- 2050 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUK.
Bu yazıyı yazmaya başladığım anlarda, siteye, 3 yıl 2 ay 5 saat 31 sn dir üyeyim. Neler yaşandı bu 3 yıl 2 ay 5 saat 31 sn boyunca? Anlatmakla bitmez. Özel hayatımdaki değişikleri bir kenara bırakırsam, bu sitede ki varlığım boyunca yaşananlar bile yeter, sayfalar dolusu anlatmama.
İlk üye olduğum günler geliyor, gözümün önüne. Bir tek okunması olmadan geçip giden yazılarım. Neden? Diye kendime sorduğum günlerim. O kadar emindim ki kendimden, neden diye bir soru bile lüzumsuz geliyordu, kalemime. Apaçık ortada olan nedenler, teğet geçip gidiyorlardı, gözlerimin ucundan.
Baktım ki olacak gibi değil, başladım usta kalemleri okumaya. Okudukça anladım ki bir değil, bin eksiğim var yazma konusunda. İzle – öğren devri başladı, kalemim için. Öğrendim. Düşüncelerime anlam katmayı, öğrendim. Duygularımı sıralamayı, öğrendim. Yazdıklarıma şekil vermeyi, öğrendim. Öğrendim… Öğrendim. Edebiyat mezunu olmam yetmiyormuş, yeterli gelmiyormuş. Öğrenmenin, sadece okuduğum okul ile sınırlı olmadığını, öğrendim. Asıl okulumun burası, bu site olduğunu öğrendim.
Zaman geçiyordu ve ben, kendi sınırlarım, kendi çerçevem içinde bir yer ediniyordum, kendime. Dostluklarım oluşuyordu, yavaş yavaş. Usta kalemlerin, göz seviyesine geliyordum. Yazılarım, güne gelmeye başlıyorlardı. Mutluydum.
Biliyordum ki her birimiz, farklı aile yapılarından, farklı kültürlerden, farklı bakış açıları ile bir araya gelmiş kişileriz. Elbette ki ters düştüğümüz zamanlar, görüşler olacaktı. Oldu da. Yazılarımı terk eden dostlarım oldu. Belki ben bir şeyleri yanlış ifade ettim, belki onlar beni yanlış anladılar… Sebebi her ne olursa olsun, beni ve yazılarımı reddettiler. Çoğu zaman, elimden geldiğince, polemiğe girmemeye çalıştım. Yüreğim üzüldü gidişlerine ama yolumdan dönmedim. Onlar da dönmediler, saygı duydum.
Hiçbir gizlenmeye, örtünmeye gerek duymadan; Deistim dedim. Dini terbiyem; Yok dedim. Yetiştiğim aile ortamım içinde din; Allah ile kul arasında ve yürektedir, ne olduğunu kimsenin bilmesine gerek ve ihtiyaç yoktur, dedim. Hala da diyorum. Ben, en zoru başarmaya çalışıyorum: İNSAN OLMAYA ÇALIŞIYORUM, dedim.
Bu konuda ki görüşlerimi, düşüncelerimi anlattığım pek çok yazı yazdım. Benim ve yazılarımın terki de bu yazılar yüzünden oldu, zaten. Bir kişi var ki varlığını, kültürünü, kişiliğinin olgunluğunu asla inkar edemem, etmem: Engin Tatlıtürk. Hayata bakış açılarımız olarak ne kadar ters köşelerde olsak da eleştirilerini, o yazıda bırakan, bir sonrakine taşımayan, tek insandır; Engin Bey. Bu yüzden de dostluğu, tartışılmazdır.
Ve dostlarım… Aynı pencereden baktığım, değerli insanlar. Bu noktada isim yazmak istemiyorum. İsmini anmadığım her dost, önce benim yüreğimi incitir. Ama çok özel üç kişi var: Tacettin Bey, Bedri Bey ve dünyalar tatlısı, dost insan Toynak: Secaattin Bey.
Benim takıntılı bir yanım vardır. Dostlarımı aramak konusunda, tedirginliğim vardır. Özellikle çalışanları. Bu tedirginliğimin çıkış noktası da ailemdir. Biz, ailecek, kişileri ( her kim olurlarsa olsunlar ) rahatsız etmemek gibi bir çekinceye sahibizdir. Ya müsait değilse? Oysa şöyle düşünmek lazım: “Müsait olmayabilir. Aradığında reddeder. Müsait olduğunda, arar.” Ama yok. Bir kez öyle yerleşmiş ki düşünce, değiştirmek, hiç kolay değil.
İşte bu düşünce yapısından kaynaklanan neden ile Secaattin Bey’i, uzun bir süre aramamış olmasına ve merak etmiş olmama rağmen, arayamadım. Sonunda, kendisi beni aradı, eksik olmasın. Ve kahroldum. O uzun süre boyunca, hastaymış. Dalağı ile ilgili bir sorun yaşamış. Ölümlerden dönmüş. “Sessizliğim boyunca üç kişi aramış beni, merak edip de” dedi.
Üzüldüm, utandım, yakıştıramadım; Ne o güzel insana, ne de dostluğumuza. Ne diyeceğimi, bilemedim. Haklısınız dedim, olmadı. Geçmiş olsun dedim, yakışmadı. Özür dilerim dedim, manasız kaldı. Söz verdim; Arayacağım dedim.
Bu güzel insandan, değerli dosttan; Hepinizin huzurunda, özür diliyorum. Şifalar diliyorum.
Not: Sevgili Toynak, taburcu oldu. İyi ve işine geri döndü.
Eser Akpınar.
18.06.2011
Urla.
YORUMLAR
Sizde dahil olmak üzere o üç silahşörü tanıdım
en azından gördüm ve gözlerindeki insan gülüşülerine şahit oldum...
Ara ara sesini duyarken kelimelerindeki hüznü kamufle etme çabasına da şahit oldum sevGİli Toynak'ın...
Bildiğim tek şey dostluğun paha biçilmez bir erdem duruşu olduğudur...
Sizin de bu anlamdaki vefanıza elbette alkış diyorum...
Sevgimle...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum, Mehtap Hanım. Sevgiler, yüreğinize.
Sevgili Eser, dünyanın koşturmacası içinde son birkaç aydır, siteye çok kısa, kısıtlı zamanlarda giriyorum.Yazınızı okumasam Şecaattin beyin rahatsızlığını bilmeyecektim.Teşekkürler bu yazınız bize bildirdi.
Değerli arkadaşımıza acil şifalar diliyorum, inşallah tez zamanda sağlığına kavuşur.
Size de bunu paylaştığınız için teşkkürler,selamlar.
Eser Akpınar
Kolaylıklar diliyorum...Sevgiler, selamlar.
Sevgili Eser, yazınla duygularıma tercüman olmuşsun. Biz bu site sayesinde bir araya gelip tanışma imkanı bulduk ve çok güzel dostluklar edindiğimizi sanıyorum. Sanıyorum demek basit kalır edindik...
Toynak kardeşimiz beni de aradı ve ben de ne diyeceğimi bilemedim. Açıkçası ben onu her zaman arardım ama sana bahsettiğim olay başıma gelince arayamamıştım. Numarasını senden aldım ve birkaç kez aradım ama telefonu hep kapalıydı. Ben de yine telefon çekmeyen köyüne tatile gittiğini düşünmüştüm. Nereden bileyim arkadaşımızın hastanede yattığını ve bizlerin bir tesellisine muhtaç olduğunu...
Biz kocaman bir aileyiz ve ben ailemi çok seviyorum. Tekrar geçmiş olsun Toynak diyorum ve tüm babalarla birlikte sitedeki babalarımızın da babalar gününü kutluyorum.
Ayrıca böyle güzel bir yazıyla vefa örneği gösterdiğin için seni de kutluyorum.
Sevgimle.
Eser Akpınar
Sevgiler yüreğine...
Sevgili Dostum;
Sizleri bu platformda tanıdım ve aramızda kendi açımdan düşünecek olursam dostluk bağları oluştu ve gün geçtikçe giderek güçlendi. Kişilik olarak çizgimin çok dışına çıkan biri değilim. Pozitif ve sıcak kanlıyım. Bunun yanında da samimiyet en çok dikkat ettiğim şeylerden biri. İşlerimin yoğunluğuyla yazıları çok fazla okuyup yorumlayamıyorum. Zamanın körü kör olsun. Fakat şu var ki EDEBİYAT DEFTERİ benim ikinci yuvam. Ben burada yetiştim. Site kurucumuz Habip Bey' e böyle oturaklı, güvenli, insanların birbirine saygılı olduğu, seviyeli bir siteyi bizlerle paylaştığı için teşekkür ederim. Burda tanıdığım bir çok dostum var. Yani sizlerle karşı karşıya gelemesek de dostluk bağlarımızın gücünü biliyorum. Şahsen tanıştığım insanlardan biri de Toynak ile Mustafa Sakarya' dır. Kütüphane açılışında sağolsunlar beni yalnız bırakmamışlar ve gelmişlerdi Bolu' ya. Yokluklarını hissettiğimde aradığım insanlardan biridir. Allah şifalar versin diyorum.
Diğer yandan da benim günün yazılarında hep görüleyim diye bir egom yok, olmadı. Olduysa da belki ilk zamanlarda olmuştu. O da ilk hyecanımdan olmalı. Keşke vaktim olsa da her yazar arkadaşın yazılarını ve şiirlerini kelimesi kelimesine okuyabilsem.
Tacettim abime gelince, yüreği dağ gibi büyük bir insan. İlk kütüphane fikrimiz oluştuğunda bizi yürekten destekleyen insanlardan biridir. Kütüphanesini bozabilecek kadar büyüklükte.
Bedri abiyle hiç karşılaşmadım. Fakat biliyorum ki o da onlarla aynı değerde. İnsanların karşılaşması gerekmiyor. Önemli olan insanları incitmemek. Ve aynı ölçüde değişmeden, erozyona uğramadan dostluğun devam etmesidir.
Ayhan Sarıkaya, o bu sitede tanıdığım insanlardandır. Kütüphaneye başladığımızda, o ve Nurcan hemen kitaplarını göndererek dostluklarını tescillediler. Nurcan hep aynıdır. Sesimi duymadığı zamanlar telefona sarılır.
Daha bir çok insan var. Laz uşağı; onun için bir yazı yazmak istiyordum fakat kendisini çok fazla tanımadığım için ne yazacağımı bilememiştim. Onun kütüphane için gösterdiği fedakarlığı asla unutamam. 400 küsur kitabı göndermekle projemizi başarıya götüren insanlardan biri. Ona minnettarımm.
Adını yazamadığım bir sürü dost var. Ona ayrıca ;bir yazı yazmak lazım.
Ben burada, değerini çok iyi bildiğim dostluğun ne kadar değerli bir şey olduğunu çok daha iyi öğrendim. Sevgili Eser, bu güzel yazınla düşüncelerimi paylaşma fırsatını verdiğin için çok teşekkür ediyorum. Sizleri çok seviyorum. Kişi, siyasi görüş, isim, cinsiyet, dil, din, ırk, mezhep gözetmeksizin herkesi seviyorum.
Çünkü burası benim 2. ailem. Sevgilerimle
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
Eser Akpınar
Eser hanım ,
bahsettiğiniz kişiler elle tutulur gözle görülür güzelliklere sahip.....yürekleri ihmale gelemeyecek kadar hassas.
Toynak abim her şeyin en güzelini hak eden ender insanlardan biri... yanındaydım ve ölene kadar da yanında olacağım.
o kinci değil , eğer sizi aradıysa değer verdiğinden ve üzüntüsünü dile getirmekten aramıştır. O el uzatanların elini geri çevirmez.Üzülmeyin o size kıymet verdiği için veryansın etmiştir .
dostluklar kaybedilmediği müddet değerlidir zaten. baktığında gördüğün , gördüğünde hissettiğindir.
eminim ki o da bu yazınızı okuduğunda aradığım iyi olmuş demiştir.
dilerim sonuna kadar gidecek sevinçler yaşarsnız hep beraber..
sevgilerimle...
Emine GÜNER tarafından 6/19/2011 9:56:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Güzel dilekleriniz, hepimiz için olsun...
Sevgiler, selamlar...
KAVAK AĞACINI ÇOK AZ KİŞİ SEVER ÇÜNKÜ DOSDOĞRUDUR. ( Cenap şahabettin). güzellikler yaşandıkça güzelleşir. gözümüzü açtığımız, birbirimizi tanıdığımız tabir biraz abartılı olsada bizi tanıtan ünlü yapan sitemizde bilmeden bizlerde hata yaptık. bir iki yazımızla güne düşünce hakkımız düşmeyince hakkımızı yediler dediğimiz anlar oldu. her türlü fikrin yazıldığını unutup tüm yazıların bizim düşüncemizde olması gerek dediğimiz durumlar oldu. seçki kurulunu çok kolay suçladık. haddimizi aşıp yöneticiye kafa tuttuğumuz anlar oldu. tabi bizim için normaldi. artık ünlü olmuştukya...yazılarımız reyting yapıyordu.. şiirlerimiz bestelenmek için sıraya girmişti. sanal alemde bizleri kapmak için akıl almaz teklifler başlamıştı. EDEBİYAT DEFTERİDE KİM OLUYOR demeye başlamıştık. yumurtadan çıkmış kabuğumuzu beğenmiyorduk. çok siteler davet etti...gel sende yaz dedi. orucu tutanla bayram edilir. anlaşmazlıklar konuşarak halledilir. bir aile içi kavgasını arşı aleme taşımanın hiç gereği olmaz olmamalı.... kol kırılırsa yen içinde kalmalı...BEN HAKLIYIM DEMEK VE DİRETMEK HAKSIZLIĞI GETİRİR...yüzbin kişiyle uğraşmak beceri ister günde 150 yazıyı oku seçmeye başla emek ve vefa ister 450 şiiri takip et oku sabır ve yetenek ister. bu durumu kavramamak zoru bilmemek HEP BENİM BEN DEMEK..haklıyım duygusuna kapılmak basitlik ister.hiç kendi kendinize bu site benim için bunu yaptı ben bu site için ne yaptım dedinizmi....yapılanlar terazi kefesine konsa eminimki bizlere yapılanlar tarafı çok ağır çekecektir. işte bizlerde bu yapılanlara karşılığı en son anahtar kayıtlarında gösterdik. kişi günde iki üç şiir asıyor yıllıkta adı yok. örnekler çok... bu yazımı okuyunca bazıları yalakalık yapıyor diyecektir. siteye girdiğim ilk günden beri aynı duygularım devam eder...doğruları söylemek şiarımdır. ne kimseyi kırmış nede bir polemiğe girmişimdir. beğendiğim kalemleri kaçırsamda okurum. yorumumu yazar beğenmediğim kalemin sayfasını tıklar geçerim. tüm yazan kalemlerde bir şeyler anlatmanın heyecanı vardır...hoş görmeli yazanı teşvik etmeli..onunla paylaşmalı...uzun söze gerek yok birikimlerimi anlatmama vesile olan yazın için size teşekkür ediyorum sevgili eser..... bu sitede tanınanlar bu sitede olmalı...her zaman bizler için gece gündüz hiç bir çıkar gözetmeden çalışanlara ve bizleri bize tanıtanlara canı gönülden teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum...toynak acı patlıcandır onu kırağı çalmaz...işten sıkılınca dalağı şişer...kalbi büyür....prostatı irileşir...haaaa kaytarmayı çok iyi bilir...selamlar
Eser Akpınar
O arada geçen sürede, yanlış yapabiliriz. Sesin büyüsüne kapılabiliriz. Hiç yaşamadım demem / diyemem. Yapmadım demem / diyemem. Çünkü İnsanım. Hepimiz için geçerli bir olaydır, yaşanması.
Önemli olan; yanlışı farkedip, doğruya dönebilmektir. Buradaysak, hala bir aradaysak, el ele, yürek yüreğe yolumuza devam ediyorsak; başarmışız demektir.
Tüm bunlar yaşanırken, tek değişmeyen şey de EDEBİYAT DEFTERİ oldu. Sanırım sabır kelimesinin en değerli karşılığı da bu olsa gerek?
Her bir kelimesine yürekten katıldığım sözleriniz için çok teşekkür ediyorum. Büyük onur duydum, sözlerinize aracı olduğum için.
Saygılar, selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgili Yigit kalem..
Ben aslında aşağıda yazacaklarımı ayrı bir yazı olarak yazmayı düşünüyordum.
Ama her zaman ki gibi dobra dobra yazını okunca dayanamadım. Şimdi yazıyorum.
Okunur ya da okunmaz,
Kaae alınır yada alınmaz.
Ne güzeldi defterimiz.
Ne muhabbetliydi.
Bazen yazdıklarımaza güler,bazen yazdıklarımıza ağlardık.
Bazen yeniden aşık olur,bazen yitirilen sevgilileri el birliği ile arardık.
Bazen bir araya gelir;
"Ooo sen o musun?" der,
Bazen"Aaa o sen mişin demekki.." derdik...
Bir kimliğimiz daha oluşmuştu adımızdan sonra...
"Biz Edebiyat defterinde yazıyoruz" derdik gururla..
PEKİ NE OLDU BİZE?
Günlerden bir gün birisi sis bombası attı aramıza.
O kendini Erkek, halkın babası , Allahı tekelinde bolluğun berekitin temsilcisi sanıyordu.
Küsmesekte kırıldık.
Kırılsakta üzüldük.
Kimimiz kalemini bıraktı. Yazmadı.
Kimimiz gemiden erken atlayıp "SENDE YAZ" gemisine sığındı.
Bizlerin çoğunun adları , yazıları bu defter de anlam buldu.
Bu defterde gece 12'leri bekledik.
Bu defterde yaşımız kaç olursa olsun kırmızı kurdeleler aldık.
Yiğit Yazar...
Bu defterde daha çok boş sayfalar var.
Onları bizler dolduracağız.
Kimse bize "SENDE YAZ" demeden yazacağız.
Yakında ben,sonra Tacettin Yıldırım,sonra Toynak, sonra sen yazmaya devam edeceğiz.
Biz bu defteri kolay bulmadık ki kolay terk edelim.......
Selam ve Saygılarımla...
Eser Akpınar
Yola devam...
HANGİ ÇILGIN BİZE ZİNCİR VURACAKMIŞ, ŞAŞARIM!
En içten teşekkürlerimle. Sağolun, var olun... Hep olun.
Yazılarımı terk eden dostlarım oldu. Belki ben bir şeyleri yanlış ifade ettim, belki onlar beni yanlış anladılar… Sebebi her ne olursa olsun, beni ve yazılarımı reddettiler.
Samimi bir yaziydi.
Ama hicbir zaman anlam vermek mümkün degil bu yukaridaki kisma dair yasananlara.
Bu gibi insanlari dost olarak adlandirmamak gerekir diye düsünüyorum.
Herkes ayni düsünmeli ya da yasamali diye bir zorunluluk da yok sonucta.
Saygiyi bilmeyen bir topumuz ne yazik ki ama asariz belki yine de ümidim var.
Degerli dostlara da gecmis olsun.
Yüreginize saglik
Saygilarimla
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
Sevgili Eser Hanım ilk duyduğum zaman ben de çok üzüldüm. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim kendisine. Sayın Toynak gerçekten çok iyi bir dost. Şu anda iyi olmasına çok sevindim. Duyarlılığınız için teşekkürler. Sevgilerimle.
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
Toynak kardeşime geçmiş olsun diyorum.Ee,yaşlandık artık.Yakında benim de bir tarafıma hafiften neşter vuracaklar gibi..
Aramadığım için kendimi suçluyorum doğrusu...Affet beni Toynak kardeşim.
Sizi de kutlarım Eser hanım.Güzel ve anlamlı bir vefa örneği yazısıydı...
Tebrikler.
Selamlar.
Eser Akpınar
Kendimize çok iyi bakmamız gereken zamanlardayız. Eğer sağlığınız için gerekliyse, oyalanmayın lütfen.
İyilikler, esenlikler diliyorum. Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.