- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alın teri döken için bir tahakkümdü!
Cumartesi günü yoğunluğu bitirmiş, mutat olduğu üzere çalışıyorduk, saat 11.15 civarındaydı, ipek kozalarını temizletiyor, Pazartesi için hazırlık yaptırıyordum.
Elektriklerin kesildiğini fark ettim, elemanlara temizlik yaptırmak niyetiyle, talimat verecektim ki, Sabri Bey hızlı bir şekilde, elemanların yanına yaklaşarak, el, kol hareketleriyle bir şeyler anlatıyordu, ben uzaktaydım fakat fark ediyordum.
Anlattıkları her neyse, elemanların lehine olmadığı kesindi, çünkü Sabri beyin suratı asıktı, hayırdır inşallah diyerek yanlarına yaklaştım.
Sabri Bey bana yönelerek, sizi bulamadığım için, elemanlara söylemek durumunda kaldım deyince, alakasız ve manalı olduğunu anladım.
Hemen beni nerede aradınız, her zaman buradaydım dedim ve arkasından, neyse önemli değil, sizi dinliyorum diyerek, meramını merak ettim.
Mustafa Bey, biliyorsunuz ki elektrikler yok, o nedenle çalışan arkadaşlar, Pazar günü gelecekler ve bugünkü açığı telafi edecekler dedi.
Teklifi çok mantıksız, manasız ve haksızdı, üstelik benim sorumlu olduğum elemanlarımdı.
Sabri beye kafamı kaldırdım, gözlerine manalı bir şekilde baktım ve ağzımı açtım,
Sabri Bey, Allah aşkına saat kaç, bakar mısınız, mesai bitimine kırk dakika var, böyle bir talebi siz nasıl yaparsınız.
Elektriğin kesilmesinin elemanlarla ne ilgisi var, kul da Allah ta insana bunu sorar, sonra maksadınız nedir anlayamadım, bizim hafta içinden sarkan işimiz yok.
Bak Mustafa Bey, sizin gelmenize gerek yok, ben Mehmet ustayı getirtirim, bunları çalıştırırım deyince. Hakir bir ifade şekli vardı, asabım bozuldu, bu insanlardan ben mesulüm, sizin işverenlerden biri olmanız,
Yanlış veya haksız davranmanızı gerektirmez, böyle hareket keyfiyetini de hiç bir zaman size vermez.
Eğer bu insanlara sahip çıkmaz, devamlı haksızlık yaparsak, insan olma onurunu, bizler nasıl savunur, koruruz, rahat bir biçimde insanların, karşısına nasıl çıkar konuşuruz dedim.
Ve elemanlara dönerek arkadaşlar, mesai bitmiştir, hazırlık yapabilirsiniz diye, komut verdim.
Sabri beye yönelerek, yapacak başka bir şey yok, kusura kalma, ama sen yinede istersen, Mehmet ustayı ve ekibini çağıra bilirsin, dedim ve oradan ayrıldım.
Belki bu denli keskin davranmazdım, fakat kocası askerde olan, sigortalı olarak çalıştığını sanan, gariban bayanın dramını yaşamasaydım.
Öyle hazin ki, gece vardiyasında mesai yapıyoruz, ben makineleri geziyorum, kazanı kontrol ediyorum, genel iş takibini yapıyordum.
Saat takriben 23.15 civarıydı. Kısım ikiye geçtim, bobinleri saran, bayan elemana baktım, sabit bakıyordu, bir anda kaskatı kesildi,
Gözleri fal taşı gibi açıldı, ağzından köpükler saçıldı, adeta bir robot gibi yere çakıldı, öyle şaşırdım ki sormayın.
Hayatımda o ana kadar böyle bir olayla hiç karşılaşmamıştım, aptallaştım, hemen yanına yaklaştım, elemanlara, seslendim geldiler, ellerinden gelen ne varsa, ortaya serdiler, maharetlerini gösterdiler.
Yakın arkadaşlarından biri, arkadaşlar telâşlanmayın, zaten belliydi, zavallı ne çekmişti, bunu bir Allah, birde ben bilirim deyince, daha çok şaşırdım, hemen orada kendi kendime hayıflandım, haberimiz yok, ama neler var dünyada diye.
Bayan arkadaş, bir müddet sonra ayıldı, kendine geldi, sara hastası olduğunu belittiler, şimdi geçer dediler.
Fakat olsun biz yine de seni, bir hastaneye gönderelim de kontrol edilirsin, durumunun tespiti yapılır, olmaz mı deyince…
Faydası olmaz acil servisinde ilgi az, izin verirseniz şimdi gidip dinleneyim, yarın nöroloji doktoruna giderim dedi.
Bende tamam, sen durumunu bizden daha iyi bilirsin, diyerek şoföre talimat verdim, evine bırakmasını tembihledim.
Şoför yanıma yaklaştı, kulağıma eğildi, efenim, size söyleyemiyor, ama sigortası hala yapılmadı, personel müdürü oyalayıp duruyor, her maaşında üstelik ücreti kesiliyor deyince;
Beynime kan toplandı, gözlerimin önü karardı, boğazım kurudu, kulaklarım kızardı, ateş yüz hatlarımı sardı.
Allah kahretsin böyle varlığı; Yarabbi senin uygun görmediğin, kullarına tavsiye etmediğin, lanetlediğin, Kul hakkını gasp ederek, bunu marifet sayarak, aldananlardan eyleme, diye kalbi hislerimle duamı yaptım.
Personel kaleminden, bayanın durumunu kontrol ettim ki, içler acısı yedi aydır çalışıyor, ama sigortası yapılmıyor,
Neden diye sorunca da, iş talebinde bulunanlar pek çok, çalışmak istemiyor mu, hiç nazlandırma hemen kapıya koy, çıkart demesinler mi?
Böylesi bir mantığın müntesiplerinin, iş yerlerinde yönetici vasfıyla bulunmaları, iş yerlerinin gelecekleri, huzuru ve sükûnu açısından bir nevi afettir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.