- 817 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sonsuz Sürecek Bu Zulum. BİRİNCİ BÖLÜM
Sonsuz Sürecek Bu Zulum.
BİRİNCİ BÖLÜM
Saygı Değer Okuyucu,
Saygı Değer üstatlarım,
Saygı Değer kalem sahipleri,
Bu hitaplarım sizleri sakın rahatsız etmesin. Bu hitaplar gönlümden ziyade gönül dünyamdaki yol ve erkânımın gereği olarak bir terbiye üslubudur.
Kısaca Yazmaya başlarken, evvel emirde kalemin sahibi Allah’tan ve o kaleme vekâleten Eba salehden ve o kaleme vekil tayin edilen ehillerden, izin almaktır. Yani şunu demek istiyorum; ben yazmaya başlıyorum bana sahip olun. Yanlışlarımı hatalarımı lütfen düzeltin. Yazılması gerekeni yazamadım ise, yazılmış kabul edin. Ve onu bana haber verin. Çünkü ben yazıyorum. Yazarken de insan katletmek mümkündür. Hem de eli silahlı olandan daha şedit ve daha kanlı olmak üzere.
Bir günlük gazetede ki makale yazarı belki binler tarafından okunur, ama kâle alınmaz. Kimseyi direkt etkileme şansı yoktur. Velev ki örgütlü bir eylem olmasın. Ancak kimsenin adam yerine koymadığı bir yazar, mahalli gazetede yazısı yayınlanmadan bulunduğu mahallin gündemini belirler. Olaylar yaratır. Ve en tehlikelisi de memleketi yöneten idareciler bile bu olayı çözemezler. Dikkatli olmak gerekir. Hem de her zamankinden fazla. Hele de Türkiye’de yaşıyor ve yazıyor iseniz, bin defa daha düşünmek gerek. Bu duygu ve düşünceler ile sürekli bir vird olarak, içinde bulunduğum ortamın değerli sakinlerine seslenirim. Umarım hoş karşılanır, umarım iyi dileklerim hep gündemde kalır.
Türkiye’nin gündemini sarsan olaylar nasıl cereyan eder. Küçük bir örnek vermek istedim. Ve işi konuşma lisanındaki diyaloğa bağlamak istedim. İncelendiğinde şunu göreceksiniz, Devletleri karıştıran insanlar içinde birçok saik sayılır. İstihbaratçılardan tutun, derin ve derin olmayan devlet yapılandırmalarına kadar her fiil ve fail sayılır.
Biri unutulur. Kalemini satmış Gazeteciler ve yazarlar. Şairler. Yok, mudur, azda olsa vardırlar. Her devirde de var olmuşlardır. Hem de para ile satın alınanlar. Zaman zaman medya bu isimler ile çalkanır.
Ama şunu hiç duymamışsınızdır. Yazar, şair, Gazeteci kimliğini Sanata adayan hiçbir kalem bu basitliğe düşmez. İşte bunlarda VATANI nı kurtaran gerçek kahramanlar safında yer alırlar. Siz zannetmeyin ki, bu kadar devletler ve milletler kendiliğinden çorba gibi düdüklü tencerede pişer ve kaynar. Sonra kan oluk oluk akar. Hayır, böyle bir şey yok. Mutlaka bu işlerinde MUTFAĞINDA dünyanın kalitesine onay verdiği AŞCILAR vardır.
Büyük devletlerin veya devlet olmanın bilincine varmış devletlerin, ANA KUMANDA MERKEZLERİNDE, YANİ DERİN DEVLET YAPILANMALARINDA MUTLAKA HER ÜLKEYE BİR MUTFAK DİZAYN EDERLER.
Bu mutfakta üretilenler, o ülkenin idarecilerine ve halkına ikram edilirler. Aklı başında olan devletler ve yöneticileri bu tür uygulamalara anında tepki gösterirler. Ve mücadele başlar. Bu mücadeleler genelde uzun solukludur. Meyveleri geç toplanır.
Bazı devletlerde vardır. Kendilerini çoktan teslim etmişlerdir. Hazır mutfaktan gelenler ile milletlerine servis yaparlar. Doysunlar veya doymasınlar. Bu onların derdi değildir. Yediklerinden zehirlenenler, ölenler, Hasta hanelere yatanlar, sakat kalanlar, mallarını ve mülklerini kaybedenler hiçbir şekilde tasaları değildirler. Bu işlerden rahatsız olanlarda bir şekli ile susturulurlar. Hatta kendi öz ana baba kardeş ve evlatları dahi olsalar bu acı reçete uygulanır.
Törenler vatan millet Sakarya adına ve değer yargılarına göre şehit veya başka bir nam altında yapılır. Kimsecikler ses çıkaramazlar. Sessiz bir ovada yürümek ürkütücü görünse de, tehlikesi kendisinden başka birisi değilse emniyetle yol alınır. Taki o ovanın gerçek sahibi bir gün karşısına dikilinceye kadar.
Girizgâhımız müsaadenizle sonlanmıştır. Gelelim sadede; bugünde yarında ERZİNCAN BAŞBAĞLAR dan azıcık da olsa bahsedeceğiz. Ama asıl hedef noktamız kirli oyunlar. Oyunun merkezinde olanlar hep aynı olduğu için. Senarist her iki halde de kahkahadan gülüyor. Kim mi senarist, ona bir isim verelim.
O BİR YEZİD. EVET, YANLIŞ DUYMADINIZ O ASIL İTİBARİYLE ŞEYTANIN ASKERİ YEZİD. YEZİD OĞLU YEZİD.
Kanlı kisei şahaneleri doldurmak için kıvranan bu yezitleri bu millete her fırsatta anlatmak ve onu herkesin tanımasını sağlamak gerekir. Sakın yanlış anlamayın, bu yezidin soyu kesilmedi, kıyamete kadarda kesilmez. Yani bu dünyada gerçek imtihanımız bu yezitler ile. Bir tarafgirlik içine girmeden, hakkı hak sahibine telim etmek, Hem Muhammed Mustafa’nın, Hem de Aliyyel Murteza’nın sünneti olduğunu, yani devlet geleneği olduğunu unutmayalım.
Her devirde, her ülkede her zaman insanların karşısına zalimlik rolü ile çıkar bu şeytanlar. Sizin öpmeye kıyamadığınız, sevmek için elinizden babanızın aldığı yavruya, aman baba dikkat çocuğa , hassastır dediğinizden daha hassastır bu millet yavrularına..
Düşünün Muhammed Mustafa’nın evlat sevgisini. Sonra deyin bendeki evlat sevgisi de budur. Düşünün Muhammet Mustafa’nın, merhamet etmeyen merhamet edilmez dediği yüce buyruğunu, sonra yine düşünün, Allah senin kalbinden rahmeti ve merhameti çıkarmışsa ben sana ne yapabilirim dediği insanı.
Şimdi iyi düşünün, merhamet duygusundan ve merhamet şebekesinden habersiz bu nesepsizlerin halini. Kim den ne bekliyoruz. Veya ne beklemekteyiz.
Birde karşınıza çıkartıldı, yakalandılar teslim oldular, Pişmiş kurban kellesi gibi dikildiler ve yaptıklarını utanmadan savunuyorlar. Ne yapabilirsiniz. Elinizden bir şey gelir mi? Verirsiniz cezasını gönderirsiniz değil mi?
Peki birde onları af etmek için. Yoo yanlış anlamadınız insanlık adına, insan hakları adına birde onlara af yasası çıkarırlarsa, Seni hayvandan daha aşağı konuma sokarlar, katile ve katillere ve beslendikleri odaklara AF yasası çıkarırlarsa, ÖLÜM YASAINI YÜRÜRLÜKTEN KALDIRIRLARSA..SEN NE YAPABİLİRSİN Kİ?
Daha çok katliamlar yapılacaktır. Sakin ol. Sakin ol. Sakin ol. Bak kuzum, ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ USA denilen şeytanların diyarında ÖLÜM CEZASI HEM DE HAYVANA BİLE YAKIŞMAYACAK ŞEKİLDE HER VİLAYETİNDE AYRI UYGULANIR. Sen bunu bilir misin?
Mesela;
Bu ülkeyi karıştıranlardan bir tanesi, USA da aynı eylemi yapsa, Kaç gün yaşama şansı var. Adam kendi ülkesinde kasıp kavuruyor. Dünyaya da demokrasi yerleştiriyor. Kendisi de bu demokrasinin patronu. Kendi ülkesinde ölümün her çeşidi var. Çünkü USA ayakta kalmalı. Dünyanın diğer devletleride yıkılmalı. Yönetimleri’nide kendisi dizayn etmeli. Diğer Avrupa Ülkerlide ölüm cezalarını çok değişik bir prosedürle koruyor. Üçüncü dünya ve geri kalmış geri zekâlı devletlerde ise, bunun kalkması için her şey yapılmaktadır.
Nasıl demeyin, Almanya’da ANAYASAYI KORUMA YASASINA MUHALEFET SUCUNUN CEZASI, inanın hayal edemediğiniz şekilde ağır ve sonu maalesef ölüm. Gayri kanuni. Olsun. Kanun dediğiniz nedir ki? Dünyanın her yerinde bir sefer ırzına geçilir. Ve hiçbir şeyde olmaz. Bizim bir tombulumuz vardı. Sevimli mahlûk. Öyle derdi; “Âdem yasak elmayı yedi bir sefer, amma yine peygamber oldu.
”bir diğeri “ANAYASAYI BİR KEZ DELMEKLE BİR ŞEY OLMAZ DERDİ” çokta puan aldı.
Garip bu Memleket, Hakkı savunmak bile yürek ister. Namussuzlar o kadar çoğaldı ki, Namus perdesinin altında zina ederler.
Nerde İsmet İnönü’nün sözü;” “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur”
Nerden geldik buralara değil mi? Ve daha nerelere gideceğiz. Halimiz yaman. Bakın millet olarak TAKIMN tutar gibi siyasi gözlük takarsak veya mezhep sahibi olursak veya din sahibi olursak. Bu saydığımız yezitler bizim kanımızı her Allah’ın günü sülük gibi emerler. Bir kısmı zübüğümüz olur, bir kısmı yezidimiz olur. Sonuçta kanı akan ve soyulan biz oluruz. Vesselam.
SİVAS MADIMAK, MARAŞ ÇORUM VE BAŞBAĞLARDA VE TÜM KATLİAMLARDA ÖLENLERE ALLAH CC DEN RAHMET DİLERİM. YAKINLARINA VE MİLLETİMİZE SABRI CEMİL NİYAZ EDERİM.SAYGILAR SUNARIM.
Birinci bölümün sonu,
Diğer bölümleri hazırdır. Kontroller biter bitmez yayınlanacaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.