- 774 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mutfakta
Açlığım öylesine dayanılmaz bir boyut kazandı ki; uykumun en tatlı yerinde kalkıp, kendimi mutfakta, buzdolabının önünde buldum. Uykunun rehavetine yenik düşmüş harap bitap gözlerim. Göz kapaklarım açılmamak için olanca güçleriyle direnirken hissettiğim, ayaza kesen o soğuk, dolap kapağının açılmış olduğunun kanıtıydı. Tanrım bu ne güçlü kuvvetli bir dürtüdür ki sabahın üçünde kendimi
mutfakta buldurtuyor bana.
Son zamanlarda bende garip huylar peyda olmaya başladı; öğün arası atıştırmalar az şekerli sade kahveler, son birkaç gecedir bir de bu! Sabahın seher vaktinde buzdolabının başına dikilip, elime geçeni mideye indiriveriyorum ve üstelik kontrolü de kaybettim kaybediyorum, tam sınırda.
En son böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımda işe daha yeni başlamıştım. Çıldıracak gibi olup da kimseye tek kelime edemediğim günlerdi o zamanlar. Karabasan gibiydi.
İyi hoş da her şey rayına oturmuşken, işler tıkır tıkır işlerken, koca bir yarıyılımı verip de anca kurtulduğum bu muzurluğa yine neden sarıldım ben durup dururken!
Daha sonra baskülün üstüne çıkmak kâbustan farkız bir hal alır tabi!
Elin mahkûm yapmak zorunda kalacağın o rejimler esnasında, gözünde kalan o tatlıların, reçellerin, fıstıklı lokumların cazibesinden nasıl korunacaksın ha nasıl! ‘Aklını başına topla! Şimdi hemen elindeki o krem karameli bırak, bir bardak suyunu içip, dişler ini de fırçaladıktan sonra git odana ve uyu!’ derken bile krem karamel sanki masum masum gözlerimin içine bakıp: ‘beni ye’diye yalvarıyordu! Ben onu bırakıp sırtımı dönüp gitsem bile, sanki ardımdan koşup geliverecek gibi duruyordu.
Kendine gel! Bu kadar dirayetsiz değilsin sen! Hadi naz yapma aç o dolabın kapağını ve koyuver rafa…
Anne! Gel kurtar beni bu cendereden ya! Bir yanım; onu yemek istiyor, diğer yanım; ‘sakın yapma!’ diyor. Bu ne ya. Kendi kendimle savaşıyorum yine. Ne zor şey bu!
Gecenin bir yarısı benim bu mutfakta işim ne! Yine nerden çıktı bu sabaha karşı kahvaltıları! Yine davul gibi şişmek istemiyorum!
E, tamam o zaman! Şimdi kalk ayağa elini yüzünü bir güzel yıka, ılık, bir su bardağı sütünü de iç! Bak o zaman senden alası var mı! Uykuna bıraktığın yerden, hem de en çabuk tarafından başla… Hadi Allah rahatlık versin.