- 949 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk
Aşk hakkında yazar mısın dedi bir dost, yazarım dedim neden olmasın…Düşündüm, düşündükçe değişik kişiliklere büründüm. Kah aşık oldum, kah aşık olundum, kah aşkın kendisi oldum. Kelimelere sığamadım, aşkın denizler gibi coştum…Harflere bölünemedim, ama kitapları doldurdum. Kah kendimle çeliştim, kah mantığımı yitirdim, kah her şey oldum, kah hiçbir şey…Yüreklere sığamadım, bakışlarda yaşadım…Kendi içimde kendimi aştım ve yazmaya başladım…Ama aşkı yazmak zordur, aşkı yaşamak zordur, aşık olmak zordur, aşık olunmak zor…
Mecnun Leyla’ya aşkın özünde kendisiyle ama kendince bir aşkla bağlıydı, Leyla’nın aşkı Mecnun’a bambaşka…Bir anne bebeğinde aşkı buldu, ama kendi tarzında …Toprak yağmuru aşk ile özledi ama kendi aşkıyla…Kalem kağıda aşk ile yazdı ama bildiği aşkla …Aşk böyle bir şey, farklı ruhlarda, olaylarda, yaşamlarda, duygularda kendince bir formda, ama aşk’la, kendince bambaşka ama bir o kadar da aynı hazla.
Elimizdeki avucumuzdaki aşkın hissettirdikleri; acıları, tatlıları, mutlulukları, hüzünleri, kaybedişleri, kazanışları ama ya Aşk’ın kendisi nerede? Aşkın etkisi çok da gerisi ne? Aşk ne? Kendince, kendi özünde aşk… Aşk her şey, aşk varoluş, aşk yaşam ama kendi tarzında. Aşk o kadar büyük ki, anlatamazsın, anlayamazsın, yaşarsın ama korkarsın, yaşamazsın ama özlersin, hissedersin ama isim vermezsin, bilirsin ama ellemezsin. Uzak durmak istersin ama engel olamazsın, reddedersin ama istersin.
Aşk o kadar büyük ki; Aşk ile dolusundur aslında ama bilmezsin…