- 1575 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HUZUR YOLU
Kimine göre yanlızlık , kimine göre klasik bir müzik eşliğinde yudumlanan kahve belkide. Yada bir bankın üzerinde denizin enginliğinde kaybolmak , bir tual üstüne hayallerini resmetmek neden olmasın.
Her kişinin kendine göre bir huzur yolu vardır. Bu gün , Çınarcık sahili meydanın da iskeleye doğru ilerledim. Münibüsün kalkmasına yirmi dakika gibi bir zaman. Bu vakti boş geçirmemeli idim. İskelenin kenar kaldırımında göz zevkini doyumsuz kılan denizi izlerken beş yıldır yaşadığım ve sık sık geldiğim bu sahil kenarın da farketmediğim bir şey dikkatimi çekmişti.
Büyük taş ve kaya parçalarının oluşturduğu sahil şeridinin iskele kısmında , taşlara vuran deniz dalgalarının huzur veren nadide eşsiz sesi kulağıma bir melodi edasında fısıldıyordu. Hele birde taşların üzerine aylara belki de yıllara dayalı yosun bağları. Kahveli koyu yeşile dönmüş taşların arasına çarpan dalga sesleri sanki ahenk içerisinde dans ediyordu.
Yıllara dayalı dedimde, insanda öyle değil miydi ? Yıllara yenik düşen çizgileri vardı. Her çizgide bir anı ve acı saklıydı. Taşların renginin değişmesi gibi kişinin de saçlarına aklar düşüyordu, hayatın ona neler kattığının bir nevi kahrının rengi gibi görmüyor muyuz ?
Hayat dediğin bir durak değildir. Sadece o yolu kat ettiğin bir araçtı geçen zaman. Ardında bırakıp geçtiğin her durakta bir iz taşırdı kişinin ruhu. Arkasına baktığında yaşadığından çok pişmanlıkları ağır basmakta idi. Arkasına bakarak yürüyen kişi ise önündeki çukuru göremezdi aslında.
Kişiye göre " huzur " elbette değişkendir. Ama bilinizki her kişinin ortak isteğidir " huzur"... Şeklinin veya nasıl olduğunun önemi yoktur. " Neyleyim sarayları içinde huzur olmadıkça"...
İçimi ılık bir his kaplamıştı, kaldırımın ucuna doğru biraz daha ilerleyip daha ileriye bakmaya başladım. Denizin üzerine çöken sıcaklık bulutları kilometrelerce uzaktaki İstanbulu sis perdesi ile sarmış ayrı bir gizem ile saklıyordu. Denizin üzerine çarpıp kaçan martılar sanki nisbet edercesine uçuşuyordu. İçimi derinden çektim kıskanırcasına.
Derin ve engin bir huzur vardı. İşte bu benim şuanki huzurumun değeri paha biçilemezdi. Tamda güneşin batma saatleri idi. Nasıl o seyrine doyum olmayan anı terkedebilirdim ki. Kırmızıya çalan güneşin büyüsü , seksi baştan çıkarıcı bir kadının göz kırpması gibi işveli. Mavisine yakamoz düşmüş denizin güneşi selamlaması bir başkadır burdan bakıldığında.
Huzur ! Evet nasıl hissettiğin ve nasıl baktığın önemlidir... Hayat mücadelesinin artık zorlaştığı bu günlerde nede çok ihtiyacımız var değil mi huzura. Biraz nefes almaya , yaşadığımızı hissetmeye. Lütfen şimdi kalk kendin için bir şey yap ! Ne yaptığının önemi yok , yeterki kendini iyi hissedeceğin huzur bulacağın şeyi yap.
" Huzur senin yüreğinde saklı, artık onu sobeledin "
Leyla Göger 09.06.2011
YORUMLAR
Merhaba Leyla Hanım,
Anlatımdaki bazı süslemeleriniz çok hoş. Ayrıca; de, da, ki bağlaçlarına dikkat etseniz iyi olur. Ayrılmaması gereken yerlerde ayırma yapmayın. "...bu sahil kenarın da farketmediğim bir şey dikkatimi çekmişti." Dile getirdiğim husus bu cümlede belirgin. Ayrıca ayrılması gereken kelimeler de var. Doğrusu şu şekilde olmalıydı. ...bu sahil KENARINDA FARK ETMEDİĞİM bir şey dikkatimi çekmişti. Bu konuları iyice bir irdelediğinizde yazım çıtanızınız yükseldiği göreceksiniz. Bu yönlü uyarılarımı dikkate alan birçok kalemde bunu görüyorum. Bunlara siz de dahil olun. Okumadıysanız eğer, özetleyerek yazdığım "Yazım, kültür; yazın, sanattır" iki makaleyi okumanızı öneririm. Ayrıca, başka kaynaklardan da yararlanabilirsiniz. Umarım, önerilerinizi kendinize saklayın demezsiniz bana.
Başarı dilerimle saygılar.