- 499 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞIMIZIN TACI ANNELR
Yeryüzünde nefes alan, canlılık belirtisi gösteren bütün varlıklar içerisinde her zerresinde merhamet, sevgi, muhabbet akan tek canlı annelerdir.
Kendini çocuğunda yok eden annelerin, yavrularına biranda olsa sahip çıkmadıklarını düşünürsek bütün sokaklarda, her duvar dibinde akan burnunu kollarıyla temizleyen, elbiseleri kan revan içerisinde bir eliyle göz yaşlarını silip; diğer elliyle kuru ekmeği kemirmeye çalışan çocuk,bebek manzaralarıyla karşılaşacağımız muhakkaktır. ( Bu durumda olup da kuru ekmeği bulan çocuklar, şanslı sayılacaklardır.)
Toplum düzeninde ve devamlılığın da bu kadar öneme sahip annelerimize gereken değeri veriyor muyuz? Yaşlandıklarında işe yaramadıklarını, kendi köşelerine çekilmeleri gerektiğini onlara nefret ve kin kusarak ifade ediyorsak onlara en büyük haksızlığı yapmış olmaz mıyız? Bizler, bebekken elimize kaşık alıp bir kaşık çorba içemezken bize en güzel çorbayı içirtip , yemeği o öpülesi elleriyle bize yedirip başımızı şevkatla okşayan nadide kişiler annelerimizdir. Bu nadide kişiler, ihtiyarladıklarında nasırlaşan elleriyle başımızı okşadıklarında “yapma moruk, elindeki nasır canımı acıtıyor. Önce, şu ellerine biraz krem sür nasırların yok olsun ondan sonra beni sev gerçi senin sevgine ihtiyacım yokta; fakat nede olsa senin azda olsa bana hakkın geçmiştir. Bu gibi, kendini bilmez tavırlar içerisine girersek onlara karşı en büyük ihaneti, vefasızlığı göstermiş olmaz mıyız? Böyle şey olur mu? Biz ağladığımızda, üzüldüğümüzde yüreği ateşte pişiyormuşçasına ıstırap çeken, üzülen annemizi muhtaç duruma geldiğinde onu nasıl azarlayabiliriz? Onu incitirsek Arşı Ala titremez mi? diyenler olabilir. Bu kişilere cevabım, yolları herhangi bir Huzur Evine uğrarda oradaki bakıma muhtaç, çaresiz gözü kapıda oğlu, kızı hatta küçük torunu ziyaretine gelecek diye saatlerce gözünü kapıdan ayırtmadan bekleyen; baş tacı edilmesi gereken gözü yaşlı anneleri, göreceklerdir. Bu hazin tabloyu, sizin gözünüzde canlandırmak istemezdim. Fakat gözümde dolsa acıyla kıvransam da bu ve buna benzer manzaralar yaşanmaktadır.Yüreğimizde, vicdan ve merhamet duygularının kırıntıları kalmış ise her şeyin en güzeline, en tatlısına layık annelerimizi üzmeyiz ve onları el üstünde tutarız.
Özellikle şunu da belirtmek istiyorum.Toplumdaki kariyerimiz ne olursa olsun annemizin bedduasını almış isek kesinlikle sonumuz hüsran ve perişanlıkla bitecektir. Kendimize bir iyilik yapalım. Annemize hak ettiği değeri verelim ki bizde toplumda hak ettiğimiz yeri bulalım. Bir taşla iki kuş vurmuş olalım hem biz sevinelim hem de yılların sadece fiziksel olarak yıprattığı annelerimiz sevinsin. Sizce, bu mutluluğu hak etmiyorlar mı? İzin verirseniz cevap vereyim .Elbette bu mutluluktan kat kat fazlasını hak ediyorlar.
Annelerimizin, toplumda hak ettikleri değeri, kıymeti, saygıyı en ufak bir tereddüt dahi duymadan göstereceğimize canı gönülden inanıyorum. Saygı ve muhabbetle bütün annelerin ellerinde öper sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.
HOŞ KALIN HOŞÇA KALIN SEVGİYLE KALIN