- 1151 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞEY İNSAN İÇİN; İNSAN KİM İÇİN?
Bir mütefekkir var, bir mütefekkir olmak var. Ama en önemlisi mütefekkirin bizatihi kendisi olmak var. Peki mütefekkir ne için var? Ne alemdedir? Neler ile meşguldur? Ne ile meşgul olması kendisine öğretilmiştir. Meşgul olduğu her nokta, BİR varlığın ta kendisine varmak, onunla vuslad bulmak mıdır?
BİR’ in şairlerinden Bir’i; İNSAN ÜÇ BEŞ DAMLA KAN, İNSAN ÜÇ BEŞ DAMLA SU. ÖYLE BİR HAYATA ÇATTIK Kİ HAYATA KURMUŞ PUSU" dizeleri ile kendini mi anlatmaktadır.Yoksa tüm kainata gönderilen ve yeryüzünün tek vekil harcı olan Allah dan sonra gelen Halifetullah. Halife olan insandan mı bahsediyor. Gerçekten insan madde planında bakıldığı zaman üç beş damla kan, üç beş damla su mudur? Şair burada acaba yanılmış mıdır. Yoksa çok nazik bir nokta yakalamış da, bu dünyayı terk etti gitti ne kendisi anladı, ne de biz mi anlayamadık ?
Her şey insan için ise; insan kimin için?İnsan Kime faydası olmaklıkla yaratıldı? Bu insan denen mükemmel organizma, neden her gün kendi neslini yok etmek için mücadele etmektedir? Etnik kimlikler, mozaiğinin içinden küçük küçük taşlar, dinler, mezhepler, siyasi görüşler, makam, şan ve şöhret.. hatta kadını için erkekler, erkeği için kadınlar, sonunda insan oğlu insanlar. Neden birbirlerini katlederler? Güzel dünyanın, güzel insanları, haydi bunlar siyasi ve dini içerikli hazır kavga malzemeleri, anladık. Peki bu ürettiğiniz teknoloji, ilim, bilim ve seyrettiğimiz film nedir? Buradaki canavarlıklar şairin dediği gibi, ’’Tek dişi kalmış canavar.. ’’olarak mı kendini gösteriyor.
Kırk sene önce idi, uzaya astronot gidince, ilmin şehri olan Muhammed Mustafa (saa.)’ e ümmet olma iddiasında olan insanlar, ’’KAFİR İCADI -neuzu billah bunlar Allah’ a şirk koşuyorlar.’’ diyorlardı. Peki hal gerçekten böyle mi idi? İnsana en büyük değeri verdiğini ve kainatı O’nun yüzü suyu hürmetine yarattığı Ademi evvel -Ademi sani,’’ Adem balçık iken ben Peygamber idim.’’ diyen bir büyük önderin takipçilerine böyle sözler söylemek yakışır mı idi? Osmanlı ile toplum. Özellikle kırsal kesimdekiler, ilimden, bilimden uzak bırakılmıştı. Osmanlı dedik de, inceleme yapmak gerek, cafcaflı kelimeler ile değil, yalın cümleler ile HAKİKATİ HAYKIRMAK LAZIMDIR. Evet toplum bir çığ gibi okuma aşkı ile kolları sıvadı.Cehaletten kurtulma adına,yeni bir jhamur yoğurmaya başladı.YENİ VE GENÇ NESİL CUMHURİYET ile okumaya başladı.Okuyor da. Okuyacak da inşallah sonuna kadar.
Okuyan bir milletin evladından , O millete asla zarar gelmez.Okumayan Cahil kalmış nesilden korkacaksın. Okumak deyince, kitap yüklü eşek olmaya gerek yok. Ayaklı kütüphane olmak güzel.. Güzelde..OKU emrine itaat edebilmek için,OKU diyeni tanımak bile yeter. Evet 80 kusur yıldır bu milletin çocukları okuyor.
Şimdi sorgulayalım..Okuyan Nesilden ne kazandı bu Millet? Bunu görmek için at gözlüklerinden de kurtulmak gerek. Ticaretimize taş koyan adamın oğlu kızı da olsa, süregelen bir kan davasının temel direklerinden biride olsa,namus davası diyebileceğimiz,gelişmemiş cehaletimizin örneklerinden de olsa, OKUYAN NESLİ GÜZEL MÜZAKERE ETMEK GEREK. HAKKINI VEREREK DEĞERLENDİRMEK GEREK. HUKUKİ SORUNLARIMIZ ADALETİN ÖNÜNDE, MEDENİYETİN SORUNLARINI HALKIN ÖNÜNDE ,MİLLET İLE KOLKOLA ÇÖZMEK GEREK. OKUMAK GEREK.
Diplomalar, etiketler, sertifikalar çoğaldıkça DAHA BÜYÜK BİR CEHALET KOCA BİR ÇIĞ GİBİ GELDİ CAN KAPIMIZA dayandı. Ve gelenler, bizden hayat hakkımızdan vazgeçmemizi istiyor. İşte yedi düvele meydan okuyan diplomalı CAHİLLER TOPLULUĞU KOROSU. Ellerinde silah, genç, ihtiyar, bebek demeden, kadın cocuk demeden katletmeye devam ediyor. Son yapılan beynelminel bir araştırmada, DÜNYADAKİ KATİLLERİN YÜZDE 85’İ ÜNİVERSİTELİ. BU YÜZDENİN YÜZDE 15’ İ AKADEMİSYEN.YÜZDE 25’ İ ÇEŞİTLİ DİNLERE MENSUP İLAHİYATÇILAR.YÜZDE 30’U SAYGIN MESLEK ERBABI VE GERİSİ EMPERYALİST, KAPİTALİST EĞİTİM SİSTEMİNİN YETİŞTİRDİĞİ DİPLOMALI İŞSİZLERDEN OLUŞAN BİR GÜRUH. Dünya bu..Tabii ki Türkiye’de de gölgesi olacak. Kahvehanelerimizdeki genclerimizin kahır ekseriyeti iki yıllık yüksek okul mezunları. Kimliklerini ve kişiliklerini yitirmek üzere olanlar bizim evlatlarımız. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar şimdi bu insanlar, eğitim ordusunun tornasından geçmiş, insanlık üzerine kanlı senaryoları yöneten mekanizmalarda para karşılığında çalışıyorlar. Bizler TV ve bilgisayarlardan sadece izlemek ile yetiniyoruz. ’’ Ahh ahh! ’’, ’’ Vah vah!”’ ile ömrümüzü tüketiyoruz. Aslında beklediğimiz güzel bir ölüm. toprağın altına girmek ve olabilecek kanlı senaryoları görmemek. Buna kurtuluş diyoruz. Birde TELEVİZYONDA Kurtuluş dizisi var idi. Birde Bu milletin kanla elde ettiği Kurtuluş Savaşı vardı. Biz hangi kurtuluş dan yanayız. Şimdiki Gençler İSTANBUL’UN KURTULUŞ SEMT’ini çok seviyorlar.Hemde ne kadar çok seviyorlar bilseniz.
Her şey insan insan için.! Her şey insan insan için.! Her şey insan insan için.! 25 sene önce meydanlarda, kapalı salon toplantılarında, küçük seminer çalışmalarında Her şey insan insan için.! her şey insan için diyordum. Büyük bir mütefekkirin ağız tadı ile. Canlı bir söylem idi, heyecanlı idi. Doyurucu idi.Bir kaç numune var idi.Ve heyecanlandırıyordu. Şimdi, oğluma bakıyorum, kızıma bakıyorum, gençliğin fotoğrafını okuyorum. Ve yüreğim kan ağlıyor. Bize bırakılan bu toprakları, biz aynı saflık ve berraklık ile devredemeyeceğiz. Bizden sonrası değil, evlatlarımızdan sonrası tufan. Bu insanlar bizim evlatlarımız ise, neden bunlar başkasına hayat hakkı vermez. Hani her şey insan için idi. Peki insan kim? Ve Bu insan kimin için var?
Yaratılmayan bir mahluk var mı? YOK! Yok! Yok! Peki yaratılanın, diğer bir yaratığa karşı üstünlüğü nedir? Seçilmişliği mi? Kesesinin şişliği mi? Diplomasının birkaç tane olması mı? Elindeki keleş denen silahın varlığı mı? Dünya siyasetindeki rolü mü? Her şey insan için değil...Artık aklım buna doğru inanmaya gidecek ve gidiyor da.. Beni durduran sade bir doğru var. Tüm varlıkları yaratan bir yaratıcının olduğu. Ve yaratılanların hepsinin kendisine ibadet edeceği anlayışı içerinde sistematik bir imtihana tabi tutuluşudur. Bazen derim ki ’’ İYİ Kİ SEN VEYA SİZ ALLAH olmadınız.’’ Yoksa sizler kimseye hayat hakkı vermezdiniz.veremezsinizde.çünkü ilahlığınız leke alırdı.Vahdetin karşısında.
Bu başlangıç yazımızla bizi okuma zahmetine katlanacak olan tüm değerli dostlarımıza, okuyucularımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Zaman zaman makalelerimiz ile zaman zaman şiirlerimizle bazen başka bir makalenin değişik bir okuyuşunu kendi kalemimizden, bazen bir fotoğrafın arabının okuyuşunu sizlere ile paylaşacağım. Değerli fikiryolu.net yönetiçilerinin hoşgörü ve en güzel anlayışları içinde sizler ile düşüncelerimizi paylaşacağız.
Okuduğunuz yazarın, Allah inancı sonsuzdur. Elhamdülillah.Muhammed Mustafa (saa.)imanı ve sevgisi sonsuzdur. Ehlibeyt ‘e imanı, sevgisi aşkı sonsuzdur. Dini İslam’dır. En geniş manası ile..Mezhebi Muhammediyyet dir.Muhammed Mustafa (saa.) ve İmam Ali (as)’ ın mezhebi mezhebimdir.Peygamber saa. Den ve ali as. 100 sene sonra gelen ve menfaatçi insanlar tarafından organize edilen hiçbir mezhebi görüşe sahip değilim.Allah Muhammed Ali takipcisiyim.Hududullah,sünnetullah,velayetullah kültürü ile yetiştim.
.Türkiye Cumhuriyeti Toprakları üzerinde var olduğumuz ve yaşadığımız sürecede,Türk kimliğinden, taviz vermeyiz.. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına vesile olmuş tüm T.C Devlet büyüklerimizi Osamanlı’ İmparatorluğundan başlayarak, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ’e kadar,tüm devlet büyüklerimiz değer varlıklarımızdır. Hiç kimse şahsımdan, DİNİ VE MİLLİ HASSASİYETLERİMDEN şu veya bu şekilde taviz vermemi beklemesin.Taviz bekleyenler, inanıyorum ki, gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında yetişmiş birer misyoner kimliklerdir. Kendileri olmasa bile,mensup oldukları zihniyet, beynelminel ajanlardırlar. Din ve millet noktasında kendi açmazı bulunan insanlara DÜNYACA ÜNLÜ BAKIRKÖY RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTAHANESİ’NDE DR.MAZHAR OSMAN KLİNİĞİ’NDE TEDAVİ GÖRMELERİNİ ÖNERİRİM.
Bu duygu ve düşünceler ile,elimden geldiği kadar, daha güzelinide yakalamak azmi le, sizler ile beraber olacağım. Kırmızı şeridimi ve sınırlarımı çizdim.Ancak buranın bir Edebiyat sitesi olduğunuda asla akıllardan çıkarmayalım. Yazarlardan etnik ve siyasi hamaset dolu yazılar beklemeyelim.Sitenin ismi “FİKİR YOLU” fikri olanlara buyurun denildi.Bu acizide fikri var mutlak dediler, buyur ettiler.Buyur edenlere ve tenezzül edip ilgilenenlere,ve okuyucularıma şimdiden çok, ama çok teşekkür ediyorum.
Sevgi ve Saygılarımı Sunuyorum.
MUSTAFA MESUT DURMUŞ
KIZILBABA
HER ŞEY İNSAN İÇİN; İNSAN KİM İÇİN? Yazısına Yorum Yap
"HER ŞEY İNSAN İÇİN; İNSAN KİM İÇİN? " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
19 Haziran 2011 Pazar 16:32:06
İNSANDIR HAKA ADEM KULUDUR HAKIN
YOL BİLMEZ KULA YOL İLE GİDEN EREN
HAKIKATIN MAYASINI ÖZÜNDEN PİŞİREN
KIZIL BABA İRFANI İNSAN İSEN HAK SENDE
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
YOL SUYREM DERSEN YOL ÖZÜ SENDEN
SEYİT KAZİM KURBAN HAK İNSAN YOLUN .KIZILBABA,,,
SEVGİLER İMANIM