- 593 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KENDİNDEN OLMAYANA YANMAK
Yanmanın vermiş olduğu aşktan almıştı rengini. Bir sabah vakti aşkı sesinden tanımıştı. Aşk sesiyle vurmuştu onu. Sesinden vurulmuştu. Yangın nedir bilmezdi oysa. Rengi yanık olmasa; acı nedir bilmezdi dikenini duymasa. Hasret nedir bilmezdi; kendinden olmayan olmasa.
Herşeyi yanındaydı; su, toprak, güneş... Ama bilemedi yanında olmayana yanacağını yanıpta kavrulacağını. Kendinden olmayana adayacağını canını. Vereceği sol yanını.
Günler günleri kovaladı sonra. Ne yanışlar geçirdi ve kalışlar. Her geldiğinde rengi al oldu. Sustu dinledi. Yakardı Sahibe gitmesin diye. Çünkü gitmeyi o bilirdi. Kendinden olmayana bakmayı ardından ancak o bilirdi. Aldanıştı bu, bir oyalama. Kendinde değildi, kendi olamazdı. Kalbinden değildi canı olamazdı. Niyeydi o zaman? O şakıyışlar kimeydi? Neydi yüreğini yakan gelişler ve neydi ciğer dağlayan gidişler? Bu güzellik içinde ki dikende neydi. Soramadı kendine cevabı kendinden değildi.
Herşey yolunda giderken nereden çıkmıştı bu seviş. Kaldırdı başını göğe: " Rab’’ dedi ve sustu. Bu geliş ve gidişler arasında tanıdı kendini, bu yaprak kadar titrek yüreğini. Hayran hayran bakarken yaratılmış ne varsa; onu koklamak adına ne vaatler varsa, hiçbirini görmemişti oysa. Bilmezdi yaktığını dokunmak isteyeni. Yakışından haberdar değildi. Yanmaya aşina hiç değil.
Kendinden olmayan, gizli bir emir almış gibi yoktu artık. Yoktuysa niye vardı. Vardıysa niye yok. Kendinden değildi evet ama kendinden bilmişti.
Günler günleri kovaladı. Yandıkça yandı, ateşi bağrında hissetti. Kaldırdı başını göğe " Yetiş Rab !" Oysa bilmedi başını eğdikçe imdad edileceğini. Yandıkça yandı. Eğdi başını kendini gördü. Dikeni olduğunu bildi mesela. Topraktan geldiğini ve yine ona döneceğini. .’’Ah!’’dedi.’’Başım göğdeyken’’dedi.’’kendimi unutmuşum, mis kokumu kendimden saymışım, ben o zaman yanmışım.’
Anladı şimdi kendinden olmayanı, kendinden olmayıp yüreğini dağlayanı. Hiçbir şeyi kendinden bilmedi sonra. Baharı, yazı, yağmuru değil sebep olanı gördü. Gördükçe bildi,bildikçe büyüdü.
Gözleri açıldı sonra. Gördü görmesi gerekenleri. Eğdi başını yere’’büyümek başı eğmekten gelirdi’’ anladı bunu. Bir uykunun sonunda bir bahar uyanışıydı bu. Bir yanıştan arta kalan en değerli şeydi.
Yanmayı sevdi sonra. Almıştı en değerli şeyi bir yanışla. Bir yanış ki diriliş, bir yanış ki biliş.
Bir sabah vakti kendinden olmayanı gördü karşısında. Eğildi sol yanına baktı. Kaldırdı başını ’’Rab!’’dedi. ’’Şükür’’ dedi.’’ben’’ dedi.’’Buldum kendimden olanı: ‘’SEN’’ dedi. Duymadı kendinden olmayanı, kendinden olmayıp yüreğini dağlayanı.’’Hu’’ dedi. ’’git!’’ dedi. Eğdi başını ’’Rab! dedi.
Bildi artık kendini. Varoluş sebebini. Günyüzü görmemiş yürekle andı sahibini. Rengini gördü sonra. Utanabildiğine şükretti. Kendinden olana adamıştı kendini. Kendinden olmayana amade değildi. Kendini bildi.
Adı Gül’dü. Adı da kendinden değildi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.