- 965 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEYİNDE Kİ ÇÖP KUTUSU
İnsan hayatını kolaylaştırmak için yapılan icatların çoğu doğada bulunan nesneler ve canlılar örnek alınarak icat edilmiştir.Bunlar içerisinde özel hayatımızı ve özellikle iş hayatımızı kolaylaştıran bilgisayarlarda insan beyni örnek alınarak icat edilmiştir.Yolda giderken yol kenarındaki levhaları, ağaç sayısını, binalardaki pencere sayısını biz farkına varmasakta kısa süreliğine hafızamıza alıp belli bir zaman geçtikten sonra o bilgileri unuturuz. Bizim için hayati öneme haiz olan bilgileri her şeye rağmen unutmayız; çünkü o bilgileri uzun süreli belleğimize atmış olup gerektiğinde kullanırız.Şöyle biraz bilgisayarı incelersek bu özelliklerin bilgisaraya aktarıldığını rahatlıkla görebiliriz.İnsan beyni örnek alınarak bilgisayara aktarılan özelliklerden bir tanesi de bilgisayardaki geri dönüşüm kutusudur.Bilgisayar kullanırken artık işimize yaramayan bilgileri geri dönüşüm kutusuna göndeririz. Hatta o bilgiyi hiç kullanmayacaksak geri dönüşüm kutusundan da sileriz ki bilgisayarın hafızasında yer tutmasın başka bilgileri kaydetmek istediğimizde yerimiz olsun.
Bilgisayardaki bu özelliği çok güzel şekilde kullanıyoruz; fakat günlük hayatımız devam ederken bizim kafamızı meşgul eden, hatırladığımızda bize acı veren olayları en ince ayrıntısına kadar hatırlarız.Bu düşünceleri beynimizden silip atmadığımız gibi kendimizle gurur duyarız.O dereceye vardırırız ki her sohbet ortamında başımızdan geçen olumsuz olayları,sürtüşmeleri,başkaları hakkındaki olumsuz fikirlerimizi anlatıp dururuz.Ve bunu da ben çok zekiyim ki bunların hepsini hatırlıyorum diye överek kendimizi göklere çıkarırız.
Şöyle bir örnek vermek gerekirse gözlerden ırak bir kasabaya ataması yapılan pozitif düşünceyi kendisine hayat felsefesi yapan idealist Öğretmen, öğrenci ve ailelerini tanımaya çalışır birde bakar ki öğrenciler kendi başlarından geçen olumsuz olayları, kendi aralarında ki sürtüşmeleri her teneffüse çıktıklarında bir birlerine anlatıp duruyorlar. Öğretmen, öğrencilerine yarın herkes 2 kilo soğanı poşete koyup ağzını bağlamadan çantasına koysun ve bir hafta boyuncu soğanları getirip götürmenizi istiyorum. Öğrenciler soğanları okula getirip götürürler derken iki gün üç gün geçtikten sonra soğanlar küflenmeye, kokmaya başlar. Öğrenciler soğanın kokusundan rahatsız olurlar.Sınıf yavaş yavaş leş gibi kokmaya başlar öğrenciler öğretmenlerine yalvarırlar soğanların son derece rahatsızlık verdiğini,sınıfın artık girilemeyecek duruma geldiğini belirtirler. Öğretmen öğrencilerine soğanlarını dökmelerini ister, onları soğan kokan sınıfta toplayıp sözlerine şöyle başlar. İnsanların hayat serüveni devam ederken bir çok olumsuzlukla karşılaşır.Hayatın güzel tarafı olduğu gibi insanı yıpratan,üzen, bazen intiharın eşiğine getiren durumların olabileceğini ve birebir iletişim halinde olduğumuz insanlarla sorunlar yaşayabileceğimizi bilmemiz gerekir diye belirtir. Bu sorunları ve olumsuzlukları unutmadığımız takdirde, şuanda sınıfta ki koku bizi ne kadar rahatsız ediyorsa o sorunları, olumsuzlukları unutmayıp her girdiğimiz ortamda dile getirirsek bize ne kadar zarar verdiğini, yaşam kalitemizi ne kadar düşürdüğünü kendiniz şahit oldunuz.Sizlerde bundan sonra başınızdan geçen olumsuzlukları en kısa zamanda unutup yolunuza devam etmelisiniz.
Öğrenciler o günden sonra kendi aralarındaki sorunları ve olumsuzlukları devre dışı bırakıp daha güzel günler geçirmeye başladılar. Bir ülkenin geleceği olan gençlerin bu şekilde davranarak ülkelerini diğer ülkeler karşısında boyun bükmeyen kendi başına hareket eden bir devlet bir devlet haline getirecektir.Çünkü olaylara takılan bir milletin ilerlemesi,büyüme kaydetmesi mümkün değildir.Olayı başka örneklerle renklendirmek gerekirse bütün evlerin mutfaklarında çöp kutusu vardır ve bu çöp kutuları düzenli olarak dökülüyordur.Eğer dökülmese çöpler taşar ev yaşanamayacak duruma gelir. Bunu her kes bilir hatta yok bizim evdeki çöpleri biriktirip satacağız diye gülümsüyorsunuzdur; fakat olayı şöyle değerlendirmek lazım sıra kendimize geldiğinde bizde rahatsızlık oluşturan düşünceleri bir türlü unutmayız. Bu davranışında ne kadar akılcı,ne kadar mantıklı olduğu tartışılır.Bu durumda illerde ki yaşantımızın kaliteli,verimli,coşkulu bir şekilde geçirmek istiyorsak bizi rahatsız eden,üzen, hatırladığımızda kalbimizin burkulmasına yol açan düşünceleri bir daha hatırlamamak üzere silip atmalıyız. Aksi taktirde kafamızda ki düşünceleri biriktirerek mutsuz,kendi ve çevresiyle barışık olmayan,bir yanar dağı gibi içten içe yanan ve yandıkça yavaş yavaş kendini yiyip bitiren bir birey haline geliriz. Bu duruma kimse düşmek istemez diye düşünüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.