Denedim.demedim deneme
Zaman belli değil dilimde havanın tatlı kokusu...Kenetlenmiş vızıltılar kalabalığa dair.Gökyüzü içini kusmuş bulamaçlaştırmış sesini,tenini,hislerini.Garip, ne ne yapacağı belli ne de nasıl yapacağı.Bu anaforların içinde kalabalık denizinde boğulmamaktayım...Bir an olsun onun yanımda olduğunu hissedişim havanın tatlı kokusunu katledişinden yapay tatla.Anaforların içinde bulunduğumdan olacak -olmamam imkansız-:İçime çöküşüm, sırtımın olmayan midenin içine doğru rükusuna benziyor.
Tip soluk,gözler donuk ağzımın havanın tatlı kokusunu yeniden arayışı biraz ağdalı...Birkaç takırtı,çimenlere elini gezdirişi,benim kararlılığa ,noktaya ulaşma çabam-mecburiyetim- İki boyutlu henüz keşfedilmedi doğmadı üçüncü boyut benim için...Öksürük yapmacık yüzünde nidalı bakışlar,içini kemiren soru belli.Sordu?!:"Sen kaç kilosun? Çimenlerin içinde bir böcek gibi görünüyorsun." Ben diye bir şey yoktu kilo diye de...Belli ki bilinen şeyin keşfedilmiş olma gerekliliğini önemsemiyordum.Duydum,dinlemiş oldum,anlamış,sadece anladığımı anlatmalıydım mimiklerimle olmadı.Oldu,kelimelerin tercihleri,belirginlikleri gırtlakla dil arasında soldu...Bir anlık nokta küre oldu,dilim kelimelere doldu, kalabalığın akıntısı kelimeleri ağzımdan bir bir yoldu:"Senle mi sensiz mi?"
Bu bir sondu nokta gibi sonsuz...