- 1875 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KADER KATİPLERİ!...
Propaganda ile hayal alemine sürüklenen düşünce düzeyimizle,kumda oynayan çocuklara döndük.Kaç defa gelen küçük bir deniz çırpıntısı ile,kum kulelerimizin denize sürüklenişi bile bize gerçekleri göstermeye yetmedi. Kumda oynamaya devam ettik.
Üzerimize serpilen ölü toprağı,açıkgözlerin birkaç kez hasat yaptıkları mümbit topraklar oldu...Onlar hasat yaptıkça,biz üzerimizdeki ölü toprağını atmak şöyle dursun;mahmurluğumuzu bile yenemedik.Bu ne güçlü bir efsundur ki,nabız ahengini bulsa da bir türlü sağlığımıza kavuşamadık.Biz gerçekten sağlığımıza kavuşturmak varken,sağlıklı gibi görünmenin hileli yolları öğretildi.
Bizim yücelttiğimiz insanlar bizden yüz çevirdiler.Ne hikmetse onları daha çok arar olduk.Bu da insan içgüdüsünde olan,mühim adam olma duygularını kamçılıyor.Ve daha çok yükselmek için;omuzlarımızı bir merdiven gibi,kullanmaktan asla haya duymadılar.Bir koltuk ve zenginleşmek aşkına ,feda edilen insan olmaya insanına sahip çıkma onurunu;salt vatanseverlik gösterileriyle,vatandaşı sevmeden vatan sever görünerek,ne yazık ki koruduklarına inanıyorlar!
Bir tarım ülkesi olduğumuz halde,ekmek fiyatları ile biz kadar yakından ilgilenen bilmem başka bir toplum var mı?Yalnız Konya ilimiz topraklarının, Belçika kadar olması yanında;bir Belçikalı’nın yılda yüz otuz beş litre süt içerken,bizlerin ortalama sadece yılda dört litre süt içmemiz ne kadar düşündürücü ve izahı ne kadar güç!
İş gücü yetiştiren mümbit insan gücümüzün yanında;vatanımız olmasıyla övündüğümüz,geniş topraklarımız neden ihtiyacımızı karşılamıyor da dışarıdan hububat alıyoruz?Bir dedikodudan ileri gitmeyen toprak reformu avuntuları bir çare mi?Paranın ve zenginliğin,insandan sonra ve gene insan eliyle başarıldığı düşünülürse,bizim ileri toplum düzeyinde bir yaşam elde edemeyişimiz ne nüfus artışına,ne yer altı zenginliğine ne de toprak reformuna bağlanamaz.
Kendilerine güvenerek teslim ettiğimiz kalemlerle,kaderimizi kendi siyasi çıkarları doğrultusunda yazan okulsuz “Milli Eğitim” isteyen kader katipleri,çalıyı baştan sürüyen bir toplum yaratmakta başarılılar.
Zenginlik ve gönenç eğer çok üretip çok tüketmekse,bunun formülünü bir bilen çıkmalı. Yıllarca bizlerden istenen,sabır,sükun ve sadakata gösterdiğimiz bağımlılık bizi ne kadar da kör etti.Hayalci ,polemikçi,demogojiyi alnımıza çözüm diye yazan kader katiplerimizin,dört senede bir miting meydanlarına açtıkları hayal
perdesi görüntülerinin birazının olsun yaşamımıza yansıması gerekmez mi?
Bal yedirmek varken,neden bize hoşaf içiriyorlar?.Bunun mucitleri daha ne zamana kadar lafla peynir gemisi yürütmeye devam edecekler?Bu ne biçim hakimiyet, ne biçim bir millet ki;bizim adımıza hakimiyet kullananlar,bizden apayrı bir dünyanın ve çok ileri zengin bir milletin,refah düzeyi çok yüksek fertlerini kıskandıracak düzeyde yaşıyorlar.Onların yaşam biçimlerinde doğaldır ki söz hakkımız yok ama bizi de insan gibi yaşatmak görevleri değil mi?
Kolaycılık köşedönücülük,hayallerine alıştırılan halkımız ,bu kader katiplerinin elinde daha uzun yıllar makarnayı,ekmeğe katık yaparak yaşamaya devam edeceğe benzer.
Süleyman Üstün
(19-Haziran-1995 Pazartesi)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.