- 1339 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Baba...
Her kayanın altında -onun sıcaklığıyla zemherilere dayanmış… Serinliğinde kızgın güneşe direnmiş... Azgın seller de sürüklenmeden, fırtınalarda yitikliğe savrulmadan- ona tutunmuş, onunla yaşama sımsıkı ve güvenle bağlanmış nice canlı vardır; kayanın yerinden oynatılıp savrulmasıyla darma duman olan nice canlı...
Benim babam da benim güçlü kayamdı, direncimdi, yaşama tutunduğum gücümdü! Fâni dünya aldı elimden; giden bedeniydi, kalan, bende ki ben’ i…
Ruhun şad olsun Baba’m, mekânın cennet... Seni hep rahmetle, saygı, sevgi ve onurla anacağım... Nasıl anmayayım ki...
Bir bebeğin, minik elleriyle dokunuşunu kıskandım
Sana dokunamadım baba!
Bir çocuğun, pervasızca sarılışını kıskandım
Sana sarılamadım baba!
Sevgisini haykıran çocukları kıskandım
’seni seviyorum ’ diyemedim...
Gölge olan kanatları kıskandım
Ben güneşte yandım...
Şeker yiyen çocukları kıskandım
Hiç şeker yiyemedim ki baba!
Babaya kenetlenen elleri kıskandım
Ellerim acıdı baba!
Uyurken, masal dinleyen çocukları kıskandım
Benim masalım olmadı hiç...
İlk aşk, ilk heyecan babayla yaşanırmış
Yüreğim dağlandı baba!
Çocukluğunu doyasıya yaşayanları kıskandım
Çocukluğumu yaşayamadım,
Ben çocukken büyüktüm baba!
Çocukluğumdan beri büyürken; ’altın bileziğim’ dediğin;
Dürüstlüğün, erdemin rehberim oldu
Yönümü ararken, hayat yolun da
Şaşmadan, şaşırmadan…
Sana layık olmanın onurunu yaşadım
Taşmadan, taşırmadan...
Can acıtan yokluğunda yürüyorum, sensizim…
Ne olurdu,
Sevginin bir dokunuş olduğunun ayırdında;
Haykırsaydık, yaşasaydık en masum sevgileri
Baba- kızın sarmalanışın da!
Töre dedin, gelenek görenek dedin, şu dedin, bu dedin
Esirgedin
Gizledin en güzel duyguları!
Biliyorum sevdiğini! Tıpkı, seni sevdiğim gibi
Geceleri üstümü örtüp
Saçlarımı okşadığını biliyorum...
Sevgiyle yüzümü seyrederken
Tanrı’ya yakardığını,
Yanaklarıma kondurduğun buselerin
Sevgi gülleri çıkardığını biliyorum...
Ne olurdu bu kadar çabuk büyümeseydim
Şımarıp, dokunup sana doysaydım, baba!
Sevgine, şefkatine hasret bırakmasaydın
Minik ellerimi ellerinde tutsak etseydin baba!
Keşke...
Dokunduk / sevdik / bulduk birbirimizi, ama
Geç kaldım, geç kaldık…
Geç bulup tez yitirdiğim, doyamadığım babam!
Bir kerecik ’ babacığım ’ diyemediğim,
Kollarımı boynuna saramadığım babam!
Övüncüm
Gururumsun...
Kara toprağın bağrın da rahat uyu sen!
Hâlâ yanağımı okşamakta,
Sevgiyle kondurduğun busen
Babam...
Refika Doğan – Antalya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.