Mektup II. Beyaz benim. Öptüm.
Yüreğim bile bilmezdi içinde ne taşıdığını. Bazen sıkışır nefes almamı zorlaştırırdı. Sık sıkk seslenirdi bana ’’ vazgeççç ’’ diye. Oluyordur, olmuştur sizlere de. İçinizden birşeyler konuşur sürekli sizinle. O ne söylese, beyin aksini söyler. Öyle karmaşa bir sevdaydı ki bizim ki. Beynim olmaz diyor, içimdeki vazgeç diyor ama bir şeyler de beni vazgeçmektan alıkoyuyordu. Sahi ya aklıma geldi. Ruh. Ayaklarım geri geri giderken, beni sana iktiren, aklım olmaz derken rüyalarıma seni davet eden oydu.
Öyle bir aşk ki, hiç konuşmadan hissedersiniz her şeyini. Ne yapıyor, neyi seviyor, ne düşünüyor. Hissedersiniz ve çekersiniz kendinizi. Dünya şartlarıyla, ruh ne kadar önde olsa da çoğunlukla hükmedemez bedene. İçinizden aramak, msj atmak, ona koşmak gelse de, o kocaman ruh, dünyevi bu küçücük bedene hükmedemez. O sebeple kayıtsız, şartsız sever beklersiniz. Ruhuyla, tüm benliğiyle sevenler, ona dokunmadan, onu duymadan, onu görmeden sevenler, sevebilenler her zaman haketmiştir aşkı yaşamayı. Ve hep haketmişlerdir bir türlü kazanamamayı.
Ben istemiyorum seni. Bedenen istemiyorum. Çünkü öyle küçük değil hissettiklerim. Sadece bu yüzden yüssüzlüğe hiç vurmuyorum. Seni ben alacağım, şuanda olmadığına böbürlenme. Sen hep benimle olacaksın, sonsuza kadar... O yüzden tüm dileklerimde, tum dualarımda erteledim seni bu dünyadan, iyiliğini istemem dışında. Sen benim ruhuma aitsin. Bunu biliyorum. Biliyorum çünkü canım, canınla beraber yanıyor. Her insan ulaşamadığını karalarken, mutsuzluğunla mutlu olurken ben yapamıyorum. Hiç bir zaman da yapamayacağımı biliyorum. Sen benimsin biliyorum. Biliyorum çünkü kimin yanında olursam olayım kendimi hiç bir yere ait hissetmiyorum.
Bu dünyada olmayacak! Nedenini biliyorsun. Biliyorsun işte insan istemeyerek de olsa mükemmel hatalar yapabiliyor. Unuturum diye, vazgeçerim diye düşünmek yanıltabiliyor insanı. Dedim ya zaten karar verme mercii olan beyin çok şey bilmiyor. Baksana ruhum benimsin diyor beynim değil. Emin ol ki ruhum doğruyu söylüyor, sen benimsin!
Şimdi istersen çık hayatımdan, kalbi kırılacak diye düşünme. Ben seni geçen senenin bir kör sonbaharında zaten kaybettim. o lanet olası otel lobisinde ’’ nasılsın ’’ diyerek uzattığın elin, bırakınca ellerimi yarım saatlik kısmi felç yaşatmış olsa da bana, giderken ki ’’ hoşçakal ’’ diyeceğin elin, tamamen felç edecek olsa da beni, bilirsin sen doğrusunu. Yeter ki üzülme bana, üzülme benim için! Sevmek erdemdir. Yüceliktir. Beni sevemediğin için, kendi hayatından çaldığın için kendine üzül. Acıma sakın bana. Öyle bir hataya düşme.
Evet ben seni hiç bir gün unutmayacağım. Ne olduğun, kim olduğun zerre umrumda değil çatık kaşlarını, ellerini sevdiğim... Sana siyah diyorum. Canım yandığı için değil. En gerçek renk olduğu için. Beyazın yanına en çok yakıştığı için. Beyaz benim. Öptüm.
01:14
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.