BİZ AYRILAMAYIZ 30. BÖLÜM
Çok şıktı. Güzel bir t-şört ve gözünde gözlüklerle gülümseyerek Zeyneb in önünde durmuş
hala dudaklarında "Biz ayrılamayız" şarkısı vardı.
Zeynep şaşkın ;Zeynep mutlu; Zeynep ağlıyordu.İlk anda konuşamadı.Uzunca baktı Metin e.
Önüne diz çöktü ve ellerini uzatarak.
"Biz ayrılamayız meleğim. Ne eller, ne yıllar, ne yollar bizi ayıramaz."
Hala ağlıyordu Zeynepçik. Zor çıkan bir sesle...
"Biz ayrılamayız ; biz ayrılamayız.".
Uzanan elleri tuttu "Metin" dedi.
"Evet benim canım."
Yavaşça yanına oturdu. Elleri ellerinde; gözleriyse birleşti.Yine eskisi gibi gönülleri konuştu. .
Kolunu Zeyneb in boynuna doladı.Sevgiyle sarıldı.
" Canım canımsın benim. Öyle özledim ki seni bilemezsin."
Zeynep hala şokta ve konuşamıyordu.
Metin yanlarında oturan Emine Hanıma; Kamil Bey e" Merhaba" dedi.
" Hoş geldin oğul" derken şaşkın şaşkın bakıyorlardı.Onun geleceğini Ali söylememişti.
"Hangi rüzgar attı seni?"
"Eeee artık Zeyneb i buralarda durduramıyormuşsunuz. Onun için geldim.Nasılsınız; iyi misiniz?" Hal hatır sorunca...
Zeynep iyice şaşırmıştı.
"Aaaaa... siz birbirinizi tanıyor musunuz? "
"Evet canım."
"Ne zaman*"
"Sen hasta iken."
"Nasıl yani?"
"Hani Erzincan dan döndüğünde çok hasta olmuştun ya. Vee hep başındaydım.
O gece öyle korktum ki anlatamam. Sana bir şey olacak diye öldüm öldüm dirildim inan."
Ben seni duydum dayan diyordun dayan canım
"Doğru hep öyle dedim."
"Seni, kokunu duydum.Hep yanımda hissettim. Ama bana rüya dediler.Ali de hep öyle söyledi."Birden onu aradı gözleri "Sahi nerede o?Sorarım ona; beni rüyalarla avuttu."
Metin gülümsedi "Çok hasta idin yavrum. O halde beni görünce ne olurdun; bilemedik.
Sen uyurken başında bekleyip; uyanınca saklanıyordum."
Elleri ellerinde bakışları konuşuyordu sadece...
"Peki şimdi nerden geldin? Kaç gündür yoktun."
"Istanbul a gitmiştim. Acil bir işim vardı.Vee oradan da geliyorum."
"Ne zaman gittin?"
"Bir hafta oluyor."
Onlar böyle konuşurken yanlarına Ali ve kızlar geldi.
Ali Metin i görünce "Hoş geldin" diyerek tokalaşıp sarıldı.Daha sonra Zeyneb e dönerek
"Ben demedim mi Metin i bulup sana getireceğim diye.Nerden demiştin.Gördün mü ben sözümde durdum."
Kızlar şaşkınlıkla bir Metin e ; bir Zeyneb e bir de Ali ye bakıyorlardı "Hoş geldin" dediler.
Metin gülerek "Hoş bulduk sizleri tanıyorum Ayşe ve Lale siniz değil mi?
Zeyneb in kafası daha da karışmıştı "Aaaaaa sen onlarlada mı tanıştın?"
"Aslında hiç haberleri olmadı. Sadece ben onları gördüm."
Kamil Doktor , Emine Hanım da çok sevinmişlerdi. "Allaha şükürler olsun"diye dua edip duruyorlardı.
Metin Ali ye "Zeyneb ime benim için baktınız ya; çok sağ olun."
"Ne demek arkadaş. Bizim için zevkti.Lafı mı olur?"
Ali yanlarına oturarak Zeyneb e döndü." Artık ağlamak yok. Neydi o öyle? Zırrr... zırr.. Metin...Metin... diye."
Kızlar bu konuyu Zeynep ten hiç duymamış; sadece sağlık ocağında Ali den biraz işitmişlerdi.Birbirlerine bakarak "Çok ta yakışıklı onun yandığı kadar da var doğrusu " diye fısıldaştılar
Zeynep se hala şaşkın; kendine gelebilmiş değildi. İstanbul dan geliyorum dedin de; annemleri görebildin mi?Acaba nasıllar? Onları öyle çok özledim ki."
Metin bir Emine Hanıma bir de Kamil Bey e baktı.Sonra Zeyneb e dönerek
"Evet gördüm. Geleceğimi bilmiyorlardı. Seni özlediklerini pek söyleyemem doğrusu. Çünkü çok meşguller."
"Anlamadım ;nasıl yani?"
"Eeee ;sen buralara gelince onlarda Zeynep ten hayır yok. Bari bir kız alalım demişler. Hatta senin odanı da ona vermişler.
Zeyneb in iyice kafası karışmıştı
"Nasıl...nasıl?"
"Nasıl olacak? Sarışın,mavi gözlü güzeller güzeli bir kızları var.Adı da Yıldız" der demez ertrafta tatlı bir rüzgar esti sanki.
"Evet Emine Anam kızınız şu anda emin ellerde.Zeyneb in babası onu bularak yanına almış.Okuluna devam ediyor.Bu ara dersleri yoğunve sınavları olduğu için gelemeyecek.Hep beraber onu görmeye biz gideceğiz."
Emine hanım bir çığlık attı "Allah ım sana şükürler olsun!" Zeyneb e sarıldı hemen
" Kızım senin sayende bulundu yavrum" diye ağlamaya başladı.
Konu komşu duyan geliyor; herkes sevinçliydi.
" Zeyneb i buraya Allah mı gönderdi?Hızır gibi geldi.Kızı da buldu"Diyerek.Kamil Bey le Emine Hanım ın mutluluğunu paylaşıyorlardı.
Elifçik te gelmişti...Zeynep onu görünce " Bak Metin benim buraya olmama sebep bu kız.O zaman yeni ameliyatlıydı.Arabamla getirmiştim."
Metin de küçük kızın elini tutup yanaklarından öptü. "Aferin sana . Bak ne de güzel olmuş; ne çok sevap işlemişsin."
Herkesin neşesi yerindeydi Eğlenceler,oyunlar saatlerce sürüp gitti.
Metin Ali ve kızlar zorda olsa Zeynep i oynamaya kaldırdılar.
"Sana ne oldu?Hiç böyle değildin." diyorlardı.
Gün yavaş yavaş güzelliği akşama bırakıyordu .
Artık dönüş başlamış; yollar insan seline dönmüştü.Onca kalabalık kolay dağılır gibi değildi.
Arabalara ulaşmak güç te olsa bindiler. Konvoy halinde döndüler.
Saat bir hayli geçti. Kızlar evlerine gitmişti.
Sema ise hiç yanlarına gelmemiş; başka bir aile ile dönmüştü.
Ali "Emine anam çok canım çekti; çay demlesek mi?"Dedi.
"Tabi oğlum; hemen yaparız" diye mutfağa giderek çayı koydu.Sevincinden eli ayağı titriyordu. "Allahım! Yıldız ım bulundu ya ;sana şükürler olsun" diye dua ediyordu.
Metin e soracak o kadar çok şeyi vardı ki... Nerden başlayacak; nasıl söyleyecekti?
İçeri girince "Oğlum" diyerek yanına oturdu.
Metin anlamıştı. Kolunu onun omuzuna atarak "Bak anam; biliyorum ki Yıldız ı merak ediyorsun. Ama inan bende bir şey bilmiyorum."(Yanlız Osman Amca ve Neriman Teyze ile hastaneye geldi diyemedi.Zeynep duymamalıydı çünkü.)
"Sadece on; on beş dakika gördüm.Başka birşeyden haberim yok.Artık gidince öğreniriz.
Yalnız... sizi çok üzdüğünü biliyor. Korkmaktan ziyade utancından arayamamış. Ama sizi çok seviyor. bende ona ne kadar üzüldüğünüzü; onu nasıl aradığınızı ve çok sevdiğinizi anlattim. Hiç çekinme dön evine .Annen baban öyle iyi insanlar ki. Seni olduğun gibi kabul edip kucak açacaklar .Emin ol ki yaşadığını ve iyi olduğunu öğrenmeleri bile onlara yetecek dedim.
"Ahh! Bir görsen Emine Anam; o da ana baba sevgisine öyle susamış ki... sizin yokluğunuzu şu anda Neriman teyzede bulmuş. İki haftadır öyle mutlu ki... Bak hepsi geçti artık.Bir iki gün içinde gideriz.Yanlız onu görünce hiçbir şey olmamış gibi davranın emi?O hiç ister miydi böyle olmasını?Ama insan kaderini kendi yazmıyor ki..."
"Haklısın oğlum.Kendisi iyi ya, yaşıyor ya; bu bize yeter."
O ara Zeynep içeri girdi. Elindeki çaydanlığı sobanın üzerine koydu.Ardından da Ali elinde bardak tepsisi ile .Neşe içinde çaylarını yudumladılar.
Zeynep, biraz çekingen "Kamil Baba şu senin dediğin dede nerde? Onu ziyaret etmek istiyorum"
"Olur kızım. Yarın gidelim.Hem bizde onu ziyaret etmiş oluruz. Ben kızım bulunursa kurban keseceğim diye dilekte bulunmuştum.Şimdi nasipse sözümü yerine getireyim."
Ali ayağa kalkarak "Ben öbür tarafa geçeyim. Metin sen geliyor musun?"
Emine Hanım atılarak "Yok oğlum gitme. Bak iki divan var; yatın işte burada."
Metin bir ara dışarı çıkıp ,telefondan babasını aradı.
" Babam nasılsınız?"
"Biz iyiyiz oğlum; eve çıktık merak etme."
"Oldu babam. Çok çok sevindim. Selam söyle anneme. Bak Zeynep te burada size selam söylüyor."
"Onların da sana selamları var canım." diye yüzüne baktı uzunca. "Canım , canımsın benim" diye kolunu boynuna doladı."Hadi gel içeri gidelim."Birlikte odaya girdiler.
Kamil Bey "Çocuklar gün beni yordu.Ben yatıyorum" diyerek ayrıldı.
Emine Hanım yatakları yapmaya başlamıştı. Zeynep te yardım etti.
Yaşlı kadın da "iyi geceler" dileyip odasına çekildi. Ali de dışarı çıkmıştı.
Metin Zeynep e baktı gözleri buğulu idi. Derinlerden akıp gelen hüzün okudu sanki.
" Neyin var meleğim? Hiç sevinmemiş gibisin."
" Birşey yok...yok...gayet iyiyim."
"Peki neden kaçtın benden? Niye bu çektiklerimiz? Ne olursun söyle?"
"Sen hiçbir şey hatırlamıyor musun?"
"Hayır gülüm; hiçbir şey hatırlamıyorum ."
"Peki ozaman sonra konuşuruz. Ben uyuyacağım. İyi geceler" diyerek kapıya yöneldiğinde
Ali ile karşılaştı.
" Yatıyor musun?"
"Evet; iyi geceler sabah görüşürüz."
Kapıdan dönüp belli etmeden Metin e baktı. Hafifçe gülümseyip odasına girdi.Yatağına uzanınca birden gözlerinden yaşlar boşandı.
"Allah ım ben ne yapacağım? Hiç...hiçç bir şey hatırlamıyor.Neolur bana yardım et.Sağa sola dönüp durdu. "Zaman ne gösterecek bakalım" diyerek uyumaya çalıştı.
Sabah geç kalkmış; odada ise kimseler yoktu.Mutfağa baktı...Ev bomboştu.
Dışarı çıktı. Güneş pırıl pırıl ;gökyüzü masmaviydi.... Derin derin nefes alıp mis gibi havayı içine çekti.
Tekrar içeri girip üstünü değiştirdi. Hemen bir pantolonla uyumlu ince bir kazak giydi. Saçlarını tokayla arkaya topladı.. Odasını düzeltip yine dışarı çıktı.
Ne kızlar nede evden hiç kimse vardı.Böyle bakınırken birden Sema yı gördü.
"Günaydın; nasılsın? Bizimkileri gördün mü?"
" Muhtara gittiler."
"Hepsi mi?"
"Evet."
"Önemli bir şey mi var orada?"
"Bilmem? Bu gün adak kesilecekmiş galiba; sanırım haber vermek için oradalar."
"Emine anne nerede? Onu da göremedim."
Sema ise bir şeyler söylemek ister gibiydi.
"Şeyy...Zeynep Hanım..."
"Zeynep sanki ne diyeceğini hissetmişti...
" Seni dinliyorum."
"Ben...ben ... size çok büyük haksızlık ettim. Özür dilerim. Bilmem af edebilecek misiniz?"
O ise gayet sakin sevecen bir tavırla gülümsedi.
"Af edilecek bir şey yok. Sadece sizden ricam; lütfen ön yargılı olmayın ve içinizdeki kötülük tohumları yerine iyilik tohumlarını ekin. Siz bu insanlara bakmaya mecbur ve yardım etmeye kendini adamış; yemin etmiş kişisiniz. İyi olun, iyi davranın bu yeter .Sonra ben okumuşum ;ben doktorum diye gururlanmayın. işte en büyük saadet budur .Sema
bak biz gideceğiz. Buraları sana emanet . İnsanlarla güzel geçin.Yanındaki Ayşe Lale çok iyiler."
Semanın gözleri yaşardı...
"Sen ne kadar iyisin ."
"Ben böyle yetiştim ve böyle olmalıyım. Olacağım da inşallah. Bunlar sana ders olmuştur." diyerek yanından ayrılıp eve girdi.Çok geçmeden ise Ali ile Metin geldi. Zeynep meraklı gözlerle
Nerdesiniz merak ettim sizi?"
Metin gülümsedi eli ile yüzünü okşadı.
" Niye merak ettin?"
"Bilmem... ? Kimseyi göremeyince...Emine Anne de yoktu."
"Bak onu bizde bilmiyoruz."
Ali de "Köylüyü davet etmeye gitmiştir. Bu gün ziyafet var ya..."
"Peki ne kesecekler?"
"İki tane dana."
Zeynep "Offf ...yaaa bu kadar mı özlemişler kızı?"
Ali gülerek "Yok biri senin için; Metin kesiyor."
"O niye?" diye Metin e baktı.
"Eeee niyesi var mı? Seni buldum ya."
"Sende mi adamıştın?"
"Evet."
"Yazık hayvana" dediğinde...
Metin ellerini tuttu.İkisi de divana oturdular.
" Sen var ya sen... çok şeye değersin inan bana. Köyün bütün hayvanlarını kessem azdır."
"Yok artık; bu millet sütsüz, yoğurtsuz ne yapacak? Diye gülümsedi Ali.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
AYSE 09
sayfama geldin okudunya
bu beni çok mutlu etti canım
BİZ AYRILAMAYIZ----Şarkının sözlerini değerli arkadaşım Ayşe BİRGÜL YILMAZ yazdı...Öykünüz güzeldi yeni fark ettim..E,,,şimdi baştan sona okumam gerek,,,Saygılarımla
AYSE 09
ne diyeyim kolay gelsin
saygılar benden
evet sevdiğim bir şarkıydı romanın ismi oldu
Tebrikler Ayşe hanım,gergef gergef işliyorsun olayları...tebrikler ve selamlar
AYSE 09
saygılarımla her daim
Hacı ablam,bu yazdıklarını bir gün roman olarak elime alır,şöyle koltuğa gerile gerile okurum. İnşallah...
Selamlar.
AYSE 09
inşallah diyelim
çok teşekkür ederim sağ olasın
sevgi saygılarımla
internetimin acizliğinden yazdığım yorum ve puanım güme gitti canım..harika bir bölümde gözpınarlarımdan dökülen yaşlarımla okudum duygu yüklü iki bölümü kalemin daim olsun sevgilerimle canım..
AYSE 09
sizlerin okuması bana güç veriyor
sevgilerimle iyi geceler
Geldim yine güzel sayfana çok şükür. Yaşıyor ve yazııyorsun. Bu besbellli. Kutluyorum yürekten.
Sevgiler.
AYSE 09
ve sizde okuyorsunuz ya işte mutluluk benim içib bitanesi sevgimlesin
Sevgili Ayşe, olayların iyiye doğru gitmesine ve Emine'nin kızının bulunmasına sevindim. Romanın güzel gidiyor. Ben bu seriye öykü demiyorum, çünkü öykülükten çıkalı çok oldu.
Tebrikler.........sevgimle.
AYSE 09
canım bende birazcık roman diyorum
sağ olasın sevgilerimle bitanem