlünüze selam olsun.