- 856 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
M E K T U P
07.06.2010
Sevgili kızım,
Hani binbir hayal içinde yazar da sonra postaya atardık, sonra da heyecanla postacıyı beklerdik… E-posta, canlı sohbet ve cep telefonları çıktı mertlik bozuldu belki ama ben halen o şekilde duyguları anlatabilmenin mektuptaki kadar rahat olabileceğine inanamıyorum.
Bazen “babacığım gelmişşş! ” diye koşup babasına sarılan ve sonra babanın eli kızının omzunda, kızın eli babanın belinde uzaklaşırlarken bakar imrenirim. Ama halen emin değilim ki benim böyle mektuba yazacağım duyguları onlar yüz yüze anlatabildiklerine
Belki karşımda olsan bu kadar rahat olamam. Sevgi sözlerini bu kadar rahat söyleyemem. Kâh heyecandan kâh utançtan yazdığım çoğu konu konuşurken aklıma gelmez. Belki sen de utanır, kızarırsın veya duygudan ağlarsın kızım…
Bazen duygusallık gözyaşına dönüşür. Özellikle uzun süre görüşemeyenler bir araya geldiklerinde hasretle sarılmalar ve bol bol mutluluk gözyaşı olur sanıyorum. Söylenecek sözler ise unutulur gider çoğu zaman. Yalnız kaldığımızda “keşke şunu söyleseydim, keşke bunu söyleseydim” deriz…
Eğer bir araya gelsek belki seni birçok öz babadan çok daha fazla sevdiğimi söyleyebileceğime emin değilim…
Eğer bir araya gelseydik resmine baktığım gibi gözlerine bakabilir miydim doyasıya?
Bir mektubu sevgi sözleriyle bitirmek çok daha kolay olurdu. Ama gerçek ayrılıklarda sevgi sözlerinin yerini hüzün ve gözyaşı alır.
Bir araya gelebilseydik “Acaba bir daha görüşebilecek miyiz?” diye hüzünle ayrılırken mektup yazarken “mutlaka görüşeceğiz” umudunu hep yaşatırız.
Yaşatırız değil mi kızım…
Tüm sevgilerim seninle olsun…
Her zaman ama her zaman sevdiklerin yanında olsun.
Gözyaşların her zaman mutluluktan olsun…
Canımsın kızım
Canımdan da öte…
Kadir Tozlu