Doğumu ile eksilmeye başlar insan...
Eksiliyoruz
birer birer kaybediyoruz değerlerimizi. Ailemizi, arkadaşlarımızı dostlarımızı
saygımızı…
Hatta kendimize olan saygımızı bile…
Doğumu ile eksilmeye başlar insan. Günler, haftalar, aylar, yıllar yaşımızı büyütüp
ilerlerken, geri dönüşümsüz dünleri çoğaltır ömrümüzün eksilen yanında.
Yürüdükçe tenhalaşır, tenhalaştıkça kendi kabuğuna çekilir daralan adımlarımızın
taşıdığı yorgun bedenimiz. Hele birde öfkede savurgan, sevgide cimri isek ruhumuz tenhalığın girdabında savrulur…
Geriye sadece yalnızlığımız kalır boş ceplerimizi avuçlarken. Boş ceplerimizi ters çevirirken üstümüz, başımız yalnızlığa boyanmıştır. Öyle ki buna dilenciler bile inanmaz…
Oysa yalnızsınızdır işte. - Y a l n ı z - ...
Bir yere kadardır yalnızlık…
“ Bu masalar boş kalmaz
gidenin yeri dolar
vazolar değişmez hiç
yalnız çiçekler solar” … Derken
Özleme bulanmış zihnimizin beklentileri karışır rüzgârın uğultulu soğuk sesine.
Bir gece yarısı kaskatı bir yalnızlığın orta yerinde hüzünlü bir şarkının sözlerinde birleşir, özlemin titrettiği kederli sesimiz...
“ Yalnızlık Allah’ındır
her canlı bir eş arar
taşın kalbi yoksa da
onu da yosun sarar” …
A.İlayda Beydemir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.