- 880 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KALAYCI!..
Elindeki siparişi,bir an evvel bitirmek için gösterdiği gayret, kendisini oldukça yordu ama hiç tınlamadı.Bütün dikkatini, bakır ibriğin üzerinde odaklaştırmış, elektriğe bağlantılı kablonun ucundaki spiral çubukla,lale çiçeğinin derinliklerine dek giriyordu.Çubuğun bakıra temasından çıkan uğultuya alışkındı.Bu ses;dişçinin hastasının ağzında dişini keserkenki sesi çağrıştırıyordu.Elindeki çubuk,parmaklarının hareketiyle sağa sola kıvrıldıkça;sesin tonajı,bazen artıyor,bazen de azalıyordu.
Bir ara alnında beliren boncuk boncuk terleri kolunun tersiyle sildi.Gözü,lale çiçeğinin üzerindeydi.Çanak yaprakları üzerindeki kendi tasarladığı motifler bitmiş,sıra taç yapraklara gelmişti.Tam bu esnada;başı, döndü;gözleri,kararır gibi oldu.Canı sigara çekti.Kimyası bozulduğunda yaka cebindeki sigarası,imdadına yetiştirdi.Bir tane telledi mi,tamamdı;kafası yerine gelirdi.Öyle yaptı.Elindeki makinenin düğmesini kapattı;makine,kısa bir süre vızıldayarak biraz önceki gürültüsünü,sessizliğe bıraktı.
Ali,oturduğu yağlı sandalyesinde geriye yaslandı.Sırtının kemiklerini sandalyenin tahtalarına iyice yapıştırdı.Sağa sola sürtünerek belinin ağrısını gidermeye çalıştı.O da kafi gelmedi.Elindeki sigarasını,dudaklarının arasına iliştirdi. Hemen yanındaki sırt kaşıyıcı tahta eli,ensesinden sırtına doğru sokup,”hart,hart” kaşımaya başladı.
“ Ulan avrat,sen de garı olacağan da ben de görecem.Bu yaşta kendinden geçtin be. Sırtımı kaşımazsan;işte böyle cansız tahta ele düşerim” diye kendi kendine hayıflandı.
Sigarasını yarım etmişti ki;gözleri,caddenin karşısında “Çin malları” satan mağazaya takıldı. Gözleri,çakmak çakmak; tüyleri, diken diken oldu. Öfkelendi.
- Şerefsizler! Ekmeğimle oynadınız.Bu mağazayı açmadan önce siparişleri yetiştiremezdim ama şimdi… Allah Allah!..Evimin kirasını bile çıkaramıyorum.Çocukluğumdaki “yerli malı,hepimizin malı” sözlerini kim takıyor şimdi.Bu millete ucuz olsun da,ne olursa olsun…
Sigarasının izmaritini,yere atıp ayağı ile ezdi.Elindeki lalenin motifi bittiğinde,diğer siparişe el atacaktı.İki adet emaye tencereyi parlatma işi kolaydı.Motifi işlemesi gibi yorucu değildi.Biraz ilaçlı suda beklet,sonra motorla çalışan fırçayla her tarafını ayna gibi parlattı mı,tamamdı, evvel Allah!...
Oturduğu sandalyeden kalktı.Beli,iki büklüm olmuştu adeta.Geriye doğru esnedi,kemiklerinden “çatır çatır” sesler geldi. “Yaşlanıyom” diye mırıldandı.Sıvaları dökülmüş duvardaki kırık aynada profilini izledi.Kafasının sadece yanlarında bulunan saçlarının haline içi sızladı.Şakaklar,kırçıllaşmıştı.Kafasının tepesi,havaalanı gibiydi.Tek bir saçı bile yoktu.Dükkanın önünden geçen; kalçaları yumurta şeklindeki genç bayana,bakışları, kaydı.Derin bir "oh!" çekti. Yine evdeki hatunu bin bir küfürle gözlerinin önüne getirdi.
“Ulan, Allah baba,ellere ne hatunlar verirken bana da seçe seçe halden yoldan anlamayan uykucu bir yaratık göndermiş.Ömrüm böyle heder oldu gitti valla. “ diye iç geçirdi.
Dükkanın büro kısmına geçti.Siyah beyaz televizyonu açmayalı bir hafta olmuştu.İçi bir tuhaf oldu.Televizyonun üzerindeki aliminyum tepsileri,elinin ucuyla doğrultu.Diğer esnaflar,çatılardaki antenlerle görüntü yakalamaya çalışırlarken;o ise,iki tepsi ile işi yoluna sokmuştu.Ayrıca,tepsilerin tılsımlı gücü, oldukça işine yarıyordu.Yakınında oynatılan bütün porno filmleri,olduğu gibi kendi televizyonuna çekiyordu.
Ellerini ovuşturdu. “Bakalım;kim,hangi porno filmi seyrediyor “ diye yutkundu.
Televizyonun düğmesine bastı.Görüntü,gitti geldi,bir an.Sonra, düzeldi.Hah tamamdı,düşündüğü gibiydi her şey.
“Ulan,bu milletin işi gücü yok valla.Cümle alemin aklı,şeyinde değilse,ben de eşek olayım! Anasını satmışım,motifin de,parlatmasının da,kalayının da…” Televizyonun karşısına oturdu.Yine,bir sigara yaktı.Dumanını içine çektikçe,diğer taraftan da yutkunup duruyordu.Tepsi çanak antenler,görevlerini layıkıyla yapıyorlardı…Flim,estetik;aktörler kıvraktı. İşi,gücü unuttu,kendinden geçti.
Çok geçmeden;
- Ali efendi! Ali efendi! Sesiyle irkildi.
Kafasını,sesten tarafa çevirdiğinde hemen yerinden zıpladı,televizyonu kapatmaya yeltendi.
- Lüften kapatma!
Kadın,şehvetli bakışlarla televizyondaki oynanan porno filimini süzdü.
- Beş dakikadır,dükkanın içerisinde adını seslendim.Parlatılacak demlik ve tencere getirmiştim.Yanıt gelmeyince,televizyonun sesine kulak verdim.Tuhafıma giden inlemeleri duyunca;dayanamadım ve geldim.
Ali efendi,ne diyeceğini,ne yapacağını şaşırdı.İçeriye giren kadın, daimi müşterisiydi.Arada bir böyle gelir,dükkana takılırdı.Kösnül bakışlarına anlam veremezdi.
Kadın:
- Hiç istifini bozma,Ali efendi.Sakıncası yoksa birlikte izleyebilir miyiz filimi?
Karşısındaki kadının ateşli biri olabileceği varsayımıyla;
- Neden olmasın hanımefendi,dedi…
YORUMLAR
Ee bakırcı, inşallah ben senin yerini bulur da avradına " bak eşin dükkân da böle böle yapıyor " derim.zaten demezsem de içime dert olur.
Vay efendim saçları gitmişmiş, o zaman hatuna da yazık...hergün onun o halini görmesin diye uyuyordur garibim.
Biraz da hatunundan onu dinlemek gerek, acaba siyah beyaz olan kalaycının televizyonu mu, yoksa kendisi midir.!
Bu sadece "Kalaycıya cevaptı" tabi, tebrik ederim.
ayhansarıkaya
Beni affedin.Eğer tepki topluyorsa böyle öyküler(!)bir daha yazarsam namerdim...Ama şunu unutmayınız ki;benim hayatım hep pazarlarda geçmekte.Malzemeleri,buralardan toparlıyorum...
Tşk.ler arkadaşım,bu güzel yorumun için.
Selamlar...
Ya gel de erkek milleti işte deme...Saçına başına yaşına bakmadan evdekine laf ederler...Kadına da pes...
Bir emekçinin hikayesini okuyacağım diye düşünürken farklı bir finalle bitirdim öyküyü.
Birgün bu öyküler yüzünden yenge seni paralayacak haberin olsun. Ne yaparsın yazar kısmı bir türlü anlaşılamıyor. Sanat manat anlamaz seni terkediverirse halin nice olur Ayhan Abi.
Şaka bir yana ( Ağyar'ın kulağı çınlasın hep böyle bitirir yorumlarını) güzel anlatım. Güzel tasvirler. Sık sık yazıp yeniden sahalara döndüğün için mutluyum.
Elbette kutluyorum.
ayhansarıkaya
Okuduğun için tşkler.
Selamlar.