- 1227 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ROSENBERGLER(6)
ROSENBERGLER DAVASI BİR HUKUK CİNAYETİ VE JEAN PAUL SARTRE’IN YAZISI
Rosenbergler Davasında bu davanın yargıçlığını yapan Yargıç İrving Kaufman 5 Nisan 1951’de kararı gerekçelendiren şu konuşmayı yapıyordu:
’Hem yurttaşlarına ihanet eden bu ülkenin yurttaşları,İkinci Dünya Savaşı’ndan önce oılabileceği gibi,Sovyet iktidarının iyiliği hakkındayanılgı içinde bulunamazlar artık.Rus terörizminin niteliği bugün apaçıktır.İdealizim artık bir gerekçe olamaz.
Bu davada ceza sorunu,eşi benzeri olmayan bir tarihi çerçeve içinde kendini ortaya koyuyor,bu ülkenin tamamen farklı bir siyasi sistemle bir ölüm kalım mücadelesi içinde bulunduğunu halka kavratmak son derece zor.İki güç arasındaki bu mücadele kendini sadece dış politikada göstermiyor;aynı zamanda,önümüzdeki davanın gösterdiği gibi,kendi halkımız içindeki gizli ve açık güçlerin devreye sokulmasını da kaplıyor.Dolayısıyla,tüm demotratik kurumlarımızda bu korkunç çatışmanın içine doğru çekilmişlerdir.Tüm tarihimizde hiçbir zaman bu günkü kadar böylesine tüm varlığımızı tehtid eden bir tehlike ile karşı karşıya kalmamıştık.Casusluk yasası tasarlandığında,atom bombası henüz bilinmiyordu.Bunu vurguluyorum,çünkü milyonlarca Amerikalıyı öldürebilecek yok etme silahlarının söz konusu olduğunu bilince çıkartmak zorundayız.
Atom silahları arasında ABD’nin rekabet üstünlüğü başka bir güce karşı vefayı,Amerika Birleşik Devletlerine sadakatten üstün tutan yeni bir tür casuslar kuşağına yol açtı.Bu nedenle,bu davada verilecek ceza,aramızdaki hainlere karşı toplumumuzun korumanın birincil önemine uygun olmak zorundadır.
Olayların şu cilvesine bakın ki,zanlıların ihanet etmiş olduğu ve yıkmak istedikleri bu ülke,onlara adil ve tarafsız bir yargılama süreci,üç hafta süren bir yargılama sürecini sağlamak için,onları olası her şekilde korumuştur.Hatta,kendi ifadelerine göre zanlılar bile,Sovyetler Birliğinde kendilerine bile bu tür bir yargılama sürecinin tanınmayacağı konusunda açıktırlar.Bir Rus yurttaşının Rusya’ya karşı vatana ihanetle suçlandığı bir durumda,duruşma için bir tek gün bile harcanmayacağı kesindir.Yinede onlar,bağımsızlık ve özgürlük davasına hizmet etmek yerine,Rusların tanrıyı inkar ve saldırganlık ideolojisiyle aklını bozmaya karar verdiler.
Ben onların suçunu cinayetten beter buluyorum.İyice düşünülerek bakıldığında,onların işlediği suça kıyasla bir cinayet hafif kalır.Birisi bir cinayet işlediğinde,sadece kurbanını öldürür.En yakın aile çevresi buna üzülür ve adelet karar verir vermez,defter kapanır.Sizin durumunuz da ise davranışınız benim görüşümce daha şimdiden Kore’deki komünist saldırganlığa ve ondan kaynaklanan eli bin Amerikalı’nın yitirilmesine sebep olmuştur ve daha kim bilir kaç milyon masum insan sizin ihanetinizi canlarıyla ödemek zorunda kalacaktır.Siz bu ihanetle hiç kuşkusuz tarihin akışını ülkemiz aleyhine değiştirdiniz.Hiç kimse,sürekli bir gerginlik durumunda yaşamadığımızı söyleyemez.İhanetiniz her gün çevremizde daha açık hale geliyor-sivil halkın faliyetleri,bir atom bombası saldırısına hazırlanmamızı hedefliyor.
Ayrıca şunu varsaymak zorundayım ki;zanlılar en sıkı bir şekilde korunan ve en ölümcül gizli silahı Sovyet ajanlarına verdiklerinde,marksizm’in en önemli hedefi olan dünya devrimi ve kapitalizimin yok edilmesi,onlar tarafından pekala biliniyordu.
Bu olguların ışığında özet olarak sadece şunu söyleyebilirim ki zanlılar bu son derece ciddi komplo içine girdiklerinde,bunun anlamının tamamen bilincindeydiler.Zanlıların burada mahkeme önünde suçlusu ilan edildikleri suç apaçıktır.Bu husuları gözönüne aldığımda,dindar ulusumuzu yok etmeye yönelik bu şeytanca komplonun baş sorumluları hakknda,bu devletin güvenliğine dokunumayacağını açıkça gösteren bir karar vermek zorunda olduğumu hisediyorum.İster yabancı bir ideolojiye kölece tabiyet,ister kar saikiyle olsun,askeri sırlarla ticaret yapmaya bir son verilmelidir.
Delillerin ikamesi Julius Rosenberg’in komplonun elebaşısı olduğunu erkenden gösterdi.Yine de karısı Ethel Rosenberg’in oynadığı rol konusunda yanılmamalıyız.Onu rezil planını izlemekten alıkoymak yerine,yüreklendirip destekledi.O olgun bir kadındı.Kocasından neredeyse üç yaş büyük ve küçük kardeşinden neredeyse yedi yaş büyük.O bu yaşta sorumluluğunun tam bilincindeydi.Zanlılar Julius ve Ethel Rosenberg,davalarına balılığı kişisel yaşamlarının üstünde tutular cürümlerinin ortaya çıkarılması durumunda çocuklarını da kurban ettiklerinin bilincindeydiler.Fakat bu onları
planlarını izlemekten alıkoymadı.Davalarına duydukları sevgi,onların yaşamına hükmediyordu.Hatta çocuklarına duydukları sevgiden bile daha güçlüydü.
Şimdi söyleyeceklerim bana kolay gelmiyor.Bu konuda saatler,geceler ve günler boyu düşündüm.Kanıtların durumunu titizlikle tarttım.Vücudumun her siniri ,her hücresi buna katıldı.Ben,aynen bana hukuk adına konuşma yetkisi verenler kadar insancılım.Sizin suçunuz konusunda benim için en küçük bir kuşku yok.Cezanızı affetmek için bir neden bulmak amacıyla tutanakları inceledim,vicdan muhasebesi yaptım,çünkü affetmek ve insan yaşamını esirgemek sadece doğaldır.Fakat eminim ki zanlı Rosenberglere hoşgörü göstermekle ve bu ülkenin insanlarının bana gösterdiği derin ve kutsanmış güveni zorlamış olurdum.Julius ve Ethel Rosenberg davasında Mahkemenin kararı,suçlu bulundukları suç için ölüm cezasıdır.Karar 21 Mayıs pazartesi günüyle başlayan hafta içinde infaz edilecektir’.
Yargıç Kaufmann’ın söyleminden Rosenberglerin ta başından beri Amerikan Hükümeti tarafından idamlarına karar verildiği ortaya çıkıyordu.Çünkü Yargıç Kaufmann sahibinin sesinden konuşuyordu.
Rosenberglerin 19 Haziran 1953’te suçsuz yere katledilmelerinden sonra ilerici kültürün önde gelen yazarlarından biri olan Jean Paul Sartre 22 Haziran 1953 günü Liberation gazetesine yazdığı’Kudurmuş Hayvanlar’başlıklı yazısında şöyle diyordu:
’Rosenbergler öldü ve yaşam devam ediyor.İstediğiniz buydu değil mi?Daha dün onların yoldaşlarıydık ve siz onları elinizden geldiğince çabuk öldürdünüz ki sağ kalalım.Zamanın bizi her gün birazcık daha az gaddar kılacağını hesaplıyorsunuz.Tabi maddi hasar olacak. Büyükelçiliklerinizin camları kırılacak.Yerine yenilerini taktıracaksınız,sonra,birazcık şans ve Avrupa’da polisler kitleler üzerine ateş açacak ve yepyeni ölülerimiz olacak ki sizin ölünüzü düşünmekten vazgeçelim. Zaten Sacco ve Vanzetti dolabını çevirmiştiniz ve başarılı oldunuz. Bu kez başarılı olamayacaksınız.
Bir noktada kazanacaksınız:Hiç kimsenin kötülüğünü istemiyoruz:Bizde uyandırdığınız hoşgörü ve tiskintiden nefret uyandırmayı reddediyoruz.Fakat bizi,Rosenberglerin idamını acınacak bir olay veya sadece bir hukuk hatası olarak kavrama noktasına getiremeyeceksiniz.Bu,koskoca bir halkı kanla lekeleyen Atlantik Paktının iflasını ve Batı dünyasının önderliğini üstlenemeyeceğinizi ilk ve son olarak açık ve seçik gösteren bir yasal linç hukukudur.Size yanılgınızı söyleyeyim:Rosenberglerin öldürülmesinin,özel bir meselenin ödeşmesi olduğunu sandınız.Yüzbinlerce ses size ’Onlar suçsuz’diye tekrarladı ve siz aptalca şöyle yanıt verdiniz:İki yurttaşımızı kendi yasalarımıza göre cezalandırıyoruz. Bu sizin meseleniz değil
Fakat elbetteki bizim meselemiz. Rosenberg olayı bizim meselemiz. Suçsuzları ökdürmek söz konusu olunca,bu tüm dünyanın meselesidir. Bizzat Vatikan Sözcüsü size perşembe günü yineledi ki ’ Uygarlık beraat ya da mahkumiyetin, verilecek karara bağlı olduğu bir karar aşamasında bulunuyor’ Size her taraftan haykırdılar: Dikkat! Onlar hakkında yargıda bulunurken, kendi hakkınızda yargıda bulunuyorsunuz. İnsan mı yoksa hayvan mı olduğunuza karar veriyorsunuz.
Dün tüm Avrupa, bir tek hareket halinde kitleleriyle, din adamlarıyla, bakanlarıyla ve devlet başkanlarıyla, sizin başkanınıza en insancıl en sade jesti görmesi için yalvardı. Ne dolarlarınızı istedi, ne de silahlarınızı ne de askerlerinizi, hayır sadece iki can, iki suçsuzun canı.
En azından bu olağanüstü iç barışın anlanını anladınız mı? Sınıf çatışmaları,eski kin, her şey bir yana atılmıştı. Rosenbergler Avrupa’yı birleştirmişti. Ağzınızdan tek bir söz çıkacaktı ve sizde bu birlikten yarar sağlayacaktınız. Tüm Avrupa size teşekkür edecekti. Sizin yanıtınız ’ Avrupa’nın canı cehenneme’ oldu. İyi. Fakat o zaman bize ittifaktan bahsetmeyin. Müttefikler birbirine danışır, tartışır, karşılıklı tavizler verir, her biri diğerini etkiler. Sizden bir hiç uğruna kendinizi onursuzlandırmamanızı rica ettiğimizde bize hayır diye cevap verdiğiniz için, büyük çıkarlar söz konusu olduğunda bize iki çift söz söyleyeceğinize nasıl inanalım?
Terazinizde nasıl tartıldığımızı biliyoruz şimdi. Bir kefeye evreni McCarty’yi koydunuz.
Rosenberler elektirikli sandalyeye oturduğunda terazi Mc Carthy’den yana kaydı.
Mc Carthy uğruna öleceğimizi mi sanıyorsunuz? Ona bir Avrupa ordusu vermek için kanımızı akıtacağımızı mı sanıyorsunuz? Mc Carthy’nin kültürünü, Mc Carthy’nin özgürlüğünü, Mc Carthy’nin adaletini savunmak istediğimizi mi sanıyorsunuz? Suçsuzları idam edeceğimizi, protesto eden hakimleri içeri atacağımızımı sanıyorsunuz?
Yanılıyorsunuz Batı dünyasının önderliğini katillere bırakmayacağız.Sakın sadece birkaç öfkeci,sorumsuz unsur söz konusudur diye protestoya kalkışmayın.Ülkenizin efendileri söz konusu,çünkü hükümetiniz onlara pes etti.Nürnberg’i kolektif suç teorinizi anımsıyor musunuz? Şimdi onu size uygulamalı. Rosenberglerin ölümü için kolektif suçlusunuz. Bazıları bu cinayeti provakate ettiği için bazıları,bazıları buna izin verdiği için. Birleşi Devletlerin yeni bir faşizimin beşiği haline gelmesine göz yumdunuz:bu bir tek cinayetin Hitller’in kitle katliamlarıyla karşılaştırılamayacağına boşuna atıfta bulunmayın. Faşizim,kurbanlarının sayısıyla değil,onları nasıl öldürdüğüyle tanımlanır.
Bizi terör yoluyla savaşın içine çekiyorsunuz ve ilk bombalamada onu panikten yitireceksiniz.Biliyorum sizde cesur insanlar var;Rosenberglerin Avukatı,-hani dün:’Amerikalı olmaktan utanıyorum’diyen var ya işte o hakim-Hakim Dougles Rosenberg komitelerinin üyeleri,daha yüzbinlerce başkaları.Fakat şehitleri oynamaktan başka ne yapabiliyorlar?
Ve sonra sağlam kalan,fakat sizin aldatığınız kitleler var;ezdiğiniz siyahlar var,ve her şeyden önce bugün susmuş olan fakat sizin böbürlenmelerinizden ziyade duymak istediğimiz,şu dokunaklı sözleri söylemiş olan cılız ses var:’Genciz ve ölmek istemiyoruz fakat yaşamak için bizden istenen bedeli ödemeyi kabul etmeyeceğiz.’
Ne de olsa Rosenbergler Amerikalılar ve herhangi bir umudumuz olabilecekse,bunun nedeni, öldürmüş olduğunuz bu adamı ve bu kadını sizin ülkenizin yetiştirmiş olmasıdır.
Belki günün birinde onlar sizin korkunuzdan kurtaracaktır:Bunu arzu ediyoruz.Çünkü sizi seviyorduk.
O zaman gelinceye kadar,Avrupa’nın bir ucundan ötekine şöyle haykırdığımızda şaşırmayın ’Dikkat Amerika kudurmuş!Bizi onunla ilişkilendiren tüm bağları koparalım,yoksa bizde ısırılıp kuduz olacağız.’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.