- 1216 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Behçet Aysan'ı Özlemek
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
BEHÇET AYSAN’I ÖZLEMEK*
S E L İ M İ Y E
ses ver, suların yelesini bırak aksın, söz ver
damlasın çocuk yaralarına koşarkenki şeyler
sana yeniden sus diyecekler, başla anlatmaya
olsun, kim kocaman bir ölü görmek ister
ay parçalanırken düşer tam kalbin üstüne.
tam kalbin üstüne belki bir rüzgâr getirmiştir
o şimdi tankerlerin yanaştığı yıkık iskeleye
salacak, uzak bir anı olarak orda kalsın
kadife ceketim, ağız mızıkam ve on üç yaşım
hepsi orda kalsın çok uzak bir çağ olarak.
istemem vermeyin geri dönen mektuplarımı
ağır bir tramvay, akşamüstü, çın, paşakapısı
bu saatler okul dönüşüdür, gökyüzü bile yatılı
deniz , martılar ve acı hepsi aynı yöne gider
düşlerin gündüz ve gece olarak ikiye ayrıldığı.
bir ranzaya çıkarak kırık camlı pencereden
mor sarı ışıklarla dolardı trenler koğuşa
haki battaniyelerdi sarıldığım annemin eli
ve tahta dolap kapaklarında istasyon adları
sanki bin kilometre uzakta bir şehirdi haydarpaşa.
hep onu aradım tutuşan samanların yanışını
suyun sıcak bir kan gibi külrengi akışını
siyah arabaların çektiği düşlerimin yıldızları
sessizce adıdır bir direnişin ve aşkın yalvarışı
yaşayıp yıllar sonra aynı koğuşta tutuklu olarak.
Ne zaman Behçet Aysan’ın kitaplarına girmemiş şiirlerinden Selimiye’yi** okusam; "sesler ve küller." Madımak Kıyımı yaşanmasaydı, bugün belki de elli altı yaşında olacak, daha nice şiirlere kabaracaktı naif yüreği.
Selimiye şiiri, on üç yaşında, "gökyüzü bile yatılı"yken, ağız mızıkasını yitirmemiş bir askeri öğrencinin, yıllar sonra da "çocuk yaraları"na damlayan suların mor-karanlık ağıdıdır.
Behçet Aysan’ın askeri ortaokul-lise yılları Üsküdar ve çevresinde geçmiş. Selimiye, Harem, Haydarpaşa, Çengelköy, Kuleli ve "uzak bir anı olarak orda kalsın" dediği Salacak’ta. Ben, o yıllarda ilkokul öğrencisiydim. Nerde mi? Zeynep-Kâmil İlkokulu’nda. Ahşap bir bina, Karaca Ahmet Mezarlığı’na komşu. Sonradan Halk Eğitim Merkezi oldu. 60’lı yıllarda Üsküdar’da apartmanlar yok gibiydi. Geniş bahçeler, bostanlar, yazlık sinemalar, yıldızlı geceler ve fesleğen kokulu pencereler vardı.
Hani Aysan’ın şiirindeki gibi: "Ağır bir tramvay, akşamüstü, çın, paşakapısı." Çocukluk... O zamanlar okul çıkışı, Kadıköy-Kısıklı arasında çalışan tramvayların arkasına takılırdım iki durak arası. Kapıağası’ndan Zeynep-Kâmil’e kadar. Tramvayın arkasında hep demir çıkıntı olurdu, ayak basma yeri. Bir seferinde yoktu; ellerim kesilmiş, düşüp dizlerimi kanatmıştım. Olsundu. "Sanki bin kilometre uzakta bir şehirdi haydarpaşa" annesinden uzak, esmer bir çocuğun "deniz, martılar ve acı hepsi aynı yöne gider" dediği tramvaylı, yeşil zamanlardı. Tıpkı "düşlerin gündüz ve gece olarak ikiye ayrıldığı."
Ne zaman Haydarpaşa’dan Selimiye Kışlası’na baksam; "hâki battaniyelerdi sarıldığım annemin eli" , "istemem vermeyin geri dönen mektuplarımı" diyen bir çocuğun yalnızlık ve hüzünle gölgelenmiş gözleri düşer imgelemime.
Radyoda "bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm" ü imleyen bin yıllık uzunhava. İçimi acıtan bun ve Behçet Aysan’ın "bir eflatun ölüm" şiirinden gücenik dizeler:
".....................................
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç."
Sevgili Aysan, asla sahipsiz bir şarkı değilsin. Sararmış eski resimlerde kalmayacak o mahzun yüzün de . Ne zaman acıyla gelse temmuz, bir ranzaya çıkarak kırık camlı pencereden: "kim kocaman bir ölü görmek ister" diye sorduğun, Selimiye şiirini ansırım. Kırık bir veda.
Bıraktığın gibi her şey: "aynı gökyüzü aynı keder ."
İLHAN BÜYÜKCEBECİ
_________________________________
* Damar Dergisi Temmuz 2005 sayısı
** DÜELLO, Behçet Aysan, Toplu Şiirler, Adam Yayınları, Aralık 1993
KARŞI GECE, birinci basım: eylül 1983
SESLER VE KÜLLER, birinci basım:nisan 1984, (1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü)
EYLÜL, birinci basım: 1988, (1986 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü)
DENİZ FENERİ, birinci basım: mart 1987, ( 1987 Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü)
Kitaplarına girmemiş şiirleri (20 temmuz 1992, ankara tarihli DÜELLO şiiriyle birlikte sekiz şiiri.)
YORUMLAR
...kendi acısından başka kimseciklerin acısını duymayanların sahte gözyaşları olarak kalacaktır.
...insan yeryüzünde yapılan tüm kıyımlara isyan etmeli ve tüm insanlık dışı muameleleri telin etmeli.
...bu bencillik sürdüğü müddetçe arka bahçede olanlar gözardı edildiği müddetçe "kurtlar kuzuları parçalamaya" devam edeceklerdir.
ilhanbuyukcebeci
böylesi acılar...
Dostlukla,
ah kanar durur insanlık
ki her sarsıntı çevirir bakış açımızı yüreklice erdeme
tebriklerim günün yazısına hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız şanssın İlhan dost..:)
sevgim saygımla hep selamlar..
ilhanbuyukcebeci
Saygı
Sevgi
Selam
Öncelikle çok teşekkür ediyorum ,bu anlamlı üzücü günlerde bize yeniden yaşattığınız için ve o acı günleri hafızamızda canlı tuttuğunuz için zira fazlasıyla unutan toplumuz.
Kitapları yakarlar ,yazarlarını da yakarlar ,sustururlar şiirleri ama hiç şiir susar mı ,siz varsınız ,ben varım ve diğer yüreğinde hisseden güzel insanlar var
hiç unutmayacağız..Sıvas'ı utanç kalesi madımakları..
sevgi ve saygılar.
ilhanbuyukcebeci
" Anam, ben öldükten sonra
Adam olmayanlara bel bağlama..."
*
Adam olmak... Yani İnsan; insan-ı kâmil...
*
Kötülerle iyilerin savaşı.
Yusuf'u kuyuya atan kardeşle,
Onu oradan çıkaran
kardeş olmayanın
Vicdan Muhasebesi.
*
Keşke hiç yaşanmasaydı
Madımak'lar,
Çorumlar
K.Maraşlar...
*
Şiir bizi korusun!
*
Dostlukla,
ilhanbuyukcebeci
İncecik hüzünler biriktirmek.
Saygıyla,
İlhan Bey, yitirilen değerlerimizi ne güzel yad etmişsiniz(hepimiz adına) Allah'dan rahmet diliyorum şairimize.
Sizi de böylesi güzel yazıyla vefa örneği gösterdiğiniz için tebrik ederim.
selam ve saygımla
ilhanbuyukcebeci
Dahası Sanatçı'sını yakan güruh,
Yusuf'un atıldığı kuyudan daha da derin
Acı
Keder...
Saygıyla,
ilhanbuyukcebeci
Dostlukla,
ilhanbuyukcebeci
Madımak'lar...
Yüzümüzü öne eğdiren
İnsan'ın barbar yanı.
Keşke olmasaydı...
Saygı
ve
Dostlukla,
Geçmişin acılarını yeniden yaşamak da bir insanlık erdemi...Özellikle toplumun hafızasına kazılmışsa...Ne yazık ki bizim toplumumuzda bu acılar pek çok...Yeni acılar yaşamamak dileğiyle...
ilhanbuyukcebeci
Hiroşima'lar, Nagazaki'ler...
ve
"Auschwitz'den sonra yaşanmaz" deyip
intihar etmişti büyük yazar S.Zweig.
**
Abdal Kültürünün yeşerdiği Anadolu Toprağında,
insanlığımızı yere çalan Madımak Katliamı...
---------
Olmasın bir daha böyle acılar.
" Bıraktığın gibi her şey: "aynı gökyüzü aynı keder ."
Cocuklugumdan beri hic sevmiyorum haziran sonunu ve temmuzun gelisini...
Yaziniz ve animsadiginiz deger ile geceye dogusunuz ap-ayri...
hep var olun degerli Kalem
saygilar.
ilhanbuyukcebeci
"aynı gökyüzü aynı keder"
-------------------------------
İçten selamınıza teşekkürler.
Şiirin bağışlayan güzelliğiyle,
Dostlukla,