Böyle Paşalar Da Var
Eğitim öğretimin insanlık için vaz geçilmez bir değer olduğunu bilmeyenimiz yoktur.Varsa da bu günden tez bilmelidir.Çünkü ancak talim terbiye ile kaliteli insan yetişebilir.Bu dünyada huzur ve sükunet de kaliteli insan aracılığıyla sağlanır.
Biz bu hakikati Peygamberimizden öğreniyoruz ki öğretmenliğe Peygamber mesleği denmiştir.Eğitim kalitemiz arttıkça dar olan bu yer yüzü bize geniş gelecek sorun gibi gördüğümüz bir çok mesele kendiliğinden hal olacak bir yandan yüzümüze tebessüm yansırken diğer açıdan ülkeye huzur ve mutluluk gelecek fena mı olr? Aslında bütün çaba da bunun için değil mi?.
Diyeceksiniz bunun yazı başlığıyla ilgisi ne öyle ya o zaman sadede gelelim.
Kendisi Albay rütbesinde General olmasına ramak kalmış Bilim İnsanı Dr.Mustafa aydından bahsedeceğim.
Ülkesine ancak eğitim aracılığıyla ve sivil toplumu harekete geçirerek yararlı olabileceğine inandığı bu değerli insan , sermaye sahibi dostlarından aldığı destekle eğitim sahasına inmeye karar verip Bil dershanelerini açıyor..
1996 yılından bu yanı çalışmalarını sürdüren bil ailesi kısa bir zamanda Yüzü aşkın bu şirin öğretim kurumlarıyla anadoluya yayılır ve kalitesine kalite katar, ben de 2003-2006 tarihleri arasında Diyarbakır ilimizde temsilciliğini almıştım, bir hayli kaliteli eğitim vermemize rağmen bazı aksaklıklardan dolayı dershaneyi devirtmek zorunda kaldık.Ancak bu süreçte Bil Holding yönetiminde Başta Başkan Dr.Mustafa Aydın olmak üzere maddi manevi katkı aldık ve selam ve muhabbetimiz devam ediyor.
Bil Yayıncılık ile yayın dünyasına kalite katan,
Bil IQ seti ile görsel eğitime öncülük yapan,
İSO 9001 kalite standartlarıyla dershaneciliğe yeni bir çehre kandıran,
Bil holdingin başında Dr.Mustafa Aydın vardır.
Yetmedi Anadolu Bil Meslek Yüksek Okulunu kurdular ve ilk olarak Döviz yerine ücretlerini Lira ile aldılar ve çözüm ortaklarıyla mezunlarına iş kazandırarak bir ilke daha imza attılar öyle güzel çalışmalar yaptılar ve yapıyorlar ki şu anda bir milyonluk bir bil ailesi Türkiye de ve Dış ülkelerde vardır desem inanın.
Bu da yetmedi Aydın üniversitesini kurup bu ülkede en üst düzeyde eğitim öğretim dünyasına girdiler ve günden güne daha iyiye gittiğine de candan inanıyorum.
İşte bu başarının sırrı Allah’ın İnayetiyle Dr.Mustafa Aydın’ın rehberliğinde yatıyor. Üstelik bu da bir Subaydır hem de gönüllerin paşası..
Bil eğitin kurumlarıyla irtibatımız varken yılda bir, gayet verimli olan iki günlük bir koordinasyon çalışmamız yapılırdı, Bir seferinde Yönetim kuruluna bir emekli paşanın alındığını duyduk, fakat bir az da temkinliyiz bu paşa da nereden çıktı diye, konuşmaya başlayan her konuşmacı sayın yönetim kurulu sayın paşam diye konuşmasına başlıyor bu arada salında bir gerginlik derken söz sırası paşamıza geldi.
Dedi ki bazı arkadaşlar beni hala o eksi unvanımla beni takdim ediyorlar halbuki ben 1.ordu komutanlığından emekli olduğumda, konuşmamın bir paragrafında şöyle demiştim “arkadaşlar be generallikten Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığına terfi ediyorum”.Hem kahramanlık sadece Gabar dağında savaşmak değil, asıl kahramanlık sizin gibi sabırla, metanetle, emek sarf ederek insan yetiştirmektir.diye konuşmasına başlamaz mı Salonda bir alkış bir alkış bildiğin gibi değil işte bundan dolayı başlığımda böyle paşalar da var demişim.
Şimdiye kadar bir çok sivil toplum kuruluşunda yönetici ve başkan olarak rol alan Dr.Mustafa aydın takdir edilmeye değer bir zattır, varlığıyla iftihar ediyorum, bu müstesna şahsiyeti yetişriten anne babasına dua ediyorum Yüce yaratana bu kaliteli insanı toplumumuza bahş ettiğinden dolayı ekstradan şükür ediyorum.
Bu insanların kabiliyetlerinden yararlanmak gerektiğine inanıyorum.Bu saygın eğitimciden Milli Eğitim Bakanlığı yararlanmasını bilmelidir.İnanıyorum ülkemiz eğitiminin geleceği için çok güzel fikirleri vardır.
*İSO 9001 standartlarını eğitim kurumlarına ilk uygulayandır.
*Özel öğretimin daima devletin kurumlarından bir adım ileri olduğunu savunan ve yol yöntemleri dile getirendir.
*Öğretim kurumlarının günlük 24 saat yıllık 365 gün verimli çalışmalar yapmaları gerektiğini savunanlardır.
*Kurum amiri herkesten önce kurumda olup herkesten sonra çıkmasını savunan ve bizzat uygulayarak örnek teşkil eden bir şahsiyete sahip müstesna bir yöneticidir.
İnsanlığı, onuru, şeref ve dostluğu önemseyen bir niteliğe sahiptir.
Bir koordinasyon toplantısında,” arkadaşlar size öğretim kurumlarımızın ismini verdik, ismimiz namusumuzdur namusumuza sahip çıkın” demişti, bu beni çok etkiledi Bil dershanesinin ismi altında eğitim öğretim yaparken bu ağırlığı hep üzerimde hisettim.120 milyar zararla kurumu devrettiğim halde ismine leke gelmesin diye bırakıp kaçmadım, yoksa ilk yılda devir etseydim üstelik kazançlı çıkacaktım ama dershaneyi emin olmayan ellere bırakamadım.
İşte bir Albay İşte bir milyon eğitim dostları üstelik tek tipçilik değil farklı insanları bir arada tutan her saygın şahsiyete kapısı açık olan eğitim öğretim kurumları barışa, huzura, nitelikli vatandaşın yetişmesine vesile olacak olgun beyinler emin eller.
Umarım sizi sıkmadım bu yazımla, rahatsız etiysen da helalık diliyorum.Bir eğitimci olarak duygularımı sizinle paylaştım, o kadar.
Selam ve dua ile
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.