- 1137 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DOST YÜREK 2
9 Nisan Cumartesi günü, Afra ablamla msn’de konuşurken İstanbul’da olduğunu söylemişti. Buna çok sevindim, bu demek oluyor ki, en kısa zamanda yüzyüze görüşeceğiz. Afra ablamla yüzyüze buluşmamıza az kalmıştı. Ne demişler; sabrın sonu selamettir.
Hayat yolculuğunda, bazen yorulursunuz, soluklanıp yorğunluğunuzu atacak bir ada arasınız ve bu adayı bulup soluklanırsınız, bazen de bu yorğunluğa dayanmak zorunda kalırsınız ve kendinizi boşluğa bırakırsınız. Şunu belirtmeliyim ki; kitaplarda, hayat yolculuğunda, soluklanabileceğimiz bir ada olabilir. Afra ablam benim için, hayat yolculuğunda soluklanabileceğim bir ada gibidir. Çünkü, yaptığımız her konuşma, bize manevi fayda sağlayacak türdendir. Bundan dolayı, konuşmalardan sonra kendimi, manevi yönden rahatlamış hissederim. Onunla konuşmak bana terapi gibi gelir ve bana psikolojik destek verir. Her insanın mutlaka böyle bir adaya ihtiyacı vardır.
İstanbul’da olduğunu öğrendikten sonra, heyecandan yerimde duramaz oldum. Onu msn’de gördüğüm zaman, soğukkanlı ve kolay kolay heyecanlamayan bir kişi olduğum halde, ara sıra heyecanıma yenik düşerim. Yürekten severseniz ya da sevilirseniz, bu sevgi, hayatınıza heyecan katar. (Ama her şeyden önce ölçülü olmalı ve Allah rızası gözetilmeli).
Perşembe günü onun Cuma günü Konya’ya geleceğine dair bir mesaj geldi ve bu mesajda Cumartesi günü buluşacağımız söyleniyordu. Heyecandan 2 gün uyuyamadım.
Cumartesi gününü iple çekmeye başladım. Buluşma zamanı kesinleştikten sonra, insan 1 dakika bile sabredemiyor, ister istemez sabırsızlık ediyordu.
İstanbul’dan Konya’ya geldiği zaman beni arayacaktı. Cuma günü, beklediğim telefon sonunda geldi. Afra ablam Konya’ya geldiğini söylüyordu, buna çok sevindim. Ve ilk buluşma gerçekleşecekti.
Sizi anlayan, yüreğinize karşılık yürek olan ve sizi sadece Allah için seven ve Allah için sevdiğiniz (bu şekilde arşın gölgesinde gölgelenmenize sebep olacak) bir dosta sahipseniz, onu, sakın bırakmayın, çünkü siz yeryüzünün en değerli hazinesine sahipsiniz. Zira dostluklar ve sevgiler, Allah için olursa, işte o zaman gerçek manasını kazanır. Şunu da unutmamak gerekir ki, en yakın dostlar bile birbirini üzebilir.
16 Nisan Cumartesi günü Afra ablam Çumra’dan gelecekti. O gün, çocuklara dersim vardı. Dersimi verip eve geldim ve hazırlandım. O Çumra’dan gelmiş, ben de buluşma yerine ulaşmıştım.
Ve işte beklenen an gelmişti, hem de tüm heyecanıyla. Onu görür görmez heyecandan sarsıldım ve ona doğru ilerledim. Sımsıkı sarıldık birbirimize, hiç bırakmamacasına. Hayatım boyunca unutamayacağım bir andı. Heyecandan kalbim duracak zannettim.
Öğlen namazını Aziziye Camisi’nde kıldık, namazdan sonra, onunla kısa bir kamera çekimi yaptım. Her ne kadar birbirimizi oldukça iyi tanısakta, ben de hafif bir çekingenlik vardı. Allah’tan fazla sürmedi, hemen geçti. Onunla birlikteydim, fakat, ben hâlâ kendimi rüyada gibi hissediyordum. Evet, yüzyüze görüşmek çok farklıymış.
Allaaddin Tepesi’ne çıktık, Allaaddin Camisi’ni gezdik. O gün hava, güzel ve güneşliydi. Alaaddin Tepesi’nde Ud çalan bir amca dikkatimizi çekmişti ve ondan mini bir konser dinledik. Biz gezimize devam ederken, güneş; yavaş yavaş elveda, diyordu. Hava serinlemişti, ben üşümeye başladım. İkinden sonra ayrıkdık.
Hayatımda yaşadığım, unutulmaz bir gündü.
Ve 2.buluşma; 2 Mayıs Pazartesi günü Afra ablamı aradım, napıyor, diye. Çumra’daydı ve beni, yarı ciddi, yarı şaka bir şekilde; Çumra’ya bir türlü gelemedin, diye fırçaladı.
Tatlı bir fırça yemiştim, ondan, sonra ne mi oldu? 3 Mayıs Salı günü soluğu, Çumra’da yani onun yanında aldım. Fakat oraya nasıl gittiğimi, hâlâ anlamış değilim. Aşırı heyecandan dolayı da geceyi uykusuz geçirdim ve kalbim, aşırı heyecandan dolayı ağır bir yük altına girmiş olmalı ki kendimi kalp krizi geçirecekmiş gibi hissettim. Onu görünce rahatladığımı hissettim, bu sefer de heyecanın fazlasını atlattım. Bizim için çok güzel bir değişiklik oldu olmasına da fazla baş başa kalma fırsatımız olmadı. Gerçi 5 dakika yalnız kalabildik ama bu da bize yetmedi. Olsun, önemli olan birlikte vakit geçirmekti. Onun annesiyle de tanışma fırsatım oldu, Annem de onlarla tanışmış oldu. Ayşe teyzenin de duasını alarak Konya’ya döndük…
EBEDİYETE UZANAN NİCE SAĞLAM DOSTLUKLARA İNŞAALLAH…
(HER ŞEYDEN ÖNCE ALLAH İÇİN OLMALI)
NOT: Bu yazım BİR DOST YÜREK isimli yazımın ikinci bölümü olup, onun devamı niteliğindedir.
SÜNDÜS KOÇ – KONYA
04.05.2011 ÇARŞ.
YORUMLAR
Agranur Nur YAŞAYANLAR BİLİYOR YAAA OKUYANLAR BİLMESEDE OLURRR..:) GEÇİKMEDEN DOLAYI HAKKINI HELAL ET NOT PAYLAŞIMLARINIZ SAYFAMA DÜŞMÜYOR DİYE DAHA ÖNCEDEN DE SAYFAMDA YAZDIM.. UNUNUTULMAZ GÜMLERDİ VAKİTLERİ NE KADAR AZ DA OLSA BAZEN AZ DEDİĞİMİZ VAKİTLER BASTI ZAMAN OLUVERİYOR..:) ELHAMDÜLİLLAH HAYATIN İZ DÜŞÜMLERİN DEN GÜZEL BİR KAREYDİ SÜNDÜSÜMMM DAİM VE ALLAH RAZI OLSUN İNŞAALLAH..!
26 Haziran 2011, 10:04
SAVAŞÇI (SÜNDÜS TOKGÖZ) tarafından 7/12/2014 12:30:45 PM zamanında düzenlenmiştir.