- 736 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Kalk Borusu
Uyuyakaldım bugün. Kimse de gelip uyandırmadı. En kötüsü gece bir-üç nöbetidir. Sonrasında yatarsın ve kalkamazsın. Kalkanların sesini duymazsın. Koğuş boşalır, daha bir huzurlu uyursun. Ben de uyudum.
Panikle yatağımda sıçradığımda geç kaldığımı biliyordum. Ranzalar boştu. Görevli çavuş koğuşu teftişe gelmemiş miydi? Geldiyse beni nasıl görmemişti? Önemli değildi. Uyku sersemliğiyle hala yatağın önünde iç çamaşırlarımla dikiliyordum. Aceleyle üniformamı giydim. Neyse ki geceki nöbet sırasında çizmelerimi parlatmıştım.
Kışlanın koridorlarında koşarken ne kadar derine batmış olabileceğimi düşündüm. Çavuş Garcia’yı gözümün önüne getirdim:
“Ekselansları kalkmış demek. Güzel… Kendisini bugün yormayalım, dairesine çekilsin. Yolu biliyorsunuz ekselansları. Söylememe gerek yok, üç gün katıksız.”
Ne kadar alay ederse, o kadar kötüydü. Her iğneleyici sözü gardiyan Perez’in sizi döveceği miktarı arttırırdı. Perez işini bilirdi: Bitirdiğinde kendinizden geçmez, sadece vücudunuzun sızladığını hissederdiniz, hem de günlerce.
Hücreden çıktıktan sonra da çavuşun özel muamelesi sizi bekliyor olurdu. Çöplerin toplanmasından, bulaşıklara kadar her türlü angarya bir hafta boyunca size kalırdı. Diğerlerinden fazla nöbet tutardınız. Öyle yorgun olurdunuz ki sorduğunuz parolanın cevabını bilmezdiniz. Hepsi, ranza arkadaşınızın size acıyıp uyandırmaması yüzündendi.
Koşarak talim alanına vardım: Boştu! Herkes neredeydi? Birden ayıldım. Kışla binasına geri döndüm, arka taraftaki avluya geçtim. Avluda askerler çeşitli gruplar oluşturmuş, aralarında konuşuyorlardı. Subaylar ve doktorlar yerdeki cesetleri inceliyor, birkaçı tutanak hazırlıyordu.
Çavuş Garcia beni gördü. Yanıma geldi. Alaycı gülümsemesi yoktu.
“Kaçırdın” dedi, “Yerini Mendez aldı.”
Sonra yakındaki asker grubuna emirler vererek uzaklaştı. Kaçırmıştım. Uyuyakalmış, idam mangasındaki yerimi kaybetmiştim. Uyuyakalmış ve bugün kimseyi öldürmemiştim.
YORUMLAR
Etkileyiciydi.Sonunda ölüm mangası beklemiyordum.En fazla çavuştan bir iki ağır fırça yer derken ,tüm ağırlığıyla geldi üstüme üstüme hikayenin sonu.3-5 nöbeti iyidir diğerinden gerçekten.En azından Saat yediye kadar iyi kötü dayanabilirsiniz sabırla,bitti bitecek derken en uzun gecelerden biri daha.
İlhan Kemal
"Kaçırmıştım. Uyuyakalmış, idam mangasındaki yerimi kaybetmiştim." Burada bitirdim ben... ve beğenimi okşayan bir tat var şimdi...
ali rıza kars tarafından 6/25/2011 9:25:20 AM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal
İlhan Kemal
Kaçırdığı şeye de bak. Boşuna demiyor atalarımız "Herşeyde bir hayır vardır diye." Ama bugün öldürmezse yarın öldürecek, asker bu. Savaş esnasında neyse de eli kolu bağlı insanları öldürmek ne korkunç bir şey.
Demek bu dayak işi her yerde var. Sade bizim kültüre has olmadığına sevindim.
Geç okudum ama, yine beğenerek okudum.
Saygıyla.
İlhan Kemal
Mahkumların da idamlarını kaçırmaları dileğiyle. Saygılarımla.
İyi ki uyuyakalmış. Demek bizim askerin işi öldürmekmiş. Farklı bir öykü.
Benim oğlumda beşbuçuk ay askerlik yaptı ve nöbetleri çok ağır geçerdi. Ayakta uyuduğunu söylerdi. Nöbet deyince aklıma geldi.
Kısa ve keyifli bir öykü. T ebrikler, sevgilerimle...