- 1610 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
YASAK İLİŞKİLER
Adam,kadının çıplak omuzlarına inen siyah,dalgalı uzun saçlarını,eliyle okşamaya başladı.Sonra saçlarını omuzlarından geriye sırtına doğru hafifçe yatırdı.Omuzları çıplak kalmıştı şimdi.Ateşli buselerini kondurdu kekik gibi konan tenine.Bugün diğer günlerden daha farklı görünüyordu.Yeni gelin olacak genç bir kız gibi heyecanlı,gözleri pırıl pırıldı. Bu değişimin bir nedeni,anlamı olmalıydı.Kendisi için yapmış olamazdı.Her ne kadar vücutları birleşse de,asla birbirlerinin değillerdi.Olamazdı da…Adam,kadın için parası yolunacak bir kaz;kadın da adam için adeta bir emtia idi.Aradaki bağlar,sadece para ile kuruluyordu.Para olmasa,adam bir hiçti.Sadece kapıda kendisini röntgenleyecek sıradan bir erkekti.
Yine de bu kadına karşı yüreğinin bir köşesinde bir şeyler hissediyordu.Aşk mı,değil!... Bu defteri kapatalı yıllar olmuştu.Hiç bir kadına aşık olmamak için ant içmişti.Aşk,onun için gök gürültüsü gibi doğa olayı gibi geliyordu. Şimşekler çakıyor, yağmur ve sonrasında rehavet…Kasırga,fırtına,bora böylece kısa sürede nihayete eriyordu.Halbuki aşık olduğunda içindeki fırtınaların sonsuza dek sürüp gitmesini yeğlerdi.On yıl öncesiydi…Dünyasına giren bir kadın ve ona duyduğu aşk…Nedensiz bir kırgınlık ve sonrasında karşılıklı kaprisler…Doğmadan sönüp giden aşk kıvılcımları…Gönül ilişkisini böylece tek bir kadınla kapatmıştı.
Bu kadında ne bulmuştu?..Ona yaklaştıran hisler,duygular nelerdi?Yılların acısını taşıyan bedeni mi,yoksa buruk bir şekilde her zaman gülümseyen ince yüzü müydü? Onun, kerhanenin çaresizliğine rağmen umut ışığı gibi parlayan; her iki yanaklarındaki gamzelerinin albenisi miydi yoksa?...Sağlıklı bir yorum getiremiyordu…Ruhunun derinliklerine çeken bir gizemli ve tılsımlı bir güç vardı sanki…
Uzun zamandır gelip giderdi buraya. Ruhsal yalnızlığını giderdiğine inanıyordu.Bu kerhane kavramı için kim ne derse desin,hiç umurunda değildi. “Bin yıl öncesi bile olan fahişeliği ben mi önleyeceğim” diye kendi kendine telkinde bulunuyordu. Yalnızlık anaforunda çırpınmak çok korkunçtu.Bir kaç kez bu badireleri atlatmış olmasına rağmen bir kez daha bu belaya yakalanmayacağının garantisini kim verebilirdi?Yaşam,bir muammaydı;yaşam felsefesi,kadın olgusu üzerine kurulmuştu ona göre…Kadınsız,sol yanının eksik olduğunu;sağlıklı tik,taklar yapmadığına inanıyordu.
İç dünyasından sıyrıldı.Şimdi kadının gamzelerine buseler göndermeye başladı.Gözlerindeki ferin bugün daha güçlü olduğunu hissetti.
-Aşk tanrısı Eros’um!.. diye fısıldadı,kadının kulak memelerine.
Kadın,suskun bir şekilde yanındaki erkeğin fantezilerine boyun eğmeye devam ediyordu.Bu erkek,kendisinde hiçbir şey uyandırmasa da diğerleri gibi hoyratça üzerine saldırmıyor,hedefe ulaşmak için sabırsızlanmıyordu. Bulmaca gibi bir erkekti işte. Son zamanlarda ona karşı hiç beklemediği hisler uyanmasına rağmen gizli tutmaya ve hislerinin esiri olmamaya itina gösteriyordu.
Kadın:
-Sana söyleyeceklerim var,ressamım,dedi.
Müşterisinin ressam olduğunu biliyordu.Sayısız portresini yapıp kendisine hediye etmişti. Duvarda asılı olan son portresini bugün getirmişti.Karanlığın içinde güneş gibi parlayan bir yüz ve yürek yakan gamzeler…Siyah,uzun bukleli saçlar, yine çıplak omuzlarda… Simsiyah olan gözlerin içinden karanlığı aydınlatan umut dolu bakışlar…
-Çıkmazdayım,ressamım!dedi tekrar.
Adam,düşüncelerinden soyutladı kendisini.
-Hayırdır,Eros’um!.. Kadına hep aynı şekilde hitap ederdi. “Eros’um!..”
-Evleneceğim!dedi kadın.Ses tonunda kararlılık vardı.Bir çırpıda evlenme öyküsünü anlatıverdi.
“ Kendime ait dairem,param da var.Kerhaneye borcum da kalmadı.Beni sürekli sevdiğini söyleyen bir de erkek var. Ben de her kadın gibi yuva kurmak istiyorum.”
-Şanslı eniştemiz,ne iş yapıyor?
-Söylediğine göre kahvehanesi varmış.
Ressam,şu anda kokusunu ciğerlerine çektiği hatta aşık bile olduğunu sandığı bu fahişenin mutlu olmasını öyle yürekten istiyordu ki…
-İnşallah mutlu olursun Eros’um,diye mırıldandı.
Üç ay sonra!..
Her ne kadar mutlu olmasını istemiş olsa da; kendisinden kopmuş olmasına gönlü razı olmadı.İç dünyasına kapandı.Zaman geçtikçe,onu düşlerinde görmeye,adını sayıklamaya başladı.
Ressam,yine oradaydı.Ayakları,yine oraya sürüklemişti.Kerhaneden içeri girer girmez aynı sokak ve aynı odaya yöneldi. Heyecan ve buruk bir şekilde kalabalığın arasından kapıya yanaştı.
- Aman Allah’ım,bu kadın Eros olamaz!..diye mırıldandı.
İçeriye girdi.
- Eros’um,aşkım,ne oldu sana?
Kadın,bakışlarını ressama çevirdi.Bu bakışlarda gözlerindeki fer, tamamen yitip gitmişti.Gamzelerinin albenisi,kuruyan bir gül gibiydi.Dalgalı uzun siyah saçlarının yerinde kırmızı kısa saçlar vardı.
-Odama geç,geliyorum,dedi kadın.
Biraz sonra hiç soyunmadan birbirlerine sarıldılar.Kadın başından geçenleri,anlatırken gözyaşlarına boğuluyordu.
-Adam,umduğum gibi çıkmadı.Mafyanın tetikçisiymiş.Bana ilk günden zindan hayatı yaşattı.Tenimde sigara izmaritlerini söndürdü.Gün yüzü göstermedi.Bütün paramı,pulumu,dairemi yedi.Üstelik de tehdit etti.”Eğer şikayetçi olursan,seni gebertirim” diye…
Ressam,kadının gözyaşlarını sildi.Başını göğsüne yatırdı.Saçlarını okşamaya başladı.
- Benimle evlenir misin Eros’um? Diye fısıldadı kulak memelerine.
Kadın,ressamın göğsünde hıçkırıklara boğuldu.
- Evlenirim,aşkım!..
YORUMLAR
Nihayet mutlu bir son okumaktan mutlu oldum.
Tebrik ederim Ayhan Bey, anlatım ve kurgu güzel.
saygımla.
ayhansarıkaya
Tşkler Emine.
Selamlar.
ayhansarıkaya
Ellerinden öperim.
Selamlar.
ayhansarıkaya
Tşkler.
Selamlar.
Yine bir Ayhan Sarıkaya stili öykü :))) Galiba marka olacaksıınız bu hikayelerle. İfadeler ve betimlemeler yerinde. Olayın kurgusu, giriş gelişme ve sonuç güzel işlenmiş bir öykü okudum. Sanırım yek bölümlük bir öyküydü. Her ne kadar bizlere ters kaçsa da hayatın gerçekleri bunlar. Kınamıyorum sakın yanlış anlaşılmasın. Kader kurbanları sonuçta. Tebrikler Ayhan üstad. Saygılar, selamlar
ayhansarıkaya
Tşkler Nermin.
Selamlar.
ayhansarıkaya
Yorumnuz için tşk.ler efendim.
Selamlar.