BİZ AYRILAMAYIZ 31. BÖLÜM
Zeynep "Ne zaman gideceğiz? Kahvaltı yapacak mıyız ki? Ben acıktım."
Ali "Bilmem? Hiç konuşmadık ama; biz kahvaltı hazırlayalım. Anne baba gelince yeriz."
Zeynep mutfağa gitti. Çayı koydu. kahvaltı hazırlığına başladı.
"İstediğiniz bir şey var mı?" diye seslendi.
Biliyordu Metinin kahvaltısını; yumurta, sucuk, sosisleri çok severdi.
Metin mutfağa girip "Neler var?" diye baktı.
"Bak dolaba; istediğin ne varsa..."
Ali de gelmişti.
"Sen ne istersin?" diye baktı Metin.
"Bilmem? Fazla yemeyelim; et yiyemeyiz sonra."
"Ha bak; o da var."
Zeynep "O zaman fazla bir şey yapmayalım; hafif kahvaltı olsun."
(Zeytin, peynir, bal ,reçel koydu. Kahvaltı hazırdı.)
Kamil Bey, Emine Hanım geldi. Sofrayı görünce...
"Aferin kızım; ben de acıkmışım." diye oturdular.
"Nasıl; işler halloldu mu?" diye sordular.
"Tamam çocuklar; bir saat sonra gidiyoruz. Hayvanları da satanlar götürecek."
Zeynep "Orada neler olacak?"
"Ha bak kızım; yemekler yapılır, yenir, mevlüt okunur. Kalan etleri fakirlere dağıtırlar."
"Buradan biz bir şey götürecek miyiz?"
"Yok; biz bir şey götürmeyeceğiz. Aşçı var. O her şeyi götürüp yapacak. Bizde masrafı ödeyeceğiz."Muhtar diğer köylere haber saldı; gelin diye.
"O zaman çok kalabalık olacak desene?"
"Evet kızım; çok kalabalık olacak."
"Emine Anne başka neler olur?"
"Kuranlar okunur, mevlütler okunur. Bitince gençler eğlenir. Salıncak kurarlar; oyunlar oynarlar. Güzel geçer." deyince...
Hepsi neşe içinde "Haydi o zaman toparlanalım." diye kalkındılar.
Kahvaltı bitmiş; masa toplanmıştı ki telefon çaldı...
Kamil Bey bakmıştı ."Alo" deyince...
Karşı ses "Günaydın" demişti.
Kamil Bey de "Günaydın kızım. Nasılsınız? Bizlerde iyiyiz.Evet..abin burada.Ali; telefon sana...kızkardeşin."
Ali Telefonu aldı. Önce neşeli konuştular.
"Evet; dün yoktuk. Nasılsınız? Annem, babam iyiler mi?... Sevindim."
Zeynep, Metin dışarı çıkmışlardı. Ali rahat konuşsun diye... Kapı aralıktı; az da olsa konuşmaları duyuluyordu.
Ali nin sesi birden değişti "Ne yaptınız? Siz beni hiç düşünmüyorsunuz. Nereden bulayım o kadar parayı?... Hayır! o kadar gönderemem.Tamam...maaşımı alınca biraz gönderirim.Ama hepsini değil."Telefonu kapadı.Ali bir müddet oturduğu yerden kalkamadı.
Metin içeri girdi "Hayırdır; kötü bir haber mi?"
"Yok..." dedi; ama canı çok sıkılmıştı.
Zeynep "hadi anlat bize ne oldu seni kim üzdü ?"
"Yok birazcık canım sıkıldı. Hepsi o. Siz üzülmeyin boş verin. Hadi gideceğiz."
Zeynep "Hayır senin sıkıntını öğrenmeden gitmeyeceğiz. Anlat lütfen."
Ali neredeyse ağlamaklı "Anlatacak bir şey yok." Ayağa kalktı.
Israr etmenin faydası yoktu...
Ali dışarı çıktı. Kendi tarafına geçti.
Zeynep "Emine Anne sen bir şey anladın mı bu telefondan?"
"Evet kızım; Ali yi ailesi pek aramaz. Ne zaman para lazım olsa o zaman ararlar. Kız kardeşi nişanlı galiba; para istediler. Ama bu sefer çok olmalı ki Ali yi üzdüler. Zavallı oğlum bilseniz o kendi çalışıp okumuş. Annesi babası pek ilgilenmemiş. Doktor çıkınca da ve para lazım olunca arıyorlar işte."
"Sen onların telefon numarasını biliyor musun?"
"Evet neolacak?"
"Söylesene; bakalım ne kadar para istemişler?"
Emine Hanım söyledi. Zeynep numaraları çevirdi." Alo" diyen ses bir kıza aitti.
"Kimi aradınız?" diyordu.
"Siz Ali nin kız kardeşi misiniz? Az önce ağabeyinle konuştunuz."
"Evet de siz kimsiniz?"
"Ben ağabeyinin arkadaşıyım. Ne kadar para istediniz? O çok üzüldü."
"Mobilya aldık. Epeyce tuttu." diye bir meblağ söyledi.
"Tamam siz bana banka numarasını verin. İstediğiniz para gelecek. Ağabeyin duymasın ve bundan sonra ondan para istemeyin olur mu?" diye telefonu kapattı.
Zeynep para miktarını Metin e söyledi. "Çok değil ama bizim için; Ali ye çok geldi."
"Şimdi ne yapacaksın?"
" Hiç... babama havale edeceğim. Buradan göndermek imkansız."
Zeynep yine telefonu çaldırdı...Babasının sesini duyunca çok sevindi.
" Günaydın babacığım; nasılsınız?"
"Seni çok özledim" diyen babasına...
" Yok; babam beni unutmuşsunuz. Yeni bir kız almışsınız."
"Sen nereden biliyorsun? Sürpriz olacaktı."
"Aa bak kuşlar söyledi babam."
"Nasıl; iyi mi Yıldız?"
"Evet; çok iyi, çok cici bir kız.Siz ne zaman geliyorsunuz?"
"Yakında babam; çok yakında.Yanlız benim senden bir ricam var.Sana bir numara vereceğim; ona bir miktar para yatırır mısın .Çok önemli."
"Tamam."
Zeynep kızın istediği paranın iki katını söyledi babasına.
"Tamam kızım hemen çıkartırım."
"Sağ ol babam. Çok teşekkür ederim. Az kaldı görüşmeğe.Bugün adak kesilecek."
Kamil baba adamış; kızımı bulayım, kurbanlar kesecem diye. Ondan sonra yola çıkarız.
Ha babam Ali nin tayin işi ne oldu?"
"Sahi mi? Allah! Ne sevindim. Yaşa babam. Onu da getireceğim. Annemi de çok öpüyorum. Sizi seviyorum." diye kapadı telefonu.
Kamil Doktor "Ne yaptın yine?" diye baktı Zeyneb e.
"Kamil Babam Ali yi de götüreceğiz. O burada sen ben olmayınca çok sıkılacak biliyorsun. Sema yı hiç sevemedi. Köylere gidecekti. Derste çalışmaz.
Şimdi ise tayini çıkmış fakülteye. Orada imkanlar çok; daha iyi çalışır. Ona sürpriz yaptık."
Zeynep çok mutlu olmuştu...Metin bu sevinci anlamadı.
"Ali yi çok mu seviyorsun?"
"Evet Metin. Onu bir kardeş gibi görüyor ve çok seviyorum. O çok iyi biri. Onunda mutlu olmasını çok istiyorum."
"Anladım; sen herkesin mutlu olmasını istersin."
Emine Hanım" Çok konuştuk. Vakit geçiyor; haydi toparlanın" deyince...
Zeynep Metin e "Ali ye bakar mısın. Çok üzüldü çocuk."
"Tamam; siz çıkın. Bizde geliyoruz" diye gitti.
Emine Hanım güzel bir örtü almıştı. "Mevlütte başına örtersin kızım" diye verdi Zeyneb e.
Dışarı çıktılar. Kızlar da çıkmıştı "Gidiyor muyuz?"
Sema Hanımda kapıdaydı "Bende sizinle gelebilir miyim?" deyince...
Kamil Bey "Sorduğun hata kızım.Haydi.Yanlız araba yok ; yürüyeceğiz."dedi..
"Uzak mı?"
"Yok; yalnız yokuş çıkacağız."( Karşı dağ yollardan gidenler vardı. Köylüye eğlence çıkmıştı.)
Zeynep Kamil Beyin elinde kanunu görünce "Kemanı da alalım; Metin de çalar değil mi?" diye baktı Metin e.
" Niye olmasın?"
Kamil Bey mutlu "Bak sen; desene iyi eğleneceğiz."
Ali nin yüzü asıktı.
Zeynep "Üzülme ne olur; her şey yoluna girer."
"Tamam üzülmeyeceğim."
Yola koyuldular...
Metin Zeyneb in elinden tutmuş öyle çıkıyorlardı. Dağa tırmanmak zordu. Yinede gülerek; bazen kayarak yol aldılar.Çıktıkları yer çok güzeldi.Çok büyük ağaçlar ve su kaynağı vardı.
Büyük bir ağaç altında yatıyordu dede dedikleri ve çok değerli olduğunu söylüyorlardı.
Küçük bir mezardı. Hiç şatafatı yoktu.Zeynep başına oturdu.Bildiği duaları okudu.Sonra başını taşına dayadı.Gönlü konuştu gözleri yaşlı.
"Biliyorum sendin bana yol gösteren. Sendin bana yardım eden. Erzincan depreminde yaralıları beraber çıkardık; yaralarını beraber sardık. Beraber şehre taşıdık. Dağda kardaki mİnübüsü kurtarırken sen güç verdin bana. Nasihatler eden; Metin i bağışla diyen sendin.
Ama o geceyi hiç hatırlamıyor yine yardım et anlasın, hatırlasın." diye uzunca ağladı. Omuzuna dokunan bir elle kendine geldi.Metin di...
" Ağlama ne olur; ağlama" diyordu. "Neyin var Zeyneb im? Niye ağlıyorsun?"
"Yok bir şey."
"Hayır var; senin bir derdin var. Kimselere demediğin; deyemediğin."
"Evet var Metin; ama şimdi sırası değil. Anlatacağım; anlatmam lazım sana. Hele İstanbul a dönelim o zaman.Sen hiç bir şey hatırlamıyor musun?Ben sana nasıl anlatayım bilmiyorum?Sende düşün Metin"diye ayağa kalktı."Gidelim!" diye yürüdü.
Metin son derece düşünceli "Ben ne yaptım ki? Neyse öğreneceğim."
Emine annelerin yanına geldiler.Çok kalabalıktı.
Danalar kesilmiş; yemekler yapılmaya başlamıştı. Et kokuları etrafa yayılmıştı.
Hocalar gelmiş; bir yanda mevlüt okuyordu. Yeni yetişen çocukların ilahi okuyuşları bir başka güzeldi.
Sesizlik içinde; huşu içinde dinliyorlardı..Zeynepçik ağlıyordu.Çok kişinin gözleri yaşlıydı...
Yemekler pişmiş, mevlüt bitmiş, sofralar kurulmuştu. Yemek neşe içinde geçti. Semaverlerde demlenen çaylar içilmiş; eğlence başlamıştı. Salıncakta sallananlar oyun oynayanlar vardı.
Kamil Beyde kanunu aldı. Metin e baktı Zeynep "Çalar mısın?" gibi.
Metin de kemanı alıp bir iki akort yaptı. Başladı çalmaya. Ses sanki gönülden geliyordu.
Kamil Beyle ikisi uyumlu bir eser çaldılar.Ardından da başka bir eser...
Zeynep gözleri nemli Metin e bakıyor; göz göze dinliyorlardı. Uzunca sürdü müzik ziyafeti. Şarkılara eşlik etti dinleyenler. Güzel geçmişti günleri. Akşam yaklaşıyordu.Herkes çok eğlenmişti.
Metin de gözlerini Zeynep ten ayıramıyor "O gece ben nasıl; ne yaptım da üzdüm bu kızı?" diye düşünüyordu.
Gün dinlenmek üzere iken eve geldiler. Yorgun; ama mutluydular.Ali kendi tarafına geçmek istedi.
"Yok oğul gitme. Bu gecede buradasın. Bak biz gideceğiz; ayrılmayalım.
Ayrılık lafı Ali yi daha çok üzdü.
"Siz gideceksiniz; ben ne yapacağım burada? Siz olmadan çok kötü olacağım."
Metin "Bunları düşünme. Bak henüz gitmedik; şu anın zevkini çıkart.
Arkadaş niye üzülüyorsun? Her şeyin bir çaresi var. Hele bir gün doğsun. Sabahlar olsun.
Kamil bey bastı kahkahayı "Oğul şiir gibi konuştun. Şair mi oldun?"
"E aşk bu baba; konuşturuyor insanı."
Neşe içinde çay demleyip oturdular.
Zeynep "Emine Anam ne zaman hazırlanırsınız?" deyince...
" Biz hazırız kızım. Ne hazırlığı yapacağız? Bir valiz alırız; giysilerimizi koyarız. Hepsi bu."
"İyi o zaman yarın yola çıkalım gitmek istiyorum. Ne dersin Metin?"
Metin "Bende diyecektim. Artık gitmek lazım; yolumuz uzun."
"Nasıl gideceğiz?"
" İki arabada gidecek."
"O zaman sabah erken kalkalım" diye konuşurken kapı çalındı.
Zeynep açtı gelen muhtardı...
"Hayrola buyurun...?"
"Yok; geçmiyeceğim. Ali beye bir zarf var. Belki mühimdir diye getirdim. Gündüz gelmiş de. "İyi akşamlar."
Zeynep kapıyı kapadı. Odaya girdi.
Kimdi gelen?" diye sordu Kamil Bey.
Zeynep gülümseyerek elindeki zarfı Ali ye gösterdi. "Sana gelmiş. Sabah olmadan güneş doğmadan" diyordu.
"O ne demek?" dedi Ali şaşkın.
"Al da bak bakalım. Nedir, niyedir, kimdendir?"
Ali zarfı alınca" Allah!" dedi. "Sağlık Bakanlığı."
Zeynep gülümsedi. "Galiba işten atıldın."
Ali zarfı açtı. Okudu... Bir daha okudu...
"İstanbul Üniversitesine atandın." Anlamadı. "Bu ne ya?" diye söylendi.
Zeynep yanına geldi. "Kardeşin seni burada bırakıp gider mi sandın.Bak tayinin çıktı.Yarın bizimle geliyorsun." Deyince...
Ali şaşkın; Metin de gelip kağıdı aldı, okudu. "Kutlarım seni" deyince...
Ali Metin e sarıldı. Ağlıyordu. Bu göz yaşları sevinçtendi. "Siz kimsiniz ya? Kimsiniz siz?" Ne diyeceğini bilemiyor bir Emine Hanıma bir Kamil Beye sarılıyor.
Zeyneb e döndü. "Canım kardeşim; canımsın sen. Hakkını nasıl ödeyeceğim ben sizin?"
"Yok hak mak ;beraber gidiyoruz. Bir şey daha var; sadece malumatın olsun. Sen kardeşine para yatırma; çünkü bu gün yattı."
Ali şaşkın "nasıl yani?"
" Sen yan tarafa geçince aradım kardeşini.Nekadar para istediğini sordum; oda söyledi. Babama ilettim; o yatırmış. Haberini aldım. Sakın ola sen gönderme."
Ali biraz bozuldu "Bunu niye yaptın*"
"Biz kardeş değimliyiz? Kız kardeşin de kardeşim sayılır ve kardeş kardeşe yardım eder."
"Ne kadar gönderdin?"
"O ne kadar istedi senden?"
Ali söyleyince "İki katı gitti. Sıkılmasınlar."
Ali mahçup olmuştu...
"Ali bak böyle üzüleceğini bilseydim söylemezdim. Ben sende gönderme diye söyledim. Lütfen unut; hiç olmamış gibi, davran.Şimdi başka şeyler konuşalım.Nasıl gideriz?Senin eşyan çok mu?Bir giysilerini,kitaplarını al.Emine Anne sizin nekadarolur?Gerçi iki araba ; yerleştiririz."
Metin "Araba kullanan var mı?"
" Yok oğul. Ben uzun zamandır kullanmadım; bu köy yerinde."
"O zaman;sen Ali ile; ben de babamlarla gideceğiz."
"Anlaştık" deyip oturdular.
Kamil Bey hayıflandı. "Ya bilsem; bu gün ben gidiyorum diye helalleşirdim" deyince..
Ali "Yarın oparlör ile söylersin gideceğini."
"Bak bu doğru; sabah yapayım o işi. Helallaşalım.Haydi herkes yatsın. Sabah erken yola çıkalım."
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK..
YORUMLAR
Kaçırdıklarımı da mutlaka okuyacağım, senin gönül sesini okumadan edemem, eksikleri kapayacağım inşallah.
Allah gönlüne göre versin, başarın daim olsun, sevgimle
AYSE 09
senin okuman bana güç verecek sevgilerimşlesin
AYSE 09
belki onlardan esinlenilmiş belki de yazıldıktan sonra yaşanmış
evet içinde gerçeklerde var
Çok güzel bir yazı dizisi geriye doğru hepsiini okumam lazım.Gözleim doldu bazı bölümlerde inanın gözümdeki yaşlardan dolayı okumakta zorluk çektim.Rabbim herkese böyle güzel kalpler versin inşallah.Kalın sağlıcakla...
AYSE 09
evet versin derim bende rabbim hep iyilerle karşılaştırsın
sayfama uğrayıp okumanız çok güzeldi
saygılarımla
Ablacığım bu serinin kesinlikle roman olarak çıkması şart diyorum. Konu çok güzel ve sizin anlatımınız daha da güzelleştiriyor. Tebrik ve sevgilerimle
AYSE 09
bende çok isterim roman çıkarmayı bakalım nasip
sevgilerimlesin her daim
Yine çok güzeldi.
Karşılıksız yapılan iyilikler ara ara üzerimde buz etkisi yaptı..
Çok başarılı bir anlatım Annem.Gönlüne sağlık çok öpüyorum yüreğinden
AYSE 09
yapılaniyiliklere karşılık beklemek sanırım
o iyiliği bitirir bence
sevgimlesin bitanem her daim
gerçekten güzel bir çalışma.ne emeklerle bizlere hazırladınız size ne kadar teşekkür etsek azdır...diğer bölümlerinide fırsat buldukças okumaya çalışacağım..saygılarımla..
AYSE 09
sayfama gelip okuman yeterli saygılarımla
AYSE 09
keşke imkan olsada dizi olsa derim
belki ilerdeki yazılarımda olur dedikleriniz bu sona yaklaşıyor artık
saygılar benden ilginizden dolayı
AYSE 09
seni seviyorum
çok güzeldi bende merakla ..takip edeceğim sayın hocam..kutlarım....
AYSE 09
umarım baştan okursun
sona yaklaştı çünkü
saygımla