- 714 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Kemoterapi Azabı - 1
Ağlıyacağım yaa şimdi,
Böbreklerim tuttu yine..
O kadar ağrım var ki, ellerimin içini sıkıyorum tırrnaklarımı geçiriyorum, yine de böbreğimin ağrısı daha çok geliyor, bastırmıyor ..
İnsanın neresi hasta ise, canı da ordaymış..
Ahh nefes aldırmıyor bu ağrılar bana..
Böyle olunca herşey olumsuz görünüyor gözüme..
Oysa daha bir kaç saat önce elimde ve cebimde biriktirdiğim umutlarım vardı...
Nerden yakalandım ki şu hastalığa..
Habis...
İllet...
Felaket...
Bütün hayatımı etkiledi, beni o kadar değiştirdi ki.. Benden eser kalmadı...
Uzun saçlarım vardı önceleri lüle lüleydi...
Onlar döküldü önce...
Sonra hiç ağzımdan gitmeyen o koku..
Kemoterapi...
hayatımda unutamadığım en kötü olay!...
Hiç çıkmıyor içimde hala içimde..
Adını anmayı bırakın, hatırladığımda bile koku direk ağzımda ve burnumda..
Damarlarımda geziyor hala o pis ilaç...
Boğazıma yine koskocaman bir yumruk oturdu...
Gitmiyor, bir de o sıkıyor beni..
Zaten nefes darlığım da var...
Allah’ım ben nasıl yaşayacağım?
Küçücük halimle nasıl savaşacağım bunlarla?
Tüm tabiatım bozuldu, beni benden aldı bu hastalık..
Yoksa kıyar mıydım canıma bu kadar?
Şimdi iyi olduğum günlerin tadını ölümüne çıkarıyorum ama yetmiyor..
Çünkü ; iki gün iyiysem üçüncü günü yine böyleyim...
Yine de isyan etmiyorum Allah’ım sana..
Nefes alıyorum çok şükür..
ve can çıkmayınca umut kesilmezmiş..
Doktorlar bile benden ümidi kesmişlerdi, "Kötü Huylu" diye tanımlayabildi onca kocaman doktorlar...
38 kiloya düştüğümde... Onlar herşeyin farkındaydılar da içimdeki lanet hastalığı niye anlayamadılar?
Ben bile hissetmişken içimi, görmeme gerek yok ki, ordaydı biliyordum...
Hiç bir şey eskisi gibi olmuyor..
Benliğim gitti, hiç benziyor muyum Ben Bana?
ben hiç bir şeyin farkında değildim aslında.. canım bile acımıyordu o kadar ameliyattan..
Uyuşmuştum çünkü.. Günlerce yoğun bakımda kalmaktan...
Tek sıkıntım film çekmeye gelen doktorların beni o halde görmesi idi.. Bir de üzerimdeki ilaçları temizleyen hemşire..
Ne olursa olsun beni görmemeliydiler..
Çünkü o güne kadar kimseler beni çıplak görmemişlerdi..
Benim gözlerimin kapağını bile kıpırdatacak halim yokken , ben dudaklarımı aralayım "açmayın" demiştim..
Boğazımı deşmelerinden dolayı sesim çıkmıyordu, belli belirsiz bir ses duydu kulaklarım uğultular arasında.. Ama o ses benden mi çıktı, yoksa
orada yatan başka ölü gibi hastalardan mı bilmiyorum. Sesin kendisi hiç benim sesime benzemiyordu çünkü...
Sonra hemşire yavaşça dokunup "tamam, tamam" dediğinde anladım o sesin benden çıktığını...
Meğer ameliyatlar bile hiç bir şeymiş çekeceklerimin yanında...
Dahası varmış, hiç bitmeyecek sanmıştım o zaman azaplarım...
Dünyada azap olur mu demeyin, ben çektim azap..
Kemoterapi azabı...
Bir keresinde doktoruma çıkışmıştım... Beni kanser değil, kemoterapi öldürecek demiştim..
Doktor da bana hak veriyordu, çünkü devlet hastanelerine o kadar çok hasta geliyor ki, hepsinin günü var..
Gününde ilacı alamazsan bir şeye yaramıyor..
O yüzden herkesi yetiştirelim derken, beş, altı saatte verilmesi gereken ilacı bir saatte verip gönderiyorlardı..
Tabii fenalaşanlar, komalıkolanlar..
Çoğu yaşlıydı zaten.. Ama hastalıkla ölüm kime geleceği belli olmuyor işte...
Nerden girmiş bu yaşlanmış hastalık benim bedenime...
Kemoterapi’yi anlatmak günler sürer...
Şimdilik bu kadar,devamı var...
Nevin Akbulut
......................................
Not : Tarihsiz.. (Çünkü hatırlamak bile istemiyorum..
YORUMLAR
Sarsıcı bir yazı okudum.
herşeye rağmen şükür içinde olmanız ve metanetinize hayran kaldım.
Çok zor şeyler... Allahtan şifalar diliyorum...
Vakit buldukça diğer yazılarınızıda okumaya çalışacağım....
Ama siz hep yazın lütfen...
En derin saygılarımla....
Kıpkırmızı
Teşekkürler ediyorum.
En önemli şey şükürdür, her ne halde olursak, olalım...
Selamlar,
DİLEK YILDIZI
Atlatmış olduğunuzu duymam ayrı bir sevinç kattı bana saygıdeğer yazarım...
En derin saygılarımla esen kalın....
SEVGİLİ DUYGU DAMLACIĞI (NEVİN), SENİN YAZILARINI GENELDE OKUYORUM. DUYGU DOLUSUN VE BİLİYORUM Kİ BU YAZI TAMAMEN YAŞADIKLARINDAN ARDA KALANLAR. YAŞAYAN BİLİR BU KESİN AMA SİZDE YAZMAYI BECERMİŞSİNİZ. SİZE ÖNCELİKLE ÇOK GEÇMİŞ GİTMİŞ OLSUN DİYORUM VE O İNANCINIZ VE DİRAYETİNİZ İÇİN SİZİ TEBRİK EDİYORUM. YALNIZ DEĞİLSİNİZ UNUTMAYIN.
SEVGİLER
Kıpkırmızı
Geçti sayılır çok şükür,
Allah kimseye göstermesin bir daha,
İçten yorumunuza çok teşekkür ederim...
O yüzden herkesi yetiştirelim derken, beş, altı saatte verilmesi gereken ilacı bir saatte verip gönderiyorlardı..
Tabii fenalaşanlar, komalıkolanlar..
Çoğu yaşlıydı zaten.. Ama hastalıkla ölüm kime geleceği belli olmuyor işte...
Ne kadar korkunc bu sözler.
Elbette ki hastalik ve ölümün ne zaman gelecegi ve kime gelecegi bilinmez ama insan ömrü bukadar mi hice sayilir insan bukadar mi hafifsenir.Allah yardimcisi olsun bütün hastalarin yeryüzünde.
Üzücü bir yaziydi.
Yüreginize saglik
Selamlar
hicbitmez tarafından 6/21/2011 8:47:30 PM zamanında düzenlenmiştir.