- 831 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ZEYTİNDEN SEVGİYE
Akhisar,
Doğduğum ,gözümü açtığım kent. Toprağıyla, havasıyla suyuyla yoğrulduğum, düşlerime geçmişime geleceğime mesken , kucağında büyüdüğüm kent. İlk oyunlarımı oynadığım sokakların, başım hülyalı arşınladığım caddelerin, Deliçay’ın, tütün yorgunu insanların, bayramlığını giymiş Tahirün’ün geçiyor gözlerimin önünden. Bir zamanlar dünyayı senden ibaret sanırdım. Büyüdüm, öğrendim ki dünya, insanın kalbinin attığı yerdir. Benim kalbim sende atıyor. Ben sende doğdum. Ben kendimi sende büyüttüm ,kendimi sende biriktirdim. Birgün adımlarım senden uzağa düşse bile fikrim , ’pergelin hareketli ayağı gibi’ hep çevrende dolaşıyor olacak. Senden çok uzak bir diyarda kapansa bile gözlerim, anavatanımı, Akhisar’ımı unutamam.
Gel şimdi sözü aşktan, sevgiden, zeytinden açalım, söyleşelim:
Şu Akhisar dedikleri , Ege Bölgesi’nde Manisa iline bağlı bir ilçe. 1.750 km²’lik araziye sahip. İstanbul-İzmir karayolu üzerinde , İzmir’den 80, Bandırma’dan 190, İstanbul’dan da 470 kilometre mesafede. Aynı zamanda Bandırma-İzmir demiryolu üzerinde bulunmakta. Deniz seviyesinden 94 m. Yükseklikte . Akhisar Ovası’nın ortasına kurulmuş , batı yönünde Saruhanlı’ya , kuzeyde Kırkağaç, Soma ve Balıkesir’in Sındırgı ilçesine bakar durur. Doğuda Gördes ve güneyde Gölmarmara ilçeleri ile komşudur.
İlçe merkez nüfusu 100 bin civarında. Halkımızın en büyük geçim kaynağı ünlü Akhisar zeytini. Akhisar zeytin ağaçlarının gölgesinde yükselmekte.
Öyle ki zeytin dendiğinde akla Akhisar’ın adı gelir. Bölgede 12 milyon kayıtlı zeytin ağacı bulunurken, Akhisar’dan dünyaya 13-14 milyon dolarlık ihracat yapılmakta.
Akhisar’da 12 çeşit zeytin yetişiyor. Zeytin ve zeytinyağı birçok hastalığın ilacı. En az kalp rahatsızlığı bulunan bölge zeytinyağı tüketimi yoğun olan Ege bölgesi . " Beyni besleyen ve koruyan, hücreleri kanserden koruyan, kalbin en iyi ilacı ve sayısız derde şifa mucize besin zeytin Akhisar’ın yeni yüzü.
Ya köftesi? Akhisar köftenin adı bunca yayıldıysa vardır elbette bir hikmeti… Onu, ömründe bir kez tadandan sorun…
Fayton yapımı da meşhur ilçemizin. Fayton dünya taşımacılığında önemli bir gelenek. Özellikle İngiltere, Rusya, Avusturya ve Polonya gibi krallık ve prenslik geleneği olan ülkelerde tercih edilen hala da kullanılabilen bir nostalji… Faytonla birlikte minyatür at arabası imalatçılığı da devam etmekte. Orijinal süslemelerin işlendiği arabalar, oranları küçük ölçekte imal edilmekte ve turistik tesislerde sergilenmekte. Geçmişten günümüze varlığını sürdüren diğer zanaat dalları keçecilik ve kalaycılık da Akhisar imzası taşımakta…
Daha çok tarıma dayalı bir yapıya sahip olan Akhisar ekonomisi, sağladığı büyük gelirle Manisa ilinin kalkınmasında çok önemli bir pay sahibidir. Akhisar’ın içinde kurulduğu ovanın verimli olması, kentin her dönemde çok canlı bir ziraat merkezi olmasını sağlamıştır. Akhisar ovasında en çok yapılan ziraat; buğday, tütün, mısır, arpa ve pamuk. Ayrıca bağcılık (çekirdeksiz üzüm) da yapılmaktadır. Cumhuriyet döneminde tütüncülük oldukça ilerlemiş ve Akhisar, Ege bölgesinin önemli bir tütün merkezi haline gelmiştir. Akhisar ekonomisini, Osmanlı imparatorluğu döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de tarıma dayalı ticaret canlı tutmuştur..
Kentimizde hayvancılık , arıcılık ve halıcılık da yapılmaktadır.
Suyu şerbet, havası misk ve amber Akhisar …Seni daha nasıl anlatmalı? Antik çağlardan beri önemli yolların kavşağında bulunmuş beş bin yıllık tarihe sahip bir kent …. Hititlerin savaşçı kadın rahipleri olan amazonlarca kurulmuş. [[lidya]], [[roma]]; [[bizans]]; [[saruhanlı]] ve [[osmanlı]] dönemlerini yaşamış. Lidyalılar zamanında senatosuyla, kalabalık nüfusuyla ve zenginliğiyle önemli bir şehir olmuş. Akhisar’ın yeryüzünde paranın ilk kez kullanıldığı şehirlerden biri olduğunu biliyor muydunuz? Peki Roma devrinde Thyateira’nın 3 tiyatrolu büyük bir metropol olduğunu ? Ya Akhisar’da olimpia adı verilen spor karşılaşmalarının yapıldığını kaçımız biliyoruz ?
Antik Akhisar hemen hemen tümüyle modern Akhisar’ın bina, cadde ve sokaklarının altında kalmış. Tepe mezarı olarak bilinen kalıntılar her yıl binlerce turistin uğrak yeri. Peki devrik üç beş taşın ötesinde anlamı var mı bunların? Burası Tthyeteira’nın sütunlu ana caddesinden bir bölüm,Roma dönemi kalıntılarından. Roma açık mekanları kamu yapıları ile çerçevelemiştir. Burasının da agora bazilikası olduğu düşünülmektedir. Bazilikalar resmi bir yapılardı .Pazar yerinin bitişiğine inşa edilirlerdi. Adli binalar olmalarının yanında tacirlerin ağırlandığı ve ticaret yapılan yerler…
Akhisar’ın hristiyanlar için bir hac merkezi olduğunu biliyor muyuz peki? Thyateira hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birinin kurulmuş olduğu yer. “Thyateira” adı İncil’de iki yerde geçmekte.
Kentin en eski dinsel yapısı sayılabilecek Ulucami’nin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, pagan tapınağı olarak yapılıp hıristiyanlık (bizans) döneminde kiliseye çevrilmiş olduğunu gösteren mimari bulgular taşımaktadır. 15.yüzyılda Saruhanoğulları tarafından camiye çevrilmiştir. Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birinin bu bina olması olasılığı var. 15 ve 16. Yüzyıllardan kalma Türk eserleri şehrin her tarafına yayılmış durumda. Eski mahallelerde gezerken sokaklarda antik taş ve sütun başlıklarına rastlamak son derece doğal. Akhisar Osmanlı imparatorluğu devrinde de büyük bir kaza merkezi olarak önemini korumuş.
Akhisar ismi Bizans döneminden bir miras. Şimdiki istasyonla hastane arasına yapılan beyaz kale tThyeteira’nın Aspro Kastro’ya dönüştürülmesine neden olmuş.Yunan dilinde aspro (ak) kastro (hisar) demektir. 1307 yılında Türk’lerin yönetimine geçince, aspro kastro adı Türkleştirilerek ’’Akhisar’’ olmuş.
Akhisar’ı anlatmaya söz yeter mi? Ne söylesek bir eksik.
Uzun sözün kısası Akhisar; potansiyeli olan, gezilmeye görülmeye değer bir kent …Eğer hakkıyla tanıtabilirsek, turizm kentin ekonomisini kültürünü ileri götüren bir lokomotif olacaktır. Zeytinden sevgiye uzanan bir yolda bir dünya kenti olmaya…Neden olmasın?
gülce cibran
NOT: AKHİSAR TANITIM VİDEOSU İÇİN HAZIRLADIĞIM METİN...