- 527 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Rabb'lerine Kalpleri Tatmin Bulmuş Olarak Bağlananlar
Allah’a gönülden bağlanmak; her durumda Allah’a karşı içinde saygı dolu bir korku taşımak, O’na iman etme ve sadakatle bağlı olma konusunda kararlı olmaktır. Atılan her adımı Allah’ın hoşnut olup olmayacağını düşünerek atmak ve sınırlarını aşmaktan titizlikle kaçınmaktır. Rabb’ine bu şekilde bağlanan insan O’na kulluk ve ibadette de içtendir, samimidir. Dolayısıyla da, ’Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlanan kimseler’ (Hud Suresi, 23) arasındadır.
Kuran’da samimi imanın önemli bir koşulu, "’Gönülden katıksız bağlılar’ olarak, O’na yönelin ve O’ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın ve müşriklerden olmayın." (Rum Suresi, 31) ayetiyle haber verilir. Mümin yalnızca Allah’a yönelip, O’ndan korkup sakınacak ve ayetteki "… Bana ’gönülden-katıksız olarak yönelenin’ yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana’dır... (Lokman Suresi, 15) ifadesinden de anlaşıldığı üzere, yalnızca Allah’ın dosdoğru yolunda olanların doğrularına tabi olacaktır.
Rabb’imiz, müminlerin Kendisine gönülden boyun eğerek kulluk etmelerini buyurur. Tüm iman edenler samimiyete ve teslimiyete çağrılırlar. Kuran’da “…göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.” (Al-i İmran Suresi,83) ayetiyle evrenin yaratılışında, göklerin, yerin, dağların ve canlı varlıkların da Allah’a boyun eğdikleri haber verilir. İman, itaat ve teslimiyet, gereği gibi kulluk etmenin ana iskeletidir. Bir başka Kur’an ayetinde Rabb’imiz, Kendisine itaat eden ve hoşnutluğunu gözeterek güzel işler yapan insanlara ise ecirlerini iki kat vereceğini şu şekilde müjdeler:
Ama sizden kim Allah’a ve Resûlü’ne gönülden - itaat eder ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz. Ve biz ona üstün bir rızık da hazırlamışızdır. (Ahzab Suresi, 31)
Yüce Allah’ın tüm insanlığa uyarma, korkutma ve müjde verme amacıyla gönderdiği elçilerinde de müminler için çok güzel örnekler vardır. Bu kutlu elçiler, Allah’a içten itaat eden, gönülden O’na yönelen ve asla şirk koşmayan kullardır.
"Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi." (Nahl Suresi, 120)
Kur’an ahlakını yaşayan müminler, Allah’a derin bir saygıyla iman ve itaat ederler. Allah’ın kudretini gereği gibi takdir etmişlerdir ve O’nun makamından, gazabından korkarlar. Hiçbir dünyevi çıkar Rabb’imizin hoşnutluğunu, rahmetini ve sonsuz ödül yurdu olan cennetini kazanmaktan önemli değildir. Hiçbir ticaret bu denli kazanç getirmez:
(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ’tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. (Nur Suresi, 37)
Müminler, her durumda samimi olmaya ve salih amellerde bulunmaya gayret ederler. Bu içten çabayla Allah’a yöneldiklerinde, “Rabbiniz, sizin içinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz salih olursanız, şüphesiz O da, (kendisine) yönelip dönenleri bağışlayıcıdır. “(İsra Suresi, 25) ayetiyle bildirildiği üzere –Allah’ın dilemesiyle- bağışlanacaklardır.
Çünkü onlar ‘kimsenin hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği ve kimseden bir yardım görülmeyeceği günden’ korkar, “Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. (Zümer Suresi, 54) uyarısını göz ardı etmezler.
Samimi müminlerin dünyaya yönelik bir tutkuları yoktur. Tek amaçları Allah’ı razı etmektir ve O’nu hoşnut edebilmek için sürekli olarak hayırlarda yarışırlar. Bilirler ki, samimiyetle O’na yöneldiklerinde hidayet lütfeden Allah kendilerini doğru yola iletecektir. (Şura Suresi, 13)
Dünyevi herşeyden uzaklaşarak, yalnızca Allah’a yönelen müminler, kaderlerinde meydana gelen olaylardan ders çıkarır, yaşadıkları olaylardaki hikmet ve hayırları görerek Rabb’lerine teslim olurlar. Allah’tan saygıyla korkan, her koşulda O’nun sınırlarını koruyan ve O’na boyun eğen samimi kullar için, ahirette sonsuza dek sürecek olan şölen ise uzakta değildir:
Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir, (o gün) yakınlaştırılmıştır.
Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah’a) yönelip-dönen (İslam’ın hükümlerini) koruyan,
Görmediği halde Rahman’a karşı ’içi titreyerek korku duyan’ ve ’içten Allah’a yönelmiş’ bir kalb ile gelen içindir.
"Ona ’esenlik ve barış (selam)la’ girin. Bu, ebedilik günüdür." (Kaf Suresi, 31-32-33- 34)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.