- 1110 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
EKSİK BİR SÖZ..
Bahar dal uçlarında tomurcuğa durmuştu.Toprak uyanıyordu usuldan..Karıncalar küçük tepeler oluşturuyorlardı yol kenarlarına..Kış boyunca eledikleri topraktan.Yeni gövermiş yapraklara gün düşüyordu.Ilık ve sevecen.Yaprağı okşuyordu gün,dal uçlarını ,tomurcuğu toprağı okşuyordu..Bir anne eli bebeğini okşar gibi..Yüreğiyle..
Yol kıyısında bir kız..
Leyla..
Sevimsiz bir ifadeyle ağaçlara bakıyordu.Ruhundaki kıpırtıyı yakalamıştı dal uçlarında.Onda da uyanan tomurcuğa duran bir şeyler vardı..Arada bakışlarını daldırdığı bu yeşil ummandan gözlerini bir hınçla çekip dağlara bakıyordu..Ta zirvelere..En uzaklara çok uzaklara..Uzaklardan da uzaktı düşlediği yer ama o içindeki gidilmemişleri değil gidilmişleri tercih ediyordu..
Baktıklarını görüyor muydu?.Hayır..Baktıkları gördükleri değildi..Her yerde gördüğü tek şey yeşil mavi hareli bir çift gözdü.Mustafa’nın gözleri.
Mustafa..
Şu tarlada yeni gövermiş ekindi..Ağaçta tomurcuk, toprakta koku..Belki de dağın zirvesinde bir top kardı..Evet!.. Evet kesinlikle bir top kardı Mustafa..Gün biraz daha tepeye yükseldiğinde eriyiverecek bir top kar..
Tam dokuz yıl önce..Tomurcuğa düşen gün ışığı gibi düşmüştü Mustafa yaşamlarına.Yağmurlu ve soğuk bir kış günü ikindisinde rastlamıştı ona.Evlerine giden yolun üstündeki köftecinin köşesinde.Gözlerine inanamamıştı ilkin.Sonra ruhundaki fırtınaları dindirmek için nefesini tutmuş usulca onu ürkütmeden ,korkutmadan yanına yaklaşmıştı..
-Merhaba..
Yüreğine akan bir sesle karşılık vermişti:
-Mer-ha-ba..
Leyla temmuz sıcağında yanmış bir susuz gibi yüreğine çekmişti bu sesi.Hecelerin arasında durup dinlenmek bu sesi azar azar içmek istiyordu tüm benliğiyle.
-Adın ne..Beni tanıyorsun öyle değil mi?Seni buralarda birkaç kez rastlamıştım.
Sorduğu sorular laf olsun diyeydi.Birer kısa yanıtı olan sorular..
Mustafa’nın yanaklarının kızarması ürküttü Leyla’yı.bir an çocuğun kendisiyle konuşmaktan vazgeçip çekip gideceğini sandı.Yüreği ağzına geldi.
Gider miydi giderdi elbet.Neden gitmesindi ki?.Neden..Kalması için bir sebep var mıydı?..Yoktu.
Ama olmalıydı.Leyla bunun bir yolunu mutlaka bulmalıydı..Mustafa’yla dostluk kurmalı onun yüreğine giden yollar açmalıydı kendisine..Belki yeşil çimenler belki de ortancalar ekerdi bu bakir yolun toprağına..
-Neden konuşmuyorsun?..
-……
Mustafa gözlerini kısarak Leyla’ya baktı.hafifçe dudakları kıpırdadı.Leyla ümitlenmişti.Bir şeyler söyleyecek gibiydi.Sonra vazgeçti.Ardına bile bakmadan hızlı adımlarla uzaklaştı..
Leyla şaşkın gözlerle bakakaldı..Biraz kırgın biraz küskün evinin yolunu tuttu.Neden böyle bir fırsatı iyi değerlendirememişti?.Neydi eksik olan?..Bu fırsat bir daha eline geçer miydi?..
-Ah..mümkün değil, mümkün değil..
Diye söylendi..Etrafına bakındı.Sandı ki Mustafa bir kuytudan kendisini izliyor..Tekir bir kedinin patileri arasındaki ip yumağı gibi çözülüyordu ümitsizliği..Yoktu..Boştu sokak..
Yer yer boyaları dökülmüş ahşap kapının önünde durdu.Sağ elini yumruk yapıp kapıya uzandı.Sonra vazgeçti.Elini çantasına götürdü.Karıştırmaya başladı.Eli çantasında bu yaşlı kapının anahtarını ararken son ümit kırıntılarıyla gözleri sokağı tetkik ediyordu..
Öylesine darmadağınıktı ki..Bir taraftan el yordamıyla anahtarını arıyor.Öte yandan sokaktaki seslere kulak kabartıyordu.Sonunda ucuna kalınca bir çaput bağlanmış anahtarı kilide soktu.Kapıdan bir inilti gibi ortalığa yayılan gıcırtılar hemen yankı buldu:
-Anne sen misin?
-Evet kızım.Ben geldim.Sen ne zaman uyandın?.Çok oldu mu?.Büyük annen yine uğramadı mı bugün?..Hay aksi!..Bileydim biraz daha erken gelirdim.
Çantasını duvarın dibine bıraktı.Şalını duvardaki askıya astı.Gözüne bir çivi takıldı.Bu çivide bir zamanlar umudu asılıydı..Üzerinde kilim desenleri olan bir küçük heybenin içinde onlarca mektup..Kaç defa okumuştu onları.Her seferinde ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü.İçi acıyarak her seferinde tekrar okumuştu.Bir zaman sonra kayboldu mektuplar.Leyla da o duvarı o çiviyi o mektupları yok saydı yaşamında.Tıpkı Mustafa’yı yok saydığı gibi..
‘’ Kayboldum yıllar içinde bir gözüm hüzün, bir gözüm hazan..’’bu bildiği bir şarkının nakaratı mıydı?..
22/06/2011
ÖDEMİŞ
YORUMLAR
"Evet kesinlikle bir top kardı Mustafa..Gün biraz daha tepeye yükseldiğinde eriyiverecek bir top kar.." cümlesini okuduğumda,
- Ne güzel bir cümle dedim, kaybediş bu kadar güzel daha nasıl anlatılabilir ki...Hem de çok hüzünlü...
Sonra şal, çivi, çok okunmuş mektuplar ve gidiş, beni çok da uzak olmadığım başka öykülere götürdü...