Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- toegueville
hüzün şairi
hüzün şairi
@huzunsairi7

MASKE İLE ISSIZLIĞIN FARKI

22 Haziran 2011 Çarşamba
Yorum

MASKE İLE ISSIZLIĞIN FARKI

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1588

Okunma

MASKE İLE ISSIZLIĞIN FARKI

MASKE İLE ISSIZLIĞIN FARKI



MASKE

İnsan neden maskeye ihtiyaç duyar?

Öncelikle bu sorunun cevabının bulunması gerekiyor sanırım. Bulundu ise ne mutludur ki, yapacak çok şey var demektir. Bulunmadı ve hala ısrarla aynı yolda ilerleniyorsa eğer, asıl sorun başlayalı çok olmuş ama bihaberlik işine gelmiş ve devam ediliyor demektir ki; bu da en ağırı, en acısıdır. Bu durumda işine öyle geliyor ya da menfaatler adına hareket ediliyordur. Sütünü sağdığı bir ineği, hiçbir çiftçi kaybetmek istemez hikayesin de olduğu gibi.

Yazmaya, çizmeye çalışan insanlar olarak kendimizi ele alırsak;

-sen kendini süslü püslü birçok kelime ile istediğin kadar kamufle et. Öyle bir an gelir ki, bir kelime dahi o maskeyi alaşağı ediverir. Yazdıkları insanın bir nevi aynasıdır, kendini yansıtmasıdır. Yaşanmışlıklarından, kurgularından ya da etkilendiklerinden olsa bile mutlaka kendinden farkında olmadan damlatır insan. Bu bir dize, bir cümle hatta bir kelime bile olabilir. Hala bunun farkında olmayıp ben şöyleyim, ben böyleyim demek ancak kendini kandırmaktır.

Okuyan insanların gözlerinden kaçmayacak bir durum da bile buna devam etmek nerede ise yolun sonu gibidir ve ne hikmetse ısrarla kendini anlatır Ademoğlu. Unutur ki; Allah&

8217;ın yarattığı yüzün üzerine istediği kadar maske taksın, tıpkı deniz gibi kir tutmaz ve atar. Dün ne idi bu gün ne oldu da sözü değişti gibi… Asıl olan, yaratılırken yaradanın verdiği yüzde ne yapılırsa yapılsın maskenin durmayacağını, gün gelip düşeceğini bilmelidir insanlar.

Bahanelerin ve maskelerin ardına saklanmak ya saklayacak çok şeyi olanın ya da menfaat üzere hareket eden zayıf insanların işidir.

Arkasında duramayacağı hiçbir şeye soyunmamalıdır insan. Ne bir sözün ne de bir hareketin ardında olmayacaksa, yan çizecekse maskeye de güvenmemelidir. Unutulmamalıdır ki;

PERUK DÜŞER, KEL GÖRÜNÜR…


ISSIZLIK…

Issızlık insanları neden ürkütür?

Koskoca bir orman düşünün. Hakkında o kadar çok şey anlatılır ki, perili olduğundan tutun da hayaletlere kadar. İnsan aklının zorlanacağı korkutucu cinayetlere uzanan daha nice hikaye. Hatta bu hikayelerin ucu çok eskilere bile dayanır çoğu zaman. Hem yaşı hem de başı kesen eşkiyalara bile uzanır. Bu yüzden de hep ıssız kalır orman. Çünkü, ormanın derinliği ve gücü insanları ürkütmüş, onu ıssızlığa mahkum etmiştir. Halbuki;
-kaç kişi kulak kabartmıştır ağaçların çığlığına?
-Kaç kişi onun huzur veren mis gibi çam kokuları arasında havanın en temizini ciğerlerini yırtmak pahasına içine çekmiştir?
-Kaç kişi kuşların aryasına kulak vermiştir?
-Kaç kişi yazı da gördüğü kırıntı peşindeki karıncaların telaşının ormanda düğün bayrama dönüştüğüne şahit olmuştur?
-Kaç kişi bilir ormanın döşünde çığlığının döne, döne yankılanarak kendine geri dönüp içinin rahatladığını?
-Kaç kişi bir merhaba demiştir ağaçlara?
-Kaç kişi verdiği selamın, ağacın yaprağınca dua olduğunu ve o ağaçların yaprak hışırtısı ile selamı aldığını belli ettiğini bilir?

Yaşanmayan ve bilinmeyene olan ön yargıların getirdiği bir başkaldırışın eseri olarak yapılan eylemlerde bir ıssızlık güdüsünü dürtmekte olduklarının farkında bile değiller. İşte bu yüzden ıssız olduğunu düşündüğünüz insanları düşünerek bir kez daha bakmayı denediğinizde göreceksiniz ki, onun dik duruşudur aslında sizi ürküten.

İnsan hayatındaki bana göre en önemli iki unsurdur maske ve ıssızlık. Çünkü;
-Maskeli insanların dilinden bal gibi sızan cümleler, ıssız insanda yoktur.
-Maskeli insanların kıvraklığı ve son sürat yön değiştirme iç güdüsü ıssız insanda yoktur.
-Maskeli insanda var olan nabza göre şerbet verme yetisi, ıssız insanda nabza göre değil eğriye eğri, doğruya doğru şeklindedir.
-Maskeli insanda çok fazla gelişmiş olan menfaat duygusu, ıssız insanda bırakın gelişmeyi tohum olarak bile var olmayı başaramayandır.

Mekan kavramından uzaklaşarak yürütülen fikirlerde bu yüzdendir ki, hep farklı yönlerde değerlendirilmiş hatta, öyle bir ortam oluşturulmuştur ki yanlı veya yandaş yorumlara meydan vermiştir. Bu tıpkı Edebiyat Defteri forum konuları içinde yer alan ‘’küsme’’ ile ilgili forumda yaşananlara benziyor. Öyle ki; yazılanların çoğunu okuduğunuz da görürsünüz, herkes bir melek sanki!!! Herkes sütten çıkmış ak kaşık sanki!!! Herkes 4/4 insan örneği ve abidesi dikilir tarzda müspet. Zira, aaa küsmekte neymiş, tu kaka hikayeleri doğmuş. Ne yani şimdi, siz hayatınızda hiç kimseye küsmeyecek kadar ermiş misiniz? Önce kendine dürüst olmayı bilmeli insan. Kendine ne kadar dürüstsen eğer, etrafına da emin ol aynı oranda dürüstsündür... Burada maske ve ıssızlık konusunu işlerken de değinmek istediğim en belirgin noktada budur.

Maske ile ıssızlık arasındaki farkta buradan gelmektedir. Bir tarafta kendini kandırmak (İnsanın kendisine yapabileceği en büyük kötülüktür.), diğer tarafta ise içi-dışı bir olmak…

‘’Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün. MEVLANA’’

SAYGILARIMLA.

HÜZÜN ŞAİRİ; NİĞMET YILDIZ.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Maske ile ıssızlığın farkı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Maske ile ıssızlığın farkı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MASKE İLE ISSIZLIĞIN FARKI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hicbitmez
hicbitmez, @hicbitmez
23.6.2011 19:28:18
Bir insan kendine dürüst ise herkese karsi dürüsttür bu ama beyin ve ruh olarak özgür insana hastir.
Ancak böyle bir insan nettir diyeceginide iki kelimede der imasiz acikca.
Oldugu gibi olabilmek herkesin harci olabilseydi dünya güllük gülistanlik olurdu..

Ve birde yeterki insanin kalbi temiz olsun kalbin kötü ise yüzbin tane maske taksan kar etmez
gözün belli eder seni sözüne gerek bile kalmaz.

Hep güncelligini koruyan bir konu bu maskeler bir bakima.
Yüregine saglik sevgili hüzün sairi.

Sevgilerimle

hicbitmez tarafından 6/23/2011 7:28:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
M. Efruz Sermeda
M. Efruz Sermeda, @m-efruzsermeda
23.6.2011 14:27:39
Kalemden yine ter damlıyor..

Ne çok küstüğümü söylesem belki herkes bana küser..oysa küsmeyi ve somurtma hakkını daha farklı algılamıştım.

Nifak samimiyet ummanına döşenmiş mayınlar gibi..ve her dile gelişinde bir mayına basmış gibi infilak edesim geliyor..mümkün olsa da bütün mayınları kendimle patlatsam ve tohumlarını toptan yok etsem..korunmak her geçen gün daha zor

Değerli yazınız için teşekkür ederim..iyi geldi

Saygı ve selamlar
Alsancak Kenan
Alsancak Kenan, @alsancakkenan
23.6.2011 13:35:36
Sze katılmamak mümkün değil, yazılanları ve yorumları okuduğumda hayretlerde kalıyorum, birisi 2+2 , 4 müş diyor kırk kişi yorum yapıyor, hani bu kadarı da pes yani.
siz haklısınız değiniz gibi oralarada "Kendinden farkında olmadan damlatır insan" .

hislere tercüman bir yazıydı, saygı ve hürmetlerimle.
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
23.6.2011 13:05:05
Öyle zor, öyle derin ve öyle çeşit çeşit yoruma açık bir konuya değinmişsiniz ki; yürek ister.

Tebrikler.

Yazınız bakış açınızdan, güçlü ve güzel olmuş. Maske ile ilgili ben de bir kaç kez yazdığımı hatırlıyorum. Sadece yüzüyoruz. Ne kadar konuya dalsak da sadece su üzerinde duruyoruz.Oysa üzeri, içi ve dibi ile araştırılacak bir okyanus Maske konusu. Hangizin maskesi yok? Hangimiz biraz da olsa ızsız değiliz? Göründüğü gibi olmak kolay mı? Hele de olduğu gibi görünmek kaç yiğidin yapabileceği iş?

Güzel ve düşündüren bir yazı okudum. Şair ve yazar kardeşimi kutlarım. 10 numara. Selam ve sevgiler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.