ÖSYM NEREYE GİDİYOR
ÖSYM konusunda yazmak istemiyordum, uzun süredir sabırla yazmamak için direniyorum; ama artık sabır taşı çatladı ve yazma krizine tutulduğum için bu yazıyı okuyorsunuz.
KPSS skandalıyla başladı her şey. Türkiye’nin yıllardır en güvenilir kurumu olarak bilinen ÖSYM bir sınavda kopya iddiasıyla gündeme geldi. Malumunuz, hemen sınav iptal edildi ve tekrarlandı. Kopya iddiası olan sınavda tüm soruları doğru cevaplayan adaylar tekrarlanan sınava ya girmediler ya da girenler nal topladılar. Dolayısıyla kopya olayı tescillenmiş oldu.
Sonra ne mi oldu? Kocaman bir hiç…
Artık ders alınmıştır, daha dikkatli olunur derken bu sefer de “sehven şifre” çıktı karşımıza. Bir milyon yedi yüz bin gencin girdiği sınavda şifre iddiaları çocuklarımızın, geleceğimizi emanet edeceğimiz umutlarımızın hayallerini yıktı.
2011 YGS Türkçe bölümünde iki soru hatalıydı, itiraz ettim, gerekçelerini açıkladım, benim gibi bir grup öğrenci de sorunun yanlışlığına takılmışlar ve sorularla ilgili Türk Dil Kurumu’ndan görüş istemişler. Atv, Fox gibi televizyonlarda haber de olan bu olayda Türk Dil Kurumu da iki sorunun yanlış olduğuna dair cevap vermiş öğrencilere. ÖSYM benim itirazıma ne cevap verdi biliyor musunuz? Tek bir cümle: “27 Mart 2011 tarihinde merkezimizce uygulanan 2011 Yükseköğretime Geçiş Sınava (YGS) soruları, madde analizleri ve itiraz dilekçeleri üzerine yeniden incelenmiş olup, bu inceleme sonucunda sorularda herhangi bir hataya rastlanmamıştır.”
Ne kadar güzel, ne kadar açıklayıcı ve tatmin edici bir cevap değil mi? Bu yazıyı okuduğumda ağzımdan çıkan ilk kelime “Vay ö….ler!” olmuştu. Ciddi bir kurum ancak bu kadar açıklayıcı ve ikna edici bir cevap verebilirdi. Sonra neden böyle bir cevap verdiklerinin de gerekçesinin farkına vardım.
Bu cevaptan birkaç hafta sonra ÖSYM’nin sözleşmeli sınav uzmanı alımı ilanında okuduğum bir madde uzmanlık alanı “sınav” olan bir kurumun ne kadar “uzman” olduğunu gözler önüne seriyordu. Sınav uzmanı olarak alınacak kişilerde olmaması gereken bir özel şart konulmuştu, bakınız ne diyor: “Özel dershane veya özel eğitim kurumlarında çalışmamış olmak, Bakanlıkça yapılan sınavlara yönelik soru kitabı veya başka yayını bulunmamak.”
Bu ne demektir? Sınavlar konusunda uzman olan dershane öğretmenleridir. Sınavlarla ilgili soru kitabı veya yayını bulunan kişi bu işin uzmanı demektir. O zaman sen uzman aramıyorsun!.. Sadece memura ihtiyacın var. İşte memur zihniyetiyle yapılan sınavlar da böyle fiyasko veriyor. Sonra da hatalı soruda hata yok diye bana cevap veriyor. On dokuz yıllık öğretmenlik hayatını sınavlara vermiş, bu işin altından girmiş, üstünden çıkmış, dokuz bin soru yazmış bana, soruda hata yok deme gafletini, cehaletini gösteriyor en güvenilir kurumumuz!..
Dedim ya sabrediyordum. ÖSYM başkanının “LYS’de YGS gibi güvenilir ve yanlışsız olacak.” (!) demesine rağmen sabrediyordum. Cevap kağıtları bulunamadığı halde puan verilen, düşük puana itiraz sonucunda kağıtlarının bulunamadığı açıklanan, ardından ek sınav hakkı verilen öğrencilerin haberlerine rağmen sabrediyordum.
Ta ki yurtdışı üniversitelerinde okuyan öğrencilerin denklik sınavı sorularının geçen yılki sorularla % 75’inin aynı olduğu için sınavın iptal edildiği ve yenileneceği haberine kadar…
Soruyor insan: Bir kurum, devletin ciddi, en güvenilir olması gereken kurumu bu kadar mı dengesizleşebilir? Bu kadar mı seviyesizleşebilir? Bu kadar mı…
Ağzıma gelen daha çok söz var; ama söyleyemiyorum.
Umarım birileri bu feryadı duyar da ÖSYM’ye köklü bir çekidüzen verir.
YORUMLAR
Dün ben de şiirini yazmıştım bu konunun.
ÖSYM nereye gidiyor? Derseniz, bence rekora gidiyor.
Ardarda bu kadar hatalı (sehven:)) sınav yapan bir ülke daha var mı acaba?
Bir soru da benden.
ÖSYM başkanı muhalefetten olsa halâ koltuğunda mı otururdu yoksa çoktaaan Silivri'yi boylamış mıydı?
Selam ve sevgimle.
Ben de bir kpss mağduru olarak "bu yıl hiç çalışmadım" diyorum.Keyfiye hazırlanıp dağıtılan soruların,keyfiye yapılan atamaların yanında ben de uyayım bu akıma da keyfiye gireyim bu yılki sınava.Sayın Hocam,o kitapçıkta tek bir hece bile yanlış olmamalı,eğer varsa bu sadece o kurumun değil aynı zamanda devletin ayıbıdır.Kurumun şu anki durumuna bakıyorum,bu ne kepazelik diye tüküresi gelen bir ben değilim sanırım.Kimden yüz alıyor bunlar!Bu sorumsuzları koltukta tutan kim!Dalga mı geçiyorlar bizle ya!Hele de ithal öğretmenler gelecekmis,gülesim geliyor,artık ne yapmaya çalışıyorlarsa!En can alıcı konulardan birini ele almışsınız hocam,ayakta alkışlıyorum sizi,saygılarımla...