- 1725 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
'BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM'
Asılı kalıyor doğum günü sevincim...
Onu askıya alıyorum, yılı belirsiz bir doğum günümü kutlamak isteğiyle.
Sarı kirazlarla bezeli, beyaz kıremalı, muzlu bir pasta ve mumlar ve maytaplar...Bu yılkı doğum günü tasfirim.
Önce neredeyse son beş yıldır her sene olduğu gibi daha gün 29 kasım gece yarısını gösterirken kutluyor burçtaşım doğum günümü. Sabırsızlıkla ve ilk kutlayan olma telaşıyla biliyorum aynı gün doğduğumuz arkadaşımın hemen gece yarısı olup gün 30 kasıma dönünce harekete geçeceğini.
Arkasından eski bir sevgili arıyor şimdi çok uzaklardaki...Ve iki gece bir gün sürüyor kutlamalar, seviyorlar beni sağolsunlar(!) .
Kardeşim uzaklarda diye telefonuma ve bilgisayara mesajlar gönderiyor; en samimi cümleleriyle, ’iyi ki doğduğum’, ’iyi ki onun ablası olduğum ’ için ne sevinçli olduğunu söylüyor.
Ben neredeyse hiçbir dini, milli ve başka ne tür dağılımlara, gruplara tabiyse işte o görevlerini yerine getirememiş biri olarak, mutsuzluğuma suçluluk duygusunu, kendini eksik hissetme halini, yaş sendromunu, geçmişin yitikliğini ve pişmanlığını, geleceğin belirsizliğini ve az kalmışlığını peşime takıp yol alıyorum yeni yaşımın koridorlarında.
Mutlu olamıyorum nedense, otuzdört yıl önce bugün doğdum diye. Doğum günleri bende hüzünle beraber, bir ’mutsuzluklar harmanı’ oluyor ’üzüldüğüm’.
Filmi geriye sarıyorum, dört yıl önce de böyle düşünüyormuşum demek diye o doğum günü şiirimi okuyorum;
30. DOĞUM GÜNÜM
Yakındır, doğum günüm olacak.
Cüzdan tepe tepe otuz diyecek,
Bana ağır gelecek.
Yaşamaktan başka ne bildi Hasret’im?
Ve "hasret" kalmaktan başka her şeye...
Yüreğim böyle söyleyecek,
Beynim yüreğime küsecek.
Ümitsiz olmayacağım ama,
Bendeki ben yine umut etmeyecek.
Sonra, tek parçayım, diyeceğim
Aklım da sağ salim
Ne yapayım, bu benim her zamanki tesellim.
Ve bir dahaki yaşıma kadar
Böyle şeylerin lafını etmeyeceğim.
İyi ki doğdum!!!
hasret çayır-30 kasım- gömeç