Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Halil Manuş
Halil Manuş

HEPİMİZ ÇATLAK KOVAYIZ

Yorum

HEPİMİZ ÇATLAK KOVAYIZ

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

782

Okunma

HEPİMİZ ÇATLAK KOVAYIZ

HEPİMİZ ÇATLAK KOVAYIZ



Yaradılıştan bu yana gelmiş geçmiş tüm varlıkların az ya da çok bazı eksiklikleri veya kusurları olagelmiştir. Hiçbir insan diğerine görünüş ve düşünüş bakımından benzemez. Bunun için “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ayeti aradaki farkı açık şekilde vurgular. Bir eğitimci olarak yıllardır sınıflarımda ders verdiğim öğrencilerimin hiç birinin diğerine benzemediğini görmekteyim. Bu benzemeyiş yalnız dış görünüşü ile değil; duyuş, düşünüş ve konuları ifade ediş şekillerinde de gözükmektedir. O zaman farklı yaratılış özelliklerine sahip olan kişilere karşı yaklaşım tarzımız ne olmalıdır? Bu konu oldukça geniş olduğundan; isterseniz bir hikâye ile açıklık getirmeye çalışalım.

“Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırdı. Kovalardan biri çatlaktı. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirdi. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etti. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebiliyordu. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyordu. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslendi.

-"Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum."
-"Neden?..." diye sordu sucu. "Niye utanç duyuyorsun?..." Kova cevap verdi.
-"Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun."

Sucu şöyle dedi.

-"Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum."

Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova, patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görür. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hisseder ve yine sucudan özür diler. Sucu kovaya sorar.

-"Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı."

Öyle değil mi dostlar; hepimizin kendimize has özellikleri ve kusurları yok mudur? Hepimiz aslında birer çatlak kova değil miyiz? Eksikliklerimizden, kusurlarımızdan korkmamalıyız. Aksine onları sahiplenmeliyiz. Ancak; her an eksik yönümüzü geliştirme gayreti içinde olmalıyız. Nasıl ki “Bir günü, diğerine eşit olan aldanmıştır” hadisi bize devamlı araştırma, öğrenme yolunda çaba sarf etmemiz gerektiğini ihtar etmektedir; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” sözü de, tamda bu gerçeği ifade etmekte diye düşünüyorum..

Eğri oturup doğru düşünelim. Birbirimizin değişik yönlerinden faydalanmak; bin biliyor olsak da bir bilenin bilgisinden istifade etmek bize ne kaybettirir ya da ne kazandırır? Gerçek olan kaybımızın değil; kazancımızın olacağıdır.

Bu vesile ile hepinize bol kazançlar(!) dilerim…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hepimiz çatlak kovayız Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hepimiz çatlak kovayız yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HEPİMİZ ÇATLAK KOVAYIZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
11.6.2011 22:03:45
ayyyyy...nekadar güzel bir yazı bu...ve severek okudum...hele çiçeklerin dile gelişi edebiyat sayfasını güle çevirmiş...kutlarım...güzel yazınızı..t.ebrikler...gül diyarından selam lar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL