- 1155 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DAYANIŞMA
Hayat değişiyor, biz de değişiyoruz. Bu değişim bazen menfi bazense müspet mânâda vuku buluyor.
Gün geçtikçe her defasında önemi bir kat daha artan dayanışmanın hayatımda büyük bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Şunu tebarüz etmeliyim ki, dayanışmasız bir dünya kocaman hiç bence. Şöyle etrafa baktığımda dayanışma anahtarının açmadığı kapı göremiyorum. O kapıdan adımını atan insanları düşündüğümde Allah’ın en büyük eserlerinden olan biz insanlarla gurur duyuyorum.
Lâkin üzüldüğüm bir nokta var: Mâziye yelken açtığımda o zamanki dayanışmanın günümüz şartlarına göre daha fazla olduğunu fark ettim. O an bir burukluk belirdi içimde. Buna da şükretmek gerek. Ya hiç olmasaydı!
Yüksek bir dağın zirvesinde âtîye yönelip kanat açtığımda donakaldım. Aşağıda bir şeyler oluyordu. Felaketler, feryatlar...
Etraf su dolu. Evler su altında, arabalar su altında... Tablo içler acısı. Ama insanlar birbirlerine kenetlenmiş. Gönülleri bir, âdeta tek yürek, tek bilek olmuşlar. Teselli ediyorlar birbirlerini. Gözlerinde yaş, dillerinde yardım sedası.
Orada beliren ambulanslar, kurtarma araçları her şeyin göstergesi. Olay mahallinde sadece o ülkenin değil, yabancı ülkelerin de araçları var.
Şayet dayanışma olmasaydı Türkiye’den Pakistan’a, Filistin’e yardım gider miydi? O olaylarda hangimizin içi acımadı, hangimizin yüreği parçalanmadı? İşte o dayanışma kapısından gir(e)meyenler acıma duygusu olmayanlar, şefkâti içinde barındıramayanlar, kalp taşımayanlardır. Onlar benim gözümde asla ve asla yücelmeyecekler. Merhamet duygusunu tadanlar cennette sefa sürerken, bu duygudan nasibini alamayanlar ise cehennem azabından kahrolacaklardır. Şunu unutmamak lâzım gelir: "Bir el ki olmaya hayr-ı hasenatı, verilmez ona cennet ilinin derecatı."
Dayanışma bunlarla sınırlı değil tabi ki. Okulda, evde, sokakta kısaca her yerde var dayanışma.
İnsanın olumsuz bir durumla karşılaşması sonucu çevresinde ona destek verecek, yanında olacak arkadaşlarının, dostlarının bulunması da bir dayanışma örneğidir.
İnsanların yakınını yitirmesi sonucunda onun yanında olup acısını paylaşmak da bir dayanışma. İmkânımız olduğu sürece yakınımızdakilerle dayanışma, birlik içinde olalım ki toplum refaha kavuşsun. Ne demiş atalarımız: "Ağaç düşer de yakınına yaslanır."
Yardım ettik de bir şey mi kaybettik, fakir mi olduk? Hayır, onun karşılığı zaten ziyadesiyle bize dönecek. Bencil toplumlar, hep bu yüzden çağın gerisinde kalmıştır. Bu toplumlar ebediyete kadar hep yerinde sayacak veya kaplumbağa hızıyla ilerleyecektir.
Mevlânâ’nın manidar kelâmı geldi aklıma: "Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez." Haa, yardımı yapacaksan da yarım yamalak, derme çatma yapma! Değil mi ama? Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan kırıp geçiren yılın darlığı içinde zavallı yoksula "nasılsın?" deme.
Aaa! Aklıma bir şiir geldi birden:
“Ben tokken komşular asla kalmasın aç,
Allah dert vermesin, aratmasın ilâç,
Alandansa da veren olmak en iyisi
Dayanışma huzurdur, gönüllere taç.”
Ben ne diye kendi kendime konuşuyorsam. Sanki beni duyan var…
Havvanur YAVUZ
YAŞ: ON DÖRT