- 1108 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIMIZIN NE KADARI BİZİM?
-Aşk olsun Çağla, hani tuvaletim var diyecektin?
-Ne oldu kızım?
-Yine altına yaptı anne ya!
-Çocuğa kızma, yavrum. Ne zaman yemek yiyeceğine, uyuyacağına ve daha birçok şeyi ne zaman yapacağına, bizler karar veriyoruz. Bir tek konuda karar kendisine ait: Tuvaleti. O da, haklı olarak, bu gücünden kolay vazgeçmeyecektir.
…/…
Doğduğumuz andan itibaren, birileri, hayatımızın programını yapmaya başlarlar. Annemiz, babamız, ninemiz, dedemiz… Çok uzun yıllar boyunca devam edecek bir süreçtir bu. Okul yıllarımızın en önemli aşaması olan Lise aşamasına geldiğimizde, bu kez de, kalan hayatımızın en belirleyici kısmı şekillendirilmeye çalışılır: Üniversite. Onlara göre hangi dalda eğitim almamız gerektiğinin tartışmaları başlar.
Pek çoğumuz, bu dönemde, düşüncemizi, isteğimizi söylemek becerisini gösteremeyiz. Çünkü böyle bir düşünce yürütmek öğretisi edinmemişizdir. Çok azımız kendi istediğimiz eğitimi almayı başarırken, büyük çoğunluğumuz; olmamızı istedikleri kişiler olmaya devam ederiz.
Zaman geçer, üniversite biter. O birileri için evlenme zamanımız gelmiştir. Uygun eş aranmaya başlanır.
Uygun eş. Kime göre uygun? Kimin aradığı özelliklere sahip biri? Bizim olmadığı kesindir!
Öyle ya da böyle, hayat şekillenmeye devam eder. O şekle göre bizler de şekillenmeye başlarız. Mutluluklar, mutsuzluklar, başarılar, hüzünler arasında yıllar geçer.
Zaman akarken, büyüdüğümüzü ve hayatımızın kontrolünü ele geçirdiğimizi düşünürüz. Zannederiz. Büyüdüğümüz kısmı doğrudur. Ama hayatımızın kontrolünün elimizde olduğu… Müthiş bir yanılgıdır.
Bugünden dönüp de düne baktığımda gördüğüm tek bir şey var: Hayatımın kontrolü, hiçbir zaman bende olmamış. Hatta o kontrolün ellerinde olduğunu zannedenlerin ellerinde de değilmiş.
Çok zaman önce bir yazı yazmıştım: Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir.
Hayat, gerçekten böyle bir şey. Bu gerçeği, ne kadar çabuk kabullenirsek; yaşam, o denli kolaylaşıyor. Elbette ki izlemekle sınırlı değil, yapabileceklerimiz. Tabi ki bizler de, bir şekilde, dahil olacağız. Ama haddimizi, yerimizi, sınırımızı bileceğiz. Boyumuzu aşan müdahalelerde bulunmak gibi geçersiz bir eylemin içine girmeyeceğiz, girmeye çalışmayacağız.
…/…
Aralık ayının son günleriydi. Çocuklarımla birlikte, Urla evimizde tadilat yapma kararı aldık. Gelen mimar, en fazla, üç ay içinde evi teslim edebileceğini söyledi. Yani Mart ayı gibi ev bitmiş olacaktı. Hadi dedim benden de bir ay olsun. Nisan gibi, en geç, evimize yerleşmiş oluruz. Mevsimin en güzel zamanlarını da değerlendirebiliriz.
Temmuz ayının şu günlerinde ev, hala, tam anlamıyla bitmiş değil. Kaç ay olmuş? Dolu dolu altı ay. Bu altı ay içinde, huyumu bildiği için, oğlum sürekli beni sakinleştirmeye çalışıyordu: “ Anneciğim üzülme. Sen sıkılma, ben hallederim.”
Allah tarafından bende de inanılmaz bir sakinlik hali hakimdi.
“ Evlat’çım, asıl sen üzülme. Ne yapalım? Elbet bir gün bitecek ve balkonumuzda kadehlerimizi tokuşturacağız.”
Sonunda oğlum:
“ Chakralarını açtırmak için verdiğin paraya helal olsun, anne.” Dedi.
Bitmemiş bölümler, oturmamıza engel olmadığı için temizliğimizi yaptık ve yerleştik.
Geçtiğimiz Cuma günü, tam da hayal ettiğimiz gibi, balkonumuzda kadeh tokuşturuyorduk. Hep hayalini kurduğumuz gibi; sevdiğimiz müzik çalıyor, mumlarımız yanıyor ve muhteşem bir akşamın keyfini çıkartıyorduk.
Uykumuzun en derin yerinde çalan telefon; gelinimin amcasının ağırlaştığının haberini ulaştırdı. Sonra ki telefonla da vefat ettiğini öğrendik. Çağla’yı bana bırakarak, hastaneye koşturdular. Defin işlemleri hallolduktan sonra Urla’ya geri geldiler.
Pazar günü, annemi çağırdık. Hep beraber keyifli bir gün geçirelim diye. Nene-torun oyuna dalmışlardı ki annemin telefonu çaldı: Babam düşmüş!
Hemen toparlandık, evi kapattık. Hastane, kalça kırığı teşhisi ve ardından annemdeyim. Büyük hayallerle ve beklentilerle, bitsin diye sabırla beklediğim Urla’yı bir süre daha göremeyeceğim. Ne kadar? Bilmiyorum. Bilmemeyi ve fikir yürütmemeyi öğrendim.
…/…
Bazı şeyleri onaylamak için çok uzak zamanlara gitmeye gerek yok. Son yedi ayıma, kısaca bir göz atıyorum da: Hayatın kontrolü, hiçbir zaman, benim elimde olmamış!
Hayat, öğretilerine devam ediyor. Ben, öğreniyorum. Mutluyum!
Eser Akpınar
06.07.2011
Güzelbahçe
YORUMLAR
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum; güzel dilekleriniz ve görüşleriniz için.
Sevgiler, selamlar.
ipleri başkalarının elinde bir kukla gibi görüyorum bazen insanları
tabii bizlerde dahil olmak üzere
ne kadar plan yaparsak yapalım
su gibi kendiliğinden akıp kendi yolunu buluyor hayat
yine çok güzel bir anlatımdı Eser Hanım
babanıza acil şifa, geçmişlerinize rahmet diliyorum
selam ve sevgilerimle
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Gülhun Hanım. Sevgiler, selamlar.
Bazı şeyleri onaylamak için çok uzak zamanlara gitmeye gerek yok. Son yedi ayıma, kısaca bir göz atıyorum da: Hayatın kontrolü, hiçbir zaman, benim elimde olmamış!
Hayat, öğretilerine devam ediyor. Ben, öğreniyorum. Mutluyum!
Eser Akpınar
06.07.2011
-----------------------------------
Bu satırlar bile güne gelmesi için yeterli bence.
Çok dolu bir içerik ve güzel anlatım.
Tebrikler.
Sevgi ve selamlar.
Eser Akpınar
Saygılar, selamlar.
Ne kadar planlı ve prensipli olsak da hayatın planı bizi alt üst edebiliyor. Yeterki kontrolün bizim elimizde olmadığı idrakına varalım. Kesinlikle haklısınız Eser Hanım. Tekrar büyük geçmiş olsun. İleriye dönük kurduğum hayaller için "Allah kısmet ederse" diye cümleme başlıyorum. Teşekkürler anlamlı paylaşımınız için. Sevgilerimle.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Aysel Hanım. Sevgiler, selamlar.
Aysel AKSÜMER
doğduğumuz günden beri hayatımız kodlanmıştır....senaryoyu bilmeden sahnedeki rollerimiz başlar...gider gelir döner dururuz...yaşadıkça rolümüzü görür...bir sonraki sahneden haberimiz olmadan yaşar dururuz....yazın çok güzeldi usta saygılar
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Tacettin Bey. Saygılar, selamlar.
Eser Hanım...
Yazını okurken Tam ;"Allah o mürvetin belasını versin anamız babamız mürveti görecek diye bizleri evlendirdiler" diyecektim ki,
Tam; " Ohhh afiyet olsun. Yarasın" diyecektimki,
Tam; " Güle güle oturun.Sefasını sürün" diyecektim ki,
Şimdi ;"Geçmiş olsun." Diyorum. Veee... Ekliyorum...
Yarın güneş yine doğacak. Belki peşinden,fırtına,yağmur gelecek..
Belli mi olur?
Dileğim;
Yağmurda herkezin şemsiyesi,karda odunu kömürü ,cebinde ekmek parası olsun...
Birde... Evet birde...
İnsanlar hep sevsin. Sevdiğide, sevenleride bol olsun..
Selam ve saygıyla Eser Hanım...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Bedri Bey. Sevgiler eksik olmasın yüreklerimizden. Selam ve saygıyla.
Büyük geçmiş olsun arkadaşım. Başınız sağ olsun. Hayatı biz yönetmiyoruz, hayat bizi yönetiyor. Ne kadar plan yaparsak yapalım, iş olacağına varıyor vesselam.
Sevgimle.
Eser Akpınar
Sevgilerimle.
Yaşam, zembereği kurulmuş bir saat değil ki;zamanını geldiğinde ötsün.
Yaşamın saati,hiç ummadığımız anlarda zamansız ve çok acımasız ötüyor ne yazık ki!..
Yaşam,kendi kıstaslarımızdan çok farklı olarak ortaya çıkan olaylarla devinim halinde sürüp gitmekte.İşte bu beklemediğimiz olaylar karşısında nasıl duracağımızı ya da ne ölçüde tepkili olacağımızı bilmediğiz anda;hüsrana uğramaya mahkum oluruz...
Selamlar,Eser hanım...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Ayhan Bey. Saygılar, selamlar.