AKL-I SELİM /vermek
AKL-I SELİM /vermek
’Geceler saatler kadar vefasız,
Geçmişine tövbe etmeyen zaman gibi.’
Geçmişine tövbe etmeyen zamanın farkına varmaktır,
Akl-ı selim.
’Öleceksin soyacaklar, teneşirde yuyacaklar;
Servetten şöhretten yoksun, kabirine koyacaklar.’ diyerek, nefsini uyanık tutmaktır,aklı selim.
’dilemeden yaratıldık, emin beldeye atıldık,
Kün fe yekün emr olundu, yoktuk varlara katıldık’
Yoktan var edenin farkında olmaktır.
Varlığın ve sağlığın, aklın ve zamanın şükrünü eda edebilmektir,
Akl-ı selim.
Günübirlik yaşamın gelip geçici hallerini çöpe atıp, değerlileri alıp saklamayı becerebilmektir,
Akl-ı selim.
Ve keşfettiği güzellikleri başkalarıyla paylaşabilmektir.
Tefekkürdür.
Üretmektir.
Tüketimi en aza indirip, üretimi azamiye çıkarmaktır.
’ Alıcı kuşun ömrü az olur’u bilmektir.
Vermektir,
Vermektir.
Bire yedi yüz almak üzere, yaratılmışa,
Yaratanın rızası için vermektir.
’Sadaka muhtacın eline düşmeden rahmanın eline düşer’ sırrından nasipli olmaktır,
Akl-ı selim.
Duadan kalmamaktır.
’ Dualarınız olmasaydı ne işe yaradınız’
Ayetiyle ne kastedildiğini anlamaya çalışmaktır,
Bedduadan uzak durmaktır,
Yaratılmışta yaratanı görmektir.
’Talebena vecedena-Siz talep edersiniz biz icabet ederiz’
Buyuran ayetle ne demek istenmiş, bilmektir,
Akl-ı selim
’Halık’ın cemalin halkta görmeyen köroğlu kördür,
Rabbim kör kullarını dilersen kör tut, dilersen gördür.’ diyebilmektir,
Akl-ı selim.
Küstahlaşan nefsi günde beş kere secdeye yüzüstü düşürüp, haddini bildirmektir.
’Rabbim ben nefsime zulmedenlerden oldum.’diyen,
Yunus’un as duasıyla, secdede Allah için ağlamak,
Yaratanının merhametini celbedebilmektir,
Akl-ı selim.
Başkalarının elindekinden umudunu kesmek,
Eldekinin farkında olmak,
İhtiyaçlarını yaratandan isteyerek, kendi emeğini yemektir,
Akl-ı selim.
’SÜLEYMAN ZEMBİL ÖRERDİ,
KENDİ EMEĞİNİ YERDİ’
Ve akl-ı selimdir,
İnsanı dünya ahiret şerefiyle yaşatan.
Rabbiyle barışık tutan.
Allahla barışık yaşamaktır,
Şeytana itaat değil;
Allah’a tapınmaktır,
Akl-ı selim.
’Kuran okumak Allah’la konuşmaktır,
Hakk dilinden hakikatle tanışmaktır’
Günde bir sayfa olsun kuran okumak,
Bilinci sürekli ayar etmektir,
Akl-ı selim.
Vermek, kendine iyilik etmektir,
Rızasız bahçelerden gül dermek,
Kendi kendine zulmetmektir.
Ver kardeşim.
Bir simit, bir bardak çay
Bir selam, bir gülücük olsa, ver.
Selam olsun;
Şahsınızda cümle yaratılmışa.
Sayfamıza hoş geldiniz.
Sefalar getirdiniz.
İyi ki geldiniz.
İŞTE KAPINDAYIM
İşte kapındayım..
Bütün benliğimle;
Hatalarım, sevaplarım,
Sevinçlerim ve acılarımla…
Bedenimdeki yorgunluk,
Ruhumdaki pişmanlıkla.
İşte kapındayım Mevla’m;
Nûr’um sönük.
Dilimde, kalbimde, merhametine çağrı..
Ellerim ve yüzüm semaya dönük.
Yüz kere tövbemi bozsam da,
Yine sana muhtaç,
Yine senin kapındayım.
Ümitle, nazla, niyazla,
İsteyerek ve zorla.
İşte kapındayım ya Kerim;
Gözlerimde yaşlarla…
Diz çökmüşüm, boynum bükük;
İşte kapındayım Yaratan’ım,
Ellerim ve yüzüm semâya dönük.
Aklımın erdiğince,
Dilimin döndüğünce,
Yalvarım, yakarımla sensin istediğim.
Rızandır derdime çare.
İşte kapındayım, alnım secdede…
Dilim adını zikrederken,
Gözyaşım yere bölük bölük;
İşte kapındayım ya Rab,
Ellerim ve yüzüm semaya dönük.
Senden cennet dilemiyorum.
Korkumun sebebi cehennem değil.
Ayrılıktandır şikâyetim.
Hasretinden yanıyor fakir yüreğim.
Hiçbir şey bu yangını söndürmüyor.
Rahmet dilemeye geldim Allah’ım…
Eğilmişim rükû halindeyim,
Yüreğim de tarifsiz bir sızı,
Dualar için dönmüyor dilim.
Düğüm/ düğüm artık boğazım.
Bedenim ruhuma yük…
İşte kapındayım, rızanı diliyorum,
Ellerim ve yüzüm semaya dönük.
Daha çok yemek,
Daha çok giymek değil muradım.
Dünyayı isteyenin çok biliyorum.
Nefsimin şerrinden sana sığınırım,
Rızanı dilerim ya Rabbi…
Rızanı dilerim.
Nûr’unu gözümde, gönlümde,
Varlığını varlığımda isterim.
Başım bir yana yıkık,
Gözlerim secdeyi görmüyor.
İşte kapındayım ya Latıyf,
Kalbimi duy lütfen…
Dilim artık söylemiyor,
Adın büyük, vaadin büyük.
İşte kapındayım Allah’ım,
Ellerim ve yüzüm semâya dönük.
Konya-1987