- 484 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kurtuluşun Felsefesi 101
101] Ve bu tür insanlar, egemen güçlere, sırf yaranmak için bilmediğini düşman gösterip, korku yarattılar. Ama her nasılsa, bunlar Atatürk olacaktı denen insanlardırlar! Atatürk çeviri yaptırıyordu, ’Atatürkçü Kenan!’diye bağırılan insan kitap yasaklıyordu. Bu halkın hafızası da hayli garipti! Halk Atatürkçülükle payeleri hazırlıyordu. Sanki Atatürk; Atatürk oluşunu bu tür gerici ve yobazlıklarla kazanmıştı!
Oysa Atatürk’e, aydınlanmacı çalışmaların bir yönlendiricisi ve bu alanda çevirilere destek vericisi oluşuna izafedendir ki, Jan Mesliyer’in ’Sağduyu’ isimli kitabının, Türkçeye uyarlanışında, Gazi’nin bu tür desteklerine izafeten bir jest olarak ’Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine İthaf olunur’ denilerekten, bir çeviri örneği, takdim edilecekti. Tabi okumada izi olmayanların bilgiden yan yüzü olmuyordu.
Atatürk kişi olarak okuyan, bilen ve bilinç olmasıyla gelecek olabilen bir ufuk insan liderdi. Siz hem Atatürk’ün yanında olun; Atatürk’ün plânları ve reel uygulamalarına tanık olun ve Atatürk’ün liderlik özelliği ile ileriye akışlı katalizlerince yeteneği ile kendi potansiyelinizi ortaya koyabileceğiniz zenginliğe sahip olun; hem de: ’Bunlar da Atatürk Olurlardınız havasına girip, Atatürk’ün çağdaş adımlarını geriletin! Atatürk’ün açtığını kapatın, kapattığını açın. Hem de kitap yasaklatın. Böylesi anlayışlara aşk olsun denebilir! Hâlbuki bu çok basit kıyastan, bir etkin taraf, bir pasif taraf gibi devasa sonuç çıkmaktadır.
Şimdi de, lider olmanın, genel ve evrensel ilkelerini analizle, bu değerli şahsiyetlerin böyle bir özellik taşıyıp taşımadıklarını, belirtmeğe gayret edeyim. Lider özelliği, kişilerin kendi yetenekliliği kendisi ile bire bir elinde olmayan, bir iç ve dış durumların, ortama denk düşen, girişmesi ile ortaya çıkarlar. Ancak bir süreç içinde, ortaya konularak biriktirilen eylemlerin ileri olgulaşmalarıyla belirirler. Olgular ileri olan iç devinmelerle uyuşursa, etkin özne (lider) ileri süreçlerin, dinamikleri arasında kendiliğinden vardır. Bu balığın bilmemesi durumunda halukun var olmasıdır. Ve akraba, yandaş, taallukat desteğiyle ve taallukat pohpohlaması yerine, toplumsal ortak yarardaki süzgeç işlevler sonunda belirirler.
İnsanları önemli ve değerli kılan özelliklerden birisi de, o insanın pratikliğinin yanı sıra da, ortaya ileri süreçleri değin ufuk ve projeler koyabilmesidir. Liderleri lider yapan, lideri ortaya çıkartan özellikleri şöyle sıralayabiliriz. 1- İç ve dış şartların uygunluğu: Bunu iyi kavramak için örneklemek lazımdır.
Örneğin, Galile’yi Galile yapan, kendi içsel yaratılış yeteneği ( iç nedeni- karakteri-doğacı) ile bu yeteneklerine uygun düşen, edindiği bilgi ve donanımların aktifleşmesini sağlayan, sosyal çevresi (dış nedeni) olan iki ortamının girişmesidir. İşte bu kendi içsel yeteneği olanla, dıştaki sosyal ve toplumsal ortamın koşulları giriştiğinde Galile’nin yeteneği ortaya çıkacaktır. İç ve dış ortamın girişen denk düşmeleri Galile’yi Galileo yapmıştır. Söz gelimi, Galile’de bilinmezlere ve bilinişlerin de aksi oluşlarına değin bir öğrenme ve merak eğilimi vardır. Galile’nin de sosyal çevresinde bu eğilimlerine denk düşen bu eğilimlerini tetikleyecek bir bilgi birikimi, deney nesneleri ve tartışma ortamı vardır.
Galile, Mozart, Einstein, Carl Sagan gibi değerlerin olanaklarına, şartlarına doğan, denk düşen, herkes de, bunlar gibi bir yetenek olamazdı. Çünkü herkes bu tür gelişmelere eğimli aynı iç yatkınlıklara sahip değildirler. İç yatkınlıkları, benzeşir olabileceği gibi çok farklı zengin doğaçlara sahiptir.
Eğer Einstein uygun çevrede değil de Kenya’da doğmuş olsa idi, kendi iç şartlarını taşıyacaktı, ama dış şartları, dışın sosyal ve toplumsal maddi dış olanaklarını hiç bulamayacağı için Einstein olamayacaktı. Uzağa gerek yok, Einstein o günün süreninde olan Osmanlı’sında doğmuş olsaydı da Einstein olamazdı. Bile, Belki de çok iyi bir Osmanlı ’hacısı’ olurdu!
Bunu niye anlattım. Bu bilimsel ve evrensel bir gerçeklik ve ilkedir. Hani denir ya: ’efendim Atatürk olmasa idi başka Atatürkler çıkardı!’. Efendim, eğer Atatürk’ün şartlarını bulan herkes Atatürk olsa idi, Einstein’ın olanaklarını bulan herkes de, Einstein olurdu. Stefan Hawking’in şartlarını bulan, Stefan Hawking, ya da Doktor Bernard olması gerekli olmalıydı değil mi? Biçimsel mantığa göre olurdu. Ama her nasılsa olmuyordu işte! Ancak analitik, diyalektik, gerçekçi ve bireşim sel mantığa göre şimdilik durum bu.
Sevgili Atatürk’te, kendi iç yatkınlıklarına denk düşmeyecek, bir Çanakkale savaşı, bir Kurtuluş Savaşı, ortamın şartlarında da, bulunmasaydı, bir kurucu önder olaraktan, asla kendini gösteremezdi. Başarılı, takdirname ve ödüllerini hak eden bir Osmanlı zabitanı olmaktan öteye geçemezdi, herhalde.
Bu yüzden, hep: ’başka Atatürkler olurdu’ dediğimiz değerli insanlar ve ön yargılarımız; toplu durum ortamının şartlarında ve zamanın içinde, rutin rollerini oynadılar. Rutin roller de pek pek lider çıkmaz. Bunun için bu kıymetli kişiler süreç içinde lider olma anlamında elimine (elendiler) oldular. Dış şartları gereği gibi okuyup, gereği gibi cevap oluşturacak liderlik çapında insanlar, ne yazık ki değildiler. Zaten bu saygın ve değerli şahsiyetlerin böyle lider olmak gibi bir zorunlulukları da yoktur. Ama ham insanların ortaya attıkları saçmalıkları da açık etmek gerekiyordu. Bunun için konunun üzerinde durulmaktadır. İnsanlar da, bilgi olanın yerine saçma olana, çok daha kolay inanmaktadırlar.
Bu zamanı ile gayet zahmetli ve zor olan bir görevin, yararlılığını göstermiş olmalarından ve şimdi bir önemli makamda da sıradan biri oluşun yöneten insan ’bencilliği’ kompleksidir. Bu açık ve netti. Ama bunlar kendi alanlarında, dâhiyane ufuk koyan, başarılı insandırlar. Lider özelliklerinin olamayışı, ne bir suç, ne de başarısızlık değildir. Bunlar çok başarılı olan ve başarıları da, alan sınırlıkla olan, yöneticidirler.
Bir liderin doğabilmesi için, iç yatkınlıklarıyla konjonktürsel ortamların içinde bulunan kişiler, bu konjonktürsel duruma da sorunlara, genelce ve kapsayıcı cevaplar oluşturan eylem adamı olmalıdırlar. Kişilerin iç eğilimleri, dış çevrenin girişmeleri içinde seçme ayıklama yöntemi ile elenerek belirlenirler. 1. Olaraktan yaratılışınızın dış ortam girişmelerine uygunca denk düşmesi vardır. Ve doğal çevrenin, sosyal çevrenin ve toplumsal çevrenin seçilim kuralı buralarda etkilidirler. 2. Olaraktan da, bu tür lider oluşların belirmesinde, halkın hiçbir dahli yoktur. Halk nasılsa deliyi de veliyi de alkışlar.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.