5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1014
Okunma
KOZAN’ DA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI
Dr. Sadık Özen
Adana’nın Kozan İlçesi’nde, 24 Nisan Öğretmenler Günü kutlaması için düzenlenen toplantı sırasında istenmeyen bir olumsuzluk yaşanmış bulunuyor. Basında yer alan haberlere göre; daha önce yapılmış kompozisyon yarışmasında birincilik ödülü kazanan İmam-Hatip Lisesi 11.sınıf öğrencisi Tevhide Kütük, başı türbanlı olduğu için, İlçe Kaymakamı ve Garnizon Komutanı’nın müdahaleleri ile sahneden indirilmiş. Konu kamuoyunda büyük tepki yaratmış bulunuyor. Duruma bakılınca, bu tepkinin yaratacağı tartışmanın daha da büyüyeceği sanılıyor. Kim bilir belki de amaç bu tepkilerin oluşturulmasına yönelikti. Çünkü uzun süredir ülkemizde, planlı bir şekilde, yapay gündemlerin yaratıldığı bilinmektedir.
Her şeyden önce, bu olaya son derecede üzüldüğümü belirtmek isterim. Türk Ulusu için önemli bir günde bu tür olumsuzluklar yaşanmamalıydı. Yaşanan olay, küçümsenmemesi gereken bir önemdedir. Henüz 17-18 yaşında, bütün kötülüklerden uzak, tertemiz duygulara sahip olduğu düşünülen bir kız öğrencinin uğradığı durum kabul edilemez bir niteliktedir. Bu kızımız toplum önünde aşağılanmış bir duruma düşürülmüş ve ruhsal hayatında olumsuzlukların gelişebileceği bir durum yaratılmıştır. İşin bu yönüyle, vahim bir olayla karşı karşıya gelinmiştir. Ancak, konunun bu kadar yüzeysel bir görüşle değerlendirilmesi yanlış olur. Yaşanan olay, bütün boyutlarıyla ele alınmak zorundadır. Aksi halde yanlış sonuçlara varılır. Bu olayın perde arkasında olanlar nelerdir? Şimdi bunu irdelemeye çalışalım.
İmam-Hatip Okulları’nda öğrenim yapan kız öğrencilerin kıyafetleri konusunda özel bir hüküm olacağını sanmıyorum. Diğer okullarda olduğu gibi, bu okullarda da, öğrencilerin kıyafetleri için, halen yürürlükte olan T.C Anayasası ve ilgili Yasalar’ın hükümleri geçerlidir. Diğer öğrencilerin kıyafetleri dikkate alındığında, sözü edilen tören sırasında, bu türde örtünmüş başka bir kızımızın olmadığı görülüyor. Esasen, gelenek, görenek ve alışkanlıklarımız içinde bu yaştaki bir kız çocuğu için böyle bir giyim tarzı da uygun değildir (Bana göre) . Bu yüzden yadırganmış ve göze batmıştır. Bu olayın muhatabı kesinlikle bu kızımız değildir. Gösterilen tepkiler de bu öğrenciye gösterilmemiştir. Tepki, bu öğrenciyi, siyasi görüşleri nedeniyle ortaya süren ve bu kızcağızı kobay gibi kullanmaya kalkanlaradır. Tepki; görüntüsü itibariyle çirkin olmakla beraber, ilke bazında ele alındığında, son derecede haklı bir nedene dayandığı anlaşılır.
Sivil Anayasa çığırtkanlıkları ile gündeme getirilmeye çalışılan Cumhuriyet ve Laiklik ilkelerine aykırı bazı yasaların çıkarılmasının söz konusu olduğu bir dönemde, bu olayın bir “Tezgahlama” dan ibaret olabileceği akla gelmektedir. Bu kızcağızın, böyle bir senaryonun aracı olarak kullanılması son derecede çirkin bir eylemdir. Yazık olmuştur kızımıza. Bu olayın yaratılmasına vesile olanlar utanmalıdır.
Nitekim, tezgahı kuranlar hemen harekete geçmişler ve toplumu körüklemeye ve kışkırtmaya başlamışlardır. Çünkü onlara göre, yaşananlar insan hak ve özgürlükleri ile bağdaşmayan bir tutumla, bir genç kızımızın haksızlığa uğraması ve mağdur edilmesidir. Buradan hareketle; hiç vakit geçirilmeden, olumsuzluk ve gerginlik yaratan bir siyasi manevraya geçilmiştir. Sayın Başbakan ve Sayın eşleri, mağdur duruma düşen bu kızımıza karşı büyük bir şefkat ve yakınlık gösterisinde bulunmuşlar ve onu teselli etmeye çalışmışlardır. Bu durum konuyu daha da önemli hale getirmiştir. Böylece son derecede çekiçi bir senaryo yazılımı gerçekleştirilmiş olmaktadır. Sayın Başbakan’ın bu kızımızla yaptığı telefon görüşmesi sırasındaki söylemleri bu görüşü doğrular niteliktedir.
Atatürkçü ve devrimci hiçbir Öğretmen, hiçbir Okul Müdürü ve hiçbir Milli Eğitim Müdürü, ne bu kıyafette öğrenci yetiştirir, ne de bu tür bir olayın gerçekleşmesine fırsat verirler. Çünkü yetiştirilme tarzları ve aldıkları eğitim düzeyi buna izin vermezler. Değerli öğretmenlerimiz arasında bir ayırım yapmak istemiyorum. Bu görüşlerimi ileri sürerken, benim kuşağımdaki öğretmenlerimizi örnek aldığımı söylemeliyim. Bu vesile ile kendi öğretmenlerimi bir kere daha sevgi, saygı ve hasretle anıyor, kendilerine tanrıdan rahmet diliyorum. 62 yıl önce elinden ilkokul diplomamı aldığım Sevgili Öğretmenim Şükriye Hanım’ı sadece Öğretmenler Günü’nde değil, yaşadığım sürece kalbimde yaşatmaya devam edeceğim. O ve arkadaşları, 62 yıl önce bile, ulusumuza böyle acı ve olumsuz şeyler yaşatmadılar. Çünkü onlar sadece Atatürkçü değil, Atatürk’ün bölünmez bir parçası idiler. Öğrencilerini de buna paralel olarak yetiştirdiler.
Öğretmenler Günü, sadece öğretmenler tarafından kutlanmaz. Toplumun bütün kesimleri bu günlere içtenlikle katılırlar. Bu gün, ülkemizin her yerinde törenlerle kutlanır. İl ve İlçelerde, mülki ve askeri erkanın, yapılan toplantılara birlikte katılımı son derecede sevindiricidir. Adana Kozan İlçesi’nde Kaymakam, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı’nın vatandaşlarımızla birlikte toplantıya katılışları, ulusal birliğimize katkı sağlayan örnek bir davranış olmuştur. İlkelerimize sahip çıkmaları da bu örnek davranışın başka bir ifadesidir.
Öğretmenler gününde, keşke, öğretmenlerimizin içinde bulundukları olumsuzluklar, onların geçim sıkıntısı içinde oluşları ve benzeri konuların dile getirilmesine gerek olmasaydı. Ama ne yazık ki bütün bunlar ülkemizin acı gerçekleri. Övgü dolu söylemlerde bulunulması ve hamasi konuşmaların yapılması yetmiyor. Sorunlar dile getirilerek, çözüm yolları bulunmasına çalışılıyor. Bu günlerin, en önemli yanları bu olsa gerek. Dileriz bir gün, bu tür olumsuzluklardan söz edilmesine gerek kalmaz ve öğretmenlerimiz, hakları olan rahatça bir yaşam ve huzura kavuşurlar.
Son olarak sevgili kızımıza seslenmek istiyorum. Gösterilen tepki sana karşı değildi kızım. Seni politik emellerine araç etmeye çalışanlaraydı. Sakın üzme kendini. Bir gün bu konudaki gerçeği anlayacağına ve öğreneceğine eminim. Sakın hiç kimsenin seni araç olarak kullanmasına izin verme. Sen bir Cumhuriyet çocuğusun. Büyüklerin seni bazı yanlışlardan korumak istediler. Yaşadığın olay sende kırgınlık yaratmasın, tam aksine sana güç kazandırsın ve yolunu aydınlatsın. Daha çok çalış, daha büyük başarılara koş, ailene ve vatanına yararlı bir birey olarak yetişmek hedefin olsun. En içten sevgilerle yanaklarından öpüyor ve kazandığın başarıdan ötürü seni kutluyorum.
Sevgi ve saygılarımla…