- 714 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞARI BEDEL İSTER
Bizleri ayakta tutan,motive eden güdülerden en önemlisi bir şeyleri başarma güdüsüdür.Hayat serüvenimizi gözlerimizi kapatıp şöyle biraz düşünürsek: Doğumla birlikte başlayan ihtiyaçlar doğrultusunda hep bir şeyleri başarma, bir şeyler yapma arzusunu göreceğimiz; gibi bizim hayata sarılmamızı sağlayan, düştüğümüzde tekrar ayaklarımızın üzerinde durmamıza yardımcı olan yegane güdü başarı güdüsüdür.Bu süreçte başarıyı yakalayan kişi hem kendisine hem de çevresine faydalı olacaktır.Hayat serüvenimizi incelediğimizde bir şeyler elde etmek için çoğu zaman bedel ödememiz gerekir.Başarıda öyle bir şey ki bedelini ödemeden elde edilmez. Bedeli ödenmeden elde edilen tek tük başarılarda, başarıyı yakalayan kişinin tatminsizlik içerisinde sağa sola saldırdığını, huzursuzluk içerisinde kıvrandığını göreceksiniz.
Bir çocuğun bir iki adımda olsa yürümeye kalkmasının sonucunda, düşüp kalkması, başını bir yerlere vurup ağlaması,sızlanması hatta feryadı figan etmesi yürümesi için bir bedeldir.Okula başlayan bir çocuğun sabahları mışıl mışıl uyuması gerekirken ağır çantasını omzuna atıp okul yoluna düşmesi, bazen geç kalktığı için kahvaltısını yapmadan aç aç okula gitmesi, okul bahçesinde oyun oynaması gerekirken oturup ders dinlemesi, eve gittiğinde televizyon izlemesi gerekirken oturup ders çalışması bu ve bunun gibi rahatlığından, konforundan ödün vermesi başarıyı yakalamak isteyen çocuğu hedefine bir adım daha yakınlaştırır.Çünkü rüzgarın esmediği yerde yaprak kıpırdamaz,buharlaşmanın olmadığı yerde yağmurun yağmasını beklemek beyhude davranıştan öteye geçmeyecektir.Buğday tohumunu yere serpmeden buğday biçmeyi düşünmek ne kadar akıllıca bir düşünce olur ve bu düşünceyle hareket eden birisinin düşüncesindeki mantığı size bırakıyorum.Genel anlamda başarılı kişileri incelediğimizde hep bedel ödemişlerdir.Dünya çapında ün yapmış bir firmanın yöneticilerinden birisi gazeteciyle röportaj yaptığında duygulanarak şöyle diyor: Her sabah evden çıktığımda, kızım uyuduğundan odasına gidip kapının girişinde o masun yatışını seyrettikten sonra alnına bir öpücük kondurup işe giderdim. Akşam geç saatlerde eve geldiğim için kızımı yatmış olarak bulurdum.Böylece senelerce kızımı yatağının baş ucunda sevdim.Ailesiyle keyifli vakit geçirmesi gerekirken işte vakit geçiren bu başarılı kişi bu fedakarlığına karşı iş dünyasının gözdesi haline gelmiştir.Günlük konuşmaların arasına serpiştirilen bazı konuşmalara şahit oluruz. Bazen bedel ödemediği halde çok güzel mevkilere gelene kişilerin olduğunu söyleyen ve iş dünyasında babadan,deden kalma mirasla büyük şirketlerin başına geçen kişilerin günümüz toplumunda olduğu gibi geçmiş toplumlarda da bunu rahatlıkla görebiliriz.Böyle konuşmaları yapanlara ilk başta belki hak verebiliriz; fakat tarihe dönüp baktığımızda ve günümüzü şöyle bir incelediğimizde bir makamı çalışmaları sonucu hak etmeyen, liyakat göz ardı edilerek bir noktaya getirilenleler bulundukları makamın kendilerinin sırtına yükledikleri sorumluluk karşısında omuzları çökük bir vaziyetten vakitlerini beyhude beyhude geçirirler.Bu durumda o kişiler mutlu olamadıkları için mutluluğu Kaf dağının arkasında zannederler.Çoğumuzun bildiği şu hikaye bizim duygularımıza tercüman olmaktadır.Babasından her gün harçlık alan çocuk babasının verdiği harçlıkları hiç düşünmeden harcamaktadır.Akşam üstü olduğunda cebinde kalan parayı da penceren dışarıya fırlatarak kendince eğlenmektedir.Günün birinde işe giren çocuk paranın ne kadar zor kazanıldığını öğrenmiştir.Çocuğuna ders vermek isteyen baba oğlundan biraz para ister. Aldığı parayı açık duran pencereden dışarı atmak ister oğlu babasının kolunu havada yakalar baba: Ne yapıyorsun ben akşama kadar bu parayı kazanmak için çalıştım sen ise parayı dışarı atıyorsun.Baba oğluna dönüp bak oğlum bazen seni gizliden de olsa izliyordum sana verdiğim parayı istediğin gibi harcadığın yetmiyordu kalan parayı penceren dışarı fırlatıyordun. Çünkü o para için her hangi bir bedel ödememiştin, ter dökmemiştin.Hatasını anlayan çocuk babasından özür dileyerek ellerine sarılır.
Hayatın hangi safhasında olursak olalım, hangi makam ve mevkide bulunalım şunu çok iyi bilmeliyiz.Kendi çabamızla,gücümüzle bedelini ödeyerek hayatımıza devam edersek o zaman daha faydalı,daha mutlu, umutlu bir birey haline geleceğimiz için aile saadetimizi perçinlemiş oluruz.Kendi toplumunun diğer toplumlar karşısında boynu bükük,zavallı bir duruma düşürmek istemeyen toplum bireyleri şunu bilmelidirler ki gerçek anlamda hizmet edecek kişiler bedelini ödeyerek başarıyı yakalar.Bizlerde toplumuzu yüceltmek,zirvelere taşıma istiyorsak kendimiz birey olarak başarıyı yakalamak için bedelini ödeyeceğimiz gibi bedelini ödeyen kişilere de elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız.
YORUMLAR
Bedel ödemek şart mı gerçekten.
Bedelsiz güzellik olmaz mı?
Yazınızı ilgi ile okudum. İçeriğine bir diyeceğim yok. Biraz aralık bıraksaydınız daha kolay okuma yaılırdı.
Yine de emek işi.
Tebrik ve teşekkürler.
Selamlar.