Resmen
- Resmen boşandık.
- Hadi ya!
Kalem beyaz zemin üzerinde boş daireler çizmeye başladı. Her çizilen boş daire yaşanmış olan anları resmediyordu. İçine düşülen küçük boşlukların yanlarında merdiven basamakları vardı. Anı kurtarmayı temsil ediyordu.
Kalem birden çok daireler çizerek, boşluğu tamamladı.
- Resmen kuruldu.
- Nasıl yani?
Kalem genişçe bir koltuğu çizmeye başladı. Koltuğun tam ortasında ise iki kolunu yanlara açmış ve bacaklarını yayarak oturan birini çiziyordu. Verilecek hesapları olmasına karşılık, hiç hesap vermek istemeyen bir tavırda, oturanın üzerinde şekil almaya başlıyordu. Kurulu olan düzenin içinde, kurulmuş olarak yaşanılacağı ise koltuğa oturmadan öğretilmişti.
- Resmen âşığım.
- Vay!
Kalem ileride ayrılan ikiye ayrılan yolu çizmeye başladı. Yılan gibi uzayan yolların sonuna ise bir elma ile bir armut çizilmeye başlandı. Ve onların üst kısmına da oku yayına takılı olan gözleri siyah bezle bağlı eros çizildi. Adalet terazisini elinde tutan gözleri bağlı kadına ise ihanet edilmedi.
- Resmen adayım.
- Hadi bakalım.
Kalem küçük adayı çizmeye başladı. Adanın ortasında tek başına duran ağaç ve birkaç yaprağı çizilirken, kıyıya vurmuş olan içi su dolu sandalın kabaca görünümü de ortaya çıkarılmaya çalışılıyordu. Adadaki sahilin bir kenarına da sütun çizmek gerekiyordu. Çizildi.
- Resmen dalga geçiyor.
- Vay alçak!
Kalem çizmemeye karar verdi. Ve kendisini tutan güvenli ellerin nazik dokunuşları ile masanın üzerinde yerini aldı.
Sonum. Sen başlangıç olsan da ne fark eder.
09 Haziran 2011 istanbul.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.