- 430 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÇOLAK RIZA VARDI
Büyükşehir’in gürültüsü ve keşmekeşliği içerisinde kirli sokaklara aldırmadan büyüyen, mahallenin yakışıklısı Rızanın tek isteği mahallenin en güzel kızlarının peşini bırakmasıydı.Yakışıklı ve zengin Rıza barlardan, diskolardan bıkmış bir şekilde sakin ve mütevazı bir parkta oturmaya karar vererek belediye otobüsünün durağına doğru ilerledi. Belediye otobüsüne binip son durakta indi.Mahallenin yeni yapılmış parkına gidip oturdu.Camda dışarıyı seyreden mahallenin en güzel kızlarından fidan, gözlerine inanamadı. Mahallede daha önce bu kadar yakışıklı, karizmatik bir çocuk görmemişti.Fidan, mahallesinde güzelliğiyle dillere destan olduğu gibi birlikte dolaştığı arkadaşları da mahallenin güzel kızlarıydı.Pencerede böyle yakışıklı bir genci görünce dayanamayarak diğer arkadaşlarına haber vermek için telefonun ahizesine sarılıp arkadaşlarına, mahallenin parkında yakışıklı mı yakışıklı bir genci oturduğunu ve daha önce buralarda görmediğini söyledi.Arkadaşları zaman kaybetmeden fidanın evine geldiler 5 kafadar ellerini çenelerine dayayıp Rızayı seyre daldılar.Rıza urdan gelip geçen kızların kendisine baktığını görünce biraz sıkılarak yavaş yavaş parkı terk etti.Pencerenin perdesini aralayarak bakan kafadar kızlar Rızanın gittiğine çok üzülseler de acaba bir daha bu parka gelir mi diye merak ediyorlardı.Rıza eve geldiğinde evlerinin salonunda kendisini bekleyen zengin iş adamının kızı olan Nurcan, kendisini bekliyordu.Rıza selam vermeden yukarda ki odasına gitmek istedi; fakat geldiğini gören Nurcan kollarını açıp Rızaya doğru bir ceylanın sekmesi gibi sekerek ellerini Rızanın boynuna kollarını dolayarak hafifçe terlemiş yanağına bir buse bıraktı.Bu tür yoğun ilgilere alışkın olan Rıza, onun busesine karşılık vermeyerek kibar bir şekilde hoş geldin Nurcan dedi. Bu ilgisizliğe kırılan Nurcan kollarını yavaş ve kırgın bir şekilde çözdükten sonra neden kendisini arayıp sormadığını söyledi.Onlar ayakta sohbet ederken Rızanın annesi, kendilerine çay ikram etti.Onlarda çaylarını alıp misafir salonuna geçtiler.Nurcan geçen gün babasıyla tartıştıklarını söyledi.Rıza neden tartıştığını sordu Nurcan farkına varmadan gözlerinde yaşlar boşanmaya başladı. Hıçkırıklarla birlikte anlatmaya başladı.Anne ve babamla otururken seni çok sevdiğimi ve evlenmek istediğimi söyledim annem bir taraftan babam bir taraftan bağırarak beni başkalarına vereceklerini söylediler.Ciddi bir beraberlik düşünmeyen Rıza Nurcan’ı sakinleştirmeye çalıştı.Kendisine aşık olan bu kızın durumuna üzülmekle birlikle biraz sohbet ettikten sonra evine yolcu etti.Günler geçe dursun Rıza, günler önce oturduğu parka gitmek üzere belediye otobüsüne bindi. Sanki oraya kendisini çeken bir şeyler vardı.Otobüs kaptanı dalgın olan Rızaya son durağa geldiğini söyledi.Durumun farkına varan Rıza ağır adımlarla otobüsten indikten sonra parka gidip oturdu. Onun gelmesini günlerce arkadaşlarıyla bekleyen Fidan, ismini bilmediği gencin geldiğini görünce pencereye koştu. Biraz izledikten sonra arkadaşlarına telefon edip müjdeyi verdi.Koşa koşa gelen kızlar perdeyi çekip Rızanın cemalini görmek onun en ufak hareketini kaçırmamak için gözlerini dört açtılar.Rıza bu sefer parkta oturdukça oturası geldi.Buna kendisi de bir anlam veremedi.Fidan ve arkadaşları da öylece penceren baka dursunlar batan güneş birlikte ortalık kararmaya başladı.Daha fazla karanlık olmadan yola düzülen Rıza, isteksiz bir şekilde kalkarken karşı evden kendisine bakan kızları gördü farkına varmadan kalbi çarpmaya başladı.Hangisine çarpıldığını bilmeden yoluna devam etti.Hızla çarpan kalbine engel olamayan Rıza ayaklarının geri geri gittiği zannediyordu.Dalgın bir şekilde yürümeye devam eden Rıza, köşeyi döneceği sırada aniden bir arabanın altında kalır.Arabanın altına girdikten sonra kolu tekerliği altında ezilmişti.Hemen firen yapan şoför ilk yardımı bilmediği için hemen 112 arayıp ambulansın gelmesini bekler o arada yol güvenliğini alıp yolu kapatır.Gelen ambulans Rızayı hemen hastane götürür.Cüzdanındaki bir iki nota bakıp ailesini ararlar Nurcan da oradadır. Rızanın ailesiyle birlikte hastane gelen Nurcan, hep birlikte Rızanın odasını öğrenirler.Odaya yaklaştıklarında odadan çıkan doktoru gördüklerinde Nurcan, doktoru bir kenara çekip Rızanın sağlık durumunu sorar. Doktor Sağlık durumunun iyi olduğunu; fakat kazada kolu ezilip, işlevini yitirdiği için kolu kestiklerini söyledi.Birden yıkılan Nurcan, yani Rıza çolak mı olacak dedi. Doktor üzülerek başını salladı.Rızanın odasına gitmeden sessizce hastaneyi terk etti.Günler sonra bir kolu kesik bir şekilde evine dönen mahallenin yakışıklı Rızası Nurcan’ın neden gelmediği merak ettiği için annesine sordu.Annesi boynunu bükerek başka biriyle evlendiğini söyledi.Kendi kendine mırıldanan Rıza yakışıklı Rıza çolak olunca terk edildi deyip hüngür hüngür ağlamaya başladı.Nurcan’ı sevmemişti; fakat Nurcan’ın kendisini neden sevdiğini anladı. Aslında Rıza buna üzülüyordu.Parkta otururken pencerede gördüğü kızda aynı davranışı sergilerde daha da kahrolurum deyip, bir daha o parkada gitmedi çolak Rıza.Artık mahallelinin sevdiği Çolak Rızaydı.BU YAZININ YORUMUNU SİZE BIRAKIYORUM.